YAZARLAR

BERCAN TUTAR / Gazze tsunamisi Atlantik’i sarsıyor

Küresel intifadaya dönüşen Gazze’deki soykırım Batı dünyasını bölünme noktasına getirdi. Batılı ülkelerin İsrail’e verdiği soykırım desteği hem hükümetlerle halkları arasındaki toplumsal kopuşu hızlandırıyor hem de siyasi pozisyonları değişen ülkeler arasında diplomatik çatlaklara yol açıyor.
En büyük korkuya kapılanlar ise soykırımcı siyonazilere her tür desteği veren ülkeler. Bunların başını ise ABD çekiyor. Şu an Avrupa ve ABD’de hükümetlerin attığı hemen her olumlu veya olumsuz adımın öncelikli hedefi öncelikle Gazze’deki barbarlığa karşı kitlelerde oluşan küresel öfkenin kontrol edilmesi.
Öyle ki ABD’de son dönemlerdeki bütün iç ve dış hamlelerin ana gayesi İsrail’e yönelik içeride yükselen tepkileri bastırmaya odaklı. ABD özellikle İslam dünyasında ve Avrupa ülkelerinde İsrail’e karşı yükselen diplomatik başkaldırıyı etkisizleştirmeyi amaçlıyor.
İşte bu nedenle dünyaya ve insanlığa meydan okuyarak İsrail’e kalkan olan ABD’yi şimdi Gazze korkusu sardı.
Gönderdiği silah ve ekonomik destek yetmeyince şimdi de İsrail’i eleştiren müttefiklerine ve uluslararası kurumlara saldırmaya başladı ABD.

***

Hâliyle ABD yönetiminin en büyük travması kendi kamuoyunda oluşan anti-siyonist dalga. Filistin’e artan destek Amerika‘nın kâbusuna dönüştü. Zira korku duvarlarını aşan vicdan sahiplerini cezalar, sansür, linç ve sınır dışı etme gibi tehditler yıldırmıyor.
Görünen o ki Amerikan yönetimi sokak, sahne, ekran, medya, akademi ve bürokrasideki artan Gazze duyarlılığını bastırmada artık yetersiz kalıyor. Bütün silahları ters tepiyor.
Dışişleri ve Kongre çalışanları bile yönetimin soykırımcı tavrını topa tutup istifa ediyor. Senatörler dahi Gazze mektupları yazabiliyor.
Siyonist manipülasyon artık işlevsizleşmiş durumda. Kıtlık ve açlıkla katledilen bebeklerin dramına kimse sessiz kalamıyor. Artık kartel medya bile İsrail’in barbarlığını manşetlerden ve ekranlardan veriyor.
Paniğe kapılan Amerikan yönetimi ise halkına karşı cadı avına çıkarak bu küresel intifadayı bastıracağını zannediyor. Göçmen çeteleri ve suç örgütleri bahanesiyle kentlerde ulusal muhafızlar görevlendiriliyor. On milyonlarca kişinin vizeleri incelenerek sınır dışı ile tehdit ediliyorlar.
Amaç gözdağı. Amaç eylül ayında kolej ve üniversitelerin açılmasıyla başlayacak Filistin’e destek protestolarını şimdiden sindirmek ve önlemek.

***

Fakat Gazze tsunamisini bu saatten sonra durdurmak çok zor. ABD’nin Gazze’deki soykırımı nedeniyle Avrupa’yla da arasında krizler çıkacak. Nitekim son olarak Fransa, “Paris antisemitizmle mücadelede yeterli çaba göstermiyor” diyen ABD elçisi Charles Kushner’i dışişlerine çağırdı.
Buna ek olarak AB, “İsrail aleyhindeki tutumları” nedeniyle ABD’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) 2 savcı ve 2 hâkimine karşı aldığı yaptırım kararını eleştirdi.
Dolayısıyla Gazze soykırımına destek sadece ABD iç politikasında değil Avrupa ve İslam dünyası ile ilişkilerde de birçok soruna gebe görünüyor.
Zira Hollanda’da Gazze ambargosu ile karşılaşan dışişleri ve diğer bakanların hükümetten istifasıyla sonuçlanan kriz tekil bir örnek olarak kalmayacak. Çünkü bütün Avrupa’da halklarla hükümetler arasında Gazze nedeniyle derin bir ayrışma yaşanıyor.
Hiçbir hükümet artık İsrail’i savunup kendi kamuoyunu karşısına alacak durumda değil. ABD ve İsrail de aynı akıbetle karşılaşacak. Soykırımı destekleyenler halkları ve dünya kamuoyu ile karşı karşıya gelecek. Hâsılı kelam, insanlığa ve bebeklere savaş açanlar kaybedecek. Vahşice katledilen Gazzeli masum çocukların kanı ve ahı yerde kalmayacak. Ayaklanan dünya bunun hesabını er veya geç soykırımcılardan soracaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu