YAZARLAR

ABDÜL SAMET ÇELİKÇİ / Terörsüz Türkiye Sürecinde Millî Dayanışma, Kardeşlik Ve Demokrasi Komisyonu

Terörsüz Türkiye’nin en önemli hedeflerinden biri kuşkusuz Türkiye’de kalıcı toplumsal barış ve huzuru sağlamaktır. Bunu sağlamanın yolu da terörün yarattığı şiddet sarmalını ve kısır döngüyü ortadan kaldırmaktan geçmekte. Bu hedef doğrultusundaki en kritik virajlardan biri PKK’nın silah bırakma sürecinin başlamasıydı ve 11 Temmuz 2025’te 30 kişilik bir grubun silah bırakmasıyla başlayan süreçle bu kritik viraj alındı. Bununla birlikte, PKK’nın silah bırakma sürecinin başlaması kadar önemli bir diğer mesele de TBMM‘de kurulması beklenen komisyondu. Söz konusu komisyon, siyasi partilerle yapılan görüşmeler neticesinde TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş‘un başkanlığında “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” adıyla Ağustos başında kuruldu.

Komisyona üye vermeyi ısrarla reddeden İYİ Parti dışında, TBMM’deki tüm siyasi partilerin temsil oranlarına göre yer aldığı ve 51 milletvekilinden oluşan komisyon, ilk toplantısını 5 Ağustos 2025’te gerçekleştirerek çalışmalarına başladı. İlk toplantıdan 28 Ağustos 2025’te gerçekleştirilen son toplantıya kadar, 23 günlük bir süre zarfında yedi kez toplanan Komisyon, çalışmalarına bir haftalık kısa bir ara verdi. Komisyonun 10-11 Eylül 2025 tarihlerinde yeniden toplanması bekleniyor.

Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kurulması, Terörsüz Türkiye sürecinde yeni ve son derece önemli bir safhayı temsil ediyor. Bu yeni safhada, Komisyon çalışmalarından çıkacak sonuç tüm kamuoyunun merak konusu. Elbette, yapılacak herhangi bir yasal düzenleme ve atılacak adımlarla ilgili son kararı verecek merci TBMM olacak, ancak teklif ya da teklifler Komisyon tarafından verilecek. Peki, 23 günde gerçekleştirilen yedi toplantıda Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ne gibi çalışmalar yaptı ve bu çalışmaları nasıl değerlendirmek gerekir?

İlk İki Toplantıda Oy Birliği

5 Ağustos 2025 Salı günü gerçekleştirilen ilk toplantıda Komisyonun çalışma usul ve esasları ile prensipleri belirlendi, bunun yanı sıra meseleye ilişkin Komisyonda yer alan siyasi parti temsilcilerinin değerlendirmeleri ele alındı. 8 Ağustos 2025 Cuma günü gerçekleştirilen ikinci toplantıda İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın, Millî Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler‘in ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Başkanı Sayın İbrahim Kalın’ın sunumları dinlendi. 12 Ağustos 2025 Salı günü yapılan üçüncü toplantıda ise Komisyon çalışmaları kapsamında davet edilecek kurumlar ve ilgili diğer kişiler, yürütülecek çalışmalar, Komisyonun çalışma takvimi, teknik konularda özellikle idareden ve akademiden rapor ve analiz talepleri hususlarında Komisyon üyelerinin önerilerinin alınması gerçekleştirildi.

Komisyon’un gerçekleştirdiği ilk üç toplantıda iki husus öne plana çıktı. Bunlardan birincisi, terörle mücadelede doğrudan rol alan devlet kurumlarının başındaki isimlerin meseleye ilişkin değerlendirmelerinin dinlenmesiydi. Öte yandan, dikkat çeken bir diğer husus ise ilk iki toplantıda kararların komisyon üyelerinin oy birliği ile alınması oldu. Farklı siyasi partilerin temsilcilerinin Komisyonda yer alması, katılımcı bir zeminin oluşturulmasına imkan sağlaması açısından önemliyken, ilk iki toplantıda Komisyon üyeleri arasında mutabakatın oluşması ve kararların oy birliğiyle alınması sürecin ilerleme kaydetmesi açısından son derece değerli. Hem Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan hem de Komisyonun Başkanlığını yürüten TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş, ilk üç toplantının ardından bu noktanın özellikle altını çizdi.

Toplumsal Hassasiyetin Gözetilmesi Önemli

Terörsüz Türkiye sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da toplumsal hassasiyetin gözetilmesidir. Bir yandan Terörsüz Türkiye hedefine doğru ilerlerken diğer yandan sürecin içeriği ve işleyişi hakkında oluşabilecek dezenformasyonun önlenmesi için kamuoyunun süreç hakkında doğru bilgilendirilmesi önem arz etmekte. Bu çerçevede, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4. 5. ve 6. toplantılarına hem PKK teröründen doğrudan muzdarip olmuş kesimleri hem de meseleye ilişkin çalışmalar yürüten STK’ları ve Baro temsilcilerini davet etti. Bu kapsamda da şehit yakınları ve gazilerin kurduğu bazı dernek ve vakıflar ile Diyarbakır Anneleri 19 Ağustos 2025 Salı günü gerçekleştirilen 4. toplantıya; konuyla ilgili çalışmalar yürüten STK’lar ile Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri 20 Ağustos 2025 Çarşamba günü yapılan 5. toplantıya; Türkiye Barolar Birliği ve Baro Başkanları 27 Ağustos’taki 6. toplantıya davet edilerek görüş alışverişinde bulunuldu. Bununla birlikte, 28 Ağustos 2025 Perşembe günü yapılan son toplantıda ise önceki dönemlerde TBMM Başkanlığı yapmış siyasetçiler davet edilerek görüşleri alındı.

Komisyonun ilk davet ettiği kesimin şehit yakınları, gaziler ve Diyarbakır Annelerinin olmasının hem son derece anlamlı hem de kamuoyunda oluşabilecek yanlış algıların önüne geçilmesi açısından son derece önemli olduğunu ifade etmek gerekir. Nitekim Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da şehit yakınları, gaziler ve tüm vatandaşlara hitaben yazdığı “Terörsüz Türkiye” mektubunda bu noktanın altını özellikle çizdi. Şehit yakınları ile gazi ve gazi yakınlarına gönderdiği mektupta “şundan emin olmanızı hassaten rica ve istirham ediyorum, bu sürecin hiçbir noktasında pazarlığa, müzakereye, tavize, gizli ve süfli girişimlere yer verilmemiştir, bundan sonra da verilmeyecektir” ifadelerine yer veren Erdoğan, tüm vatandaşlara hitaben kaleme aldığı mektupta da “Şundan emin olunuz, ne yaptığımızı gayet iyi biliyor, stratejik bir akılla çok büyük bir dikkat ve hassasiyetle hareket ediyoruz. Attığımız her adımı inceden inceye hesap ediyoruz. Terörsüz Türkiye çalışmalarında herhangi bir al-ver sürecinin, pazarlığın, istiklal ve istikbalimizi tehlikeye atacak hiçbir adımın yeri yoktur, asla da olmayacaktır. Şehitlerimizin asil ruhlarını incitecek, gazilerimizi üzecek, şehit ailelerimizi mahzun ve mahcup edecek hiçbir teşebbüse müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz” ifadelerini kullandı.

Kapsamlı Bir Mesele, Geniş Bir Çerçeve

Öte yandan, terörden doğrudan muzdarip olan kesimlerin yanı sıra, meseleyle ilgili çalışmalar yürüten STK’lar, Türkiye Barolar Birliği ve Baro Başkanları ile önceki dönem TBMM başkanlarıyla görüşülmüş olması, dahası 28 Ağustos’taki son toplantının ardından Sayın Kurtulmuş tarafından Komisyonun gelecek toplantılarında iş dünyasının, memur ve işçi sendikalarının temsilcilerini dinleneceğinin, ayrıca çatışma çözümü alanında dünya örnekleri üzerine çalışmalar yapan akademisyenler ve uzmanlar davet edilerek görüş ve önerilerinin alınacağının ifade edilmesi, komisyon çalışmalarının hem büyük bir hassasiyetle hem de ince eleyip sık dokunarak yürütüldüğünü göstermektedir. Kırk yıllık geçmişiyle kapsamlı bir mesele olan terör sorununun çözümü noktasında gösterilen bu hassasiyet ve ciddiyet dikkate değerdir. Ayrıca, konuyla ilgili farklı kesimlerden temsilcilerle görüşülmesi bu kapsamlı meseleye olabildiğince geniş bir çerçeveden bakıldığını ortaya koymakta.

Terörsüz Türkiye, Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, hedefinde terörden arınmış Türkiye olan önemli bir menzildir. Bu hedef Türkiye’nin, maddi-manevi büyük maliyetlere yol açan sorun çözülerek -devleti ve toplumuyla- terörle mücadeleye harcadığı enerjiyi artık başka alanlara kanalize etmesini sağlayacaktır. Sayın Erdoğan geçtiğimiz hafta katıldığı Şangay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplarken bu noktanın altını özellikle çizdi: “Biz yol haritamızı da menzilimizi de net bir biçimde belirledik. Terörle mücadeleye ayrılan kaynaklar artık kalkınmaya, üretime, yatırıma, istihdama harcanacak. Terörsüz Türkiye’nin kazananı tüm Türkiye, terörsüz bölgenin kazananı ise bölgemizdeki tüm kardeş halklar olacak.”

Komisyon Çalışmalarının Olgunlaşarak İlerlemesi Gerekir

Terörsüz Türkiye’nin Türkiye’deki mevcut sorunları aşan, başarıldığı takdirde hem kalıcı toplumsal kardeşlik ve huzurun temini hem de bölgesel hedeflerin gerçekleştirilmesi noktalarında Türkiye’yi ileri taşıyacak çok daha büyük bir hedef olduğu ve bu hedefe ulaşmanın da belirli bir süreci gerektirdiği gerçeğinin artık daha iyi anlaşılması gerekir. Nitekim Komisyon başkanı Sayın Kurtulmuş, 29 Ağustos 2025’te konuk olduğu Anadolu Ajansı Editör Masası programında kullandığı ifadeler ile bu sürecin olgunlaşarak ilerlemesi gerektiğine özellikle dikkat çekmektedir: “Teklifler geliyor, olgunlaşacak. Yukarıdan, tepeden inme bir yasal düzenleme değil, olgunlaşarak bunlar gündeme getirilecek. Tekraren söylüyorum ama kararı verecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Genel Kurulu’dur. Biz çerçeveyi oluşturacağız, teklifimizi yapacağız… Burada aslolan yasaların uygun bir şekilde çıkarılması ve Türkiye kamuoyunun çok büyük kesiminin buna ‘eyvallah’ demesi. Buna olur vermesi. Zaten komisyonun oluşturulması meselesi de budur.”

Bu bağlamda, henüz bir aylık sürenin ardından, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarından acele ile alınmış kararlar beklemek yerine, Komisyonun ciddiyetle ve hassasiyetle yürüttüğü çalışmaların tamamlanmasını sabırla beklemek yerinde olacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu