BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

ABD Kongresi’nin Ankara senaryoları…

Kuşkusuz raporu fark eden, orijinaline ulaşıp okuyanlar olmuştur. Ancak ben, yakın zamanda New York ve Washington‘daki havayı koklamış bir gazeteci olarak “Türk-Amerikan İlişkilerinin Seyri” bağlamında önemsediğim bölümlerini analiz etmek istiyorum.
Rapor, ABD Kongresi Araştırma Servisi tarafından hazırlanmış ve son güncelleme tarihi Eylül 2025.
Konu; Türk iç ve dış politikası ile ABD-Türkiye ilişkilerindeki fırsatlar ve gerilimler…
Sonda söyleyeceğimi, başta vurgulayıp devam edecek olursam… “Amerikalı politika yapıcılar Türkiye’yi hem büyük fırsatlar sunan stratejik ortak hem de potansiyel riskler (!) barındıran bir NATO müttefiki olarak yorumlamakta!” Bu risk değerlendirmesini ise “Türkiye, Batı ile olan bağlarını korurken, aynı zamanda Doğu ile de ilişkilerini güçlendirme yönünde adımlar atmakta; BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi oluşumlara ilgi göstermekte” tespiti ile özetlemekte! Böylece Türkiye’yi, “Salınım Devleti” olarak tanımlamakta. Yani, Türkiye’nin yönelimlerinin uluslararası güç dengelerini etkileyebileceğini öngörmekte!
Raporda, Türkiye’nin iç siyasi dengeleri bağlamında artık klişeleşmiş ifadeler de dikkat çekiyor. Buna karşın, Ankara’nın stratejik pozisyonuna dair vurgular ve önerilen senaryolar daha ağır basıyor…
İlk etapta Türkiye-ABD arasındaki sorun alanları sıralanmakta…
2019’da Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması, bu kararın ABD tarafından F-35 projesinden dışlanma ve yaptırım tehdidi ile karşılanması,
ABD’nin, Suriye‘de çekirdeğini PKK-YPG’nin oluşturduğu SDG’yi desteklemesi,
Türkiye’nin, SDG’yi terör örgütü olarak nitelendirmesi ve güvenlik tehlikesi olarak görmesi,
Ankara’nın, Moskova ile enerji ve ekonomik iş birliğini sürdürmesi, AB yaptırımlarına taraf olmaması,
Türkiye’nin, muhalefete yönelik tutumlar nedeniyle eleştiriler alması…

***

Amerikalı analistlere göre Türkiye’nin, NATO içindeki pozisyonu, Batı ile ilişkileri ve Rusya-Çin ekseniyle kurmakta olduğu bağlar, ileride belirleyici olacak. Büyük ölçüde bu nedenle Ankara, “denge politikası” yürütmeyi tercih edecek!
Haliyle ABD, “Türkiye ile daha derin iş birliği mi yapılmalı yoksa Türkiye’nin bağımsız tutumu nedeniyle bazı alanlarda mesafe mi konmalı?” şarkacında bir yer belirlemek zorunda kalacak.
Kongre’ye göre, Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği “3 Senaryo” etrafında şekillenecek:
1- Koşullu İşbirliği (Conditional Partnership): ABD’nin Türkiye ile savunma, enerji ve göç yönetimi gibi kritik alanlarda ortaklıklarını sürdürmesi; ancak bu işbirliğinin hukukun üstünlüğü, insan hakları ve NATO uyumu kriterlerine bağlanması.
2- Denge Politikası/Pragmatik Ortaklık (Strategic Balancing): Türkiye’nin jeostratejik konumunun (Karadeniz, Ortadoğu, Kafkasya, enerji hatları) ABD çıkarları açısından kilit önemde olduğu kabul edilerek, demokratik kaygıların öncelikli değil, eşlik eden parametre olarak ele alınması.
3- Mesafeli Strateji (Managed Distance): Türkiye’nin; Rusya, Çin ve BRICS ülkeleriyle yakınlaşmasının kalıcı hale gelmesi durumunda ABD’nin, Türkiye’yi stratejik ortak değil, bölgesel güç olarak konumlandırıp ilişkileri yeniden tanımlaması.
Özetle…
Washington; Türkiye’deki iç siyasi gelişmeleri yakından izlemeyi, kapalı toplantılarda mesajını vermeyi ama liderlik faktörüyle birlikte jeopolitik ve stratejik nedenlerle Türk hükümetiyle ilişkileri canlı tutmayı öncelemekte…

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu