YAZARLAR

MEVLÜT TEZEL / Kurtuluş Savaşı’nda uzaylı yaratıklar!

Büyük Taarruz’a üç gün kalmıştır. Mustafa Kemal’in özel görevlendirdiği seçkin bir asker grubu, kritik bir bölgeye doğru ilerlemektedir.
Ancak görevleri sırasında, gökyüzünden düşen gizemli bir uzay gemisiyle karşılaşırlar.
Artık sadece düşman kuvvetleriyle değil, insanlık için tamamen bilinmeyen bir tehditle de yüzleşmek zorundadırlar…
12 Eylül’de vizyona girecek olan ‘Tehlikeli Bölge’ filminin konusunu okudunuz.
Durun hemen “Böyle saçma senaryo mu olur” demeyin!
Hollywood’da tarihsel gerçeklikle bilimkurgu öğelerini harmanlayan birçok film çekildi.

Filmin senaryosunu yazan ve yöneten Ramazan Ekmekçi, Türk Sineması’nda tarihsel gerçekliği fantastik ve bilim kurgusal öğelerle harmanlamayı deneyen ilk sanatçılardan biri.
Serkan Semiz‘in yapımcılığını üstlendiği, Kadir Parlak, Ozan Turan ve Hasan Şenbayrak‘ın başrollerini paylaştıkları filmin fragmanı bana biraz ‘Love Death and Robots‘ dizisindeki ‘The Secret War‘ bölümünü hatırlattı.
Askerlerin mücadele ettiği yaratık da ‘Alien’vari bir şey.
Fragmanı izleyip filmle dalga geçmeye çalışanları da anlamıyorum.
Bir ilk deneniyor, fırsat tanınmalı. Türk sineması komedi, dram ve korku film türleri arasına sıkışmış durumda.
Fantastik, bilimkurgu tarzında film çekmeye cesaret edenler de desteklenmeli.
Daha filmi izlemeden sinemada farklı anlatımlar deneme cesareti gösterenleri eleştirerek, dalga geçerek bir yere varamayız!

***

FORMULA 1’DE HIZ DEVRİMİ
Formula 1’de 2026 yılında yürürlüğe girecek yeni teknik düzenlemeler ile birlikte araçlar daha kısa, dar ve kompakt olacak.
Ön ve arka kanatların tasarımı değişecek ve aktif aerodinamik sistemler düzlüklerde hava direncini büyük ölçüde azaltacak.
Güç ünitesi de değişecek. İçten yanmalı motorlar 575 beygir, elektrik motorları ise 475 beygir güç üretecek.
Böylece araçlara Formula 1 tarihinin en yüksek torkuna ulaşacak.
Mercedes takım patronu Toto Wolff, “Tam güç kullanıldığında neredeyse 400 km/s seviyesine çıkıyoruz” diyerek yeni araçların hızına dikkat çekiyor.
Aston Martin‘in yedek pilotu Felipe Drugovich ise “Viraj çıkışlarında araç öyle bir fırlıyor ki, sanki bir roketin üzerinde oturuyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz” diyor.

Formula 1’i özel ve çok izlenen yapan temel neden FIA’nın sürekli değişime gitmesi.
Kurallar değişicince takımlar bazen sil baştan araç geliştirmek zorunda kalıyorlar.
Bu da bir takımın uzun süreli dominasyon oluşturmasını belli ölçüde engelliyor.
Formula 1’deki en yüksek hız rekoru, 2016 Azerbaycan Grand Prix’sinde Valtteri Bottas tarafından 378 km/s ile kırılmıştı.
2026’da Monza, Las Vegas, Bakü gibi daha uzun düzlüklerin olduğu pistlerde 400 km ve üstü hızları çok görürüz.
Öte yandan bir F1 sever olarak bu kadar hıza gerek yok diye düşünüyorum.
Önünüzden roket hızında geçen araçları izlemek sıkıcı olur.
Bence F1’i zevkli kılan virajlar ve bu virajlarda araçların birbirini geçmesi.
Bu yeniliklerin araçların yere basma kuvvetini azaltması umarım kazalara neden olmaz.
Türkiye’nin F1 takvimine kalıcı olarak girmesi için beş yıllık anlaşma için 60 milyon Euro’luk teklif hazırlandı.
2026 takvimi belli oldu ama daha önceki yıllarda olduğu gibi çeşitli nedenlerden dolayı bir pistin yarış dışına kalmasıyla Türkiye 2026’de yer alabilir.
Hükümetin, Türkiye’de F1 yarışlarının tekrar düzenlenmesi için destek vermesi de şansımızı artırıyor.

***

12 GÜN İZİNLE 41 GÜN TATİL!
2026’da yılbaşı, 1 Ocak Perşembe’ye denk geliyor. 2 Ocak Cuma tarihinde yıllık izin kullanırsanız cumartesi ve pazar günlerini de birleştiriyorsunuz!
23 Nisan ve 29 Ekim bayramları da perşembeye denk geliyor. Yine aynı hesapla dört gün tatil yapabilirsiniz!
Sosyal medyada birileri şöyle bir hesap yapmış; eğer hafta sonları izinli olan memur ya da özel sektörde beyaz yaka iseniz 2026 yılında sadece 12 gün izin hakkı kullanarak 41 gün tatil yapabileceksiniz.
Kamu ve özel sektörde genel anlamda bu tarz izin birleştirilmesine izin verileceğini düşünüyorum.

12 gün yıllık izin kullanıp 41 gün tatil yapmak fantastik uzak bir hesap olmuş!
Asıl tartışmamız gereken ise; bu hesapların yapılıyor olması.
Turizmciler istiyor diye birçok kez çarşamba ve perşembeye denk gelen resmi ve dini bayramlar birleştirildi.
Bu tatilleri birleştirme huyu ileriye dönük iş planı yapmayı da zorlaştırıyor.
Bu da ekonomiye zarar veriyor.
Tatil birleştirmekten vazgeçmeliyiz.
İşverenler ve çalışanlar önünü görmeli ve ona göre uzun vadeli planlar yapabilmeliler.
Net olmak her zaman iyidir!

***

HOŞ GELDİN ‘SYN57’!
İngiltere’deki Medical Research Council’da çalışan araştırmacılar, genetik kodu doğadakinden daha verimli hale getirilmiş yeni bir bakteri türü geliştirdiklerini açıkladı.
Donanım Haber’e göre yeni organizma, ‘Syn57’ adı verilen ve genetik olarak yeniden tasarlanmış bir tür E. coli bakterisi.
‘Syn57’nin ortaya çıkışı için araştırmacılar tam 101 binden fazla DNA dizisini değiştirdi.

Harvard Üniversitesi’nden sentetik biyolog Akos Nyerges, “Yaşamın neye tahammül edebileceğini keşfetmeye başlayabiliriz.
Sonunda bu alternatif genetik kodları test edebiliriz” diyor.
‘Syn57’nin değiştirilmiş genetik dili, virüslerin hücreleri ele geçirerek protein üretimini kontrol etmesini de engelleyebilir.
Genetik bilim bu hızla gelişmeye devam ederse kusursuz genlere sahip süper insanlar ortaya çıkabilir.
Alternatif organizmalar da geliştirebiliriz.
Torunlarımızı ve onların çocuklarını bilim kurgu filmlerine benzer bir gelecek bekliyor.

***

Altyazı
“Mutsuz olalım, ne var? Biz de mutsuz oluruz. Ben seninle mutsuzluğa da varım.” (Behzat Ç.)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu