Menajerini gönder önüne bak Barış!

ÖZBOSTAN: Haftanın olayı, Barış Alper meselesi. Milli futbolcunun Galatasaray’la yaşadığı durum için ne yorumda bulunursunuz?
TÜZEMEN: İyi menajer futbolcusunu vezir eder, kötüsü de Barış Alper’de olduğu gibi rezil eder. Geçen yıl öyle bi rgelişim gösterdi ki sadece G.Saray’ın şampiyonluğuna katkı sağlamadı, birçok Avrupalı kulübün de radarına girdi. Yeni sezona da fırtına gibi başlayıp G.Saray’ın 2 maçta 6 puan kazanmasını sağladı. Barış’ın bir anda Arabistan’a transfer olma uğruna köprüleri yıkmasını akıl tutulması olarak görüyorum. Bu tutulmada menajerinin büyük payı var. O menajer ve ekibi, ceplerini doldurmak adına Barış’ı hedef adam haline getirdiler. G.Saray’a rest çekmek büyük bir hataydı ve yönetim geri adım atmadı. Okan hoca genç oyuncusuna sahip çıktı, onu kazanmak adına büyük uğraşlar verdi. Dilerim Barış, züccaciye dükkanına giren fil gibi davranan menajerinden kurtulur, akıllı bir yeni menajerle çalışmaya başalr.
BİLGİÇ: Bu duruma gelmesinin nedeni geçen sezon gelen teklifleri, “Sana yeni sezonda kolaylık sağlayacağız” sözüne güvenen Barış’a sunulan yüksek kontrat. İki milyon kazanan bir oyuncu 10 milyonu görüyorsa, ya rakamı artırıp ikna edersiniz ya da gitmesine çıkarınız dahilinde izin verirsiniz. Boey’de de böyle olmadı mı? Barış Alper’in tavrı, maçlar devam ederken olunca hoş karşılanmadı. Osimhen de Galatasaray’a gelmek için Napoli’de antrenmanlara çıkmadı. Futbolcuların formalarını kalpten sevdiğine inananlar bu tavra tepki gösteriyor. Barış profesyonel olarak emeğini yüksek fiyattan satmak istiyor. Bir oyuncu gitmek istiyorsa, ona engel olamazsınız.
YA SATILMALI YA ZAM YAPILMALI!
TİMURLENK: Gelin Barış’ın menajerine inanmayı deneyelim. NEOM ile görüşmediler, Barış orada kaç para alacağını bilmiyor ama Arabistan’da oynamak için yanıp tutuşuyor. G.Saray ile 3 yıllık kontratı var ama menajerine göre önünün açılması lazım. 50-60 milyon bonservis isteniyorsa oyuncusunun 2 milyon almaması lazım. G.Saray’ın istediği ve Barış’ın orada alacağı 4 yıllık ücretin toplamı nereden baksanız minimum 80 milyon Euro. Ortada böyle bir para varken futbolun ekonomisinden bihaber, cahil bir menajer yönetime mektup yazıp ortalığı karıştırdı. G.Saray, Barış’ı satmaz. Barış da taraftarla arasının düzelebilmesi için iki cümle özür diler, bu menajer ile yolarını ayırır ve önüne bakar.
ÇAKAR: Barış Alper şeklen haksız olsa bile esasında haklıdır. Geçen yıl da şampiyonlukta Osimhen’den sonra en büyük katkı sahibi o. Ama aldığı ücrete baktığımızda Osimhen’in 10’da 1’i, İcardi’nin, Sane’nin 6’da 1’i, Sanchez’in 4’te 1’i, Torreira’nın 3’te 1’i. Böyle bir adalet olmaz. İdmana çıkmayıp afra tafra yapması yanlış ama bir kulüpte adaletsizlik olursa büyük problem yaşanır. Ben G.Saray yönetiminin yerinde olsam ya satarım ya da en az Sanchez kadar yıllık ücret veririm. Garibana huzur yoksa, tabii bunu gülerek söylüyorum, kimseye huzur yok.
TRABZON YOKSA LİG TUZSUZ BİR ÇORBA!
ÖZBOSTAN: Trabzonspor 3 maçını da kazandı. Gol yemedi, az gol attı ama sonuçta 9 puanı aldı. Takımdaki değişim için ne dersiniz?
TÜZEMEN: Trabzonspor, yeni kurulmuş bir takım olarak üst üste üç maç kazandı ve moral depoladı. Çünkü bu oyuncuların uyum sorunu olabilir. Ayrıca birbirleriyle oynama alışkanlığı da yok. Buna rağmen sahada coşkulu, istekli, kazanma duygusu yüksek bir Trabzonspor gözlemledim. Bu değişimin yukarı tırmanması için taraftarlar kendi evlerindeki tüm maçlarda tribünleri doldurmalıdır.
BİLGİÇ: Takımda değişim falan yok. Hatta oyun kalitesinde geriye gidiş var. Fatih Tekke takımı göremedik hâlâ. Rakibe pozisyon vermemek için yapılan kurgu, gol için de “Topu alan Onuachu’ya ortalasın” taktiği. Yeni transferlerin uyumu, hocanın kafasındakileri uygulatabilmesi için zamana ihtiyaçları var. Kadroya iyi oyuncular kattılar. Sıra denge bulup, doğru planı uygulamaya geldi.
TİMURLENK: Köklü bir değişimin ardından Trabzonspor gibi çalışılması zor, teknik direktörün sürekli baskı altında olduğu bir ortamda Fatih Tekke’nin üçte 3’le başlaması elbette çok değerli. İlk iki galibiyette birer isabetli hücum varken Antalya maçında bunu daha da zenginleştirdiler. Elbette bardağın dolu tarafında gol yemeyen bir savunma ama diğer tarafında da üç maçın herhangi birinde birden fazla gol atamayan bir kadro var. Doğrusunu söyleyeyim, futbolda savunmayı oturtmak çok daha zordur. Bazen hücumda yaratıcı oyuncuların doğaçlama hareketleriyle sonuca varabilirsiniz. Ancak bu savunmayı oturturken transferin kapandığı günde Uğurcan’ın hâlâ Trabzonspor kaptanı olması gerekiyor.
ÇAKAR: Trabzonspor beni pozitif yönde şaşırtıyor ama öyle ama böyle… Tek farklı da olsa 3’te 3 yapmak önemli. Önemli olan bunu sürdürebilmek. Trabzonspor’un yarışmada olmadığı bir lig tuzsuz çorbaya benziyor.
BÜYÜK DÜŞÜNMEK AYAĞINI PAHALI DEĞİLDİR!
MURAT ÖZBOSTAN: Ligde özellikle büyük takımların oynadıkları rakiplerin zayıflığı ve aradaki makas yine tartışma konusu. Süper Lig nereye koşuyor? Bu aradaki makas ülke futboluna zarar verir mi?
LEVENT TÜZEMEN: Anadolu kulüplerinin, kadroyu şişirecek transferler yapacaklarına etkili 4-5 oyuncuya yatırım yapmaları daha doğru olur. Samsunspor, Başakşehir, Konyaspor, Göztepe gibi kulüpler maliyet açısından yıpratıcı olmayan ama oyuna katkı yapabilecek genç, hırslı ve hedefi olan oyuncuları transfer ettiler. Diğer Anadolu kulüpleri de bu 4 kulübü model olarak görmelidir. Büyük düşünmek pahalı düşünmek değildir. Ayağını yorganına göre uzatmak, çok para harcamak yerine kaliteli oyunculara yatırım yapmak başarıyı getirebilir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Gerçek bu. Futbolun ekonomisi, gelirleri azaldı ve oyuncu kaliteleri düştü. Bu noktada çıkış yapmanın tek yolu, teknik direktör takımları kurmak. Kayserispor’un geçen sene yaptığı gibi. Oyuncu verimini maksimumda tutacak sistem gerekiyor. Lig iki takımlı hale geldi ama Fransa’da da, İspanya’da da böyle. Onlar hedeflerine Avrupa kupalarını, genç oyuncuya yatırım yapmayı koyuyorlar. Dengeyi böyle buluyorlar.
BÜLENT TİMURLENK: Lig tarihine bakarsanız bu makas her zaman daha açıktı. Şimdi daha açık görünmesinin sebebi, G.Saray ile F.Bahçe’nin hem ekonomik hem de kadro kalitesiyle 1-2 göründükleri yerde takip edenin ikinci değil de beşinci gibi görünmesi. Kaliteli futbolcular elbette pahalı ama Anadolu takımlarında futbolcular yeteri kadar çalışıyor mu, kendilerinden daha güçlü kadrolara karşı koşu mesafesiyle, ikili mücadeleyle ayakta kalmayla bir fark yaratabiliyorlar mı? Makas çok açık diyorsanız, Almanya’da da öyle, İspanya’da da, Fransa’da da. Ancak garip başkanlar ve yönetimlerin, başta Adana Demirspor olmak üzere birçok Anadolu kulübünü nasıl dibe vurdurduğu da ortada. Onlar kendi kendilerini imha ediyorlar. Yoksa G.Saray ve F.Bahçe, her şeyin en doğrusunu yapmıyor.
AHMET ÇAKAR: Zaten birkaç yıldır tablo bu. Büyük takımlarla küçük takımlar arasındaki makas çok arttı. Özelikle G.Saray ligin en üzerindeki takım. Mesela G.Saray’ın oynayacağı 3-4 takım dışındaki maçlarda nasıl puan kaybedeceğini merak ediyorum. Bir lig için bu durum iyi değildir. Mesela Almanya ve Fransa’da da böyle. Daha şimdiden neredeyse Alman liginin şampiyonu Bayern Münih belli. Fransa’da ise PSG olacağı kesin.
F.BAHÇE’NİN TUR ŞANSI YÜZDE 30 DÜZEYİNDE!
ÖZBOSTAN: Fenerbahçe, Kocaelispor’u geçti ama yine eleştiriler var. Benfica ile çok zor bir maç oynayacak. Bu karşılaşmada şansını nasıl görüyorsunuz? Mücadeleye Türkiye’de derbiyi yöneten Slavko Vincic atandı. Ne yorum yaparsınız?
TİMURLENK: Kocaelispor maçında Benfica rövanşının provasını yapabilmek mümkün değil. İstanbul’da 3 orta saha ile oynayan Portekiz ekibinde Florentino cezalı. Onlar Ivanovic ile 4-4-2’ye dönecekler. Burada mühim olan, F.Bahçe’nin orta sahayı kimlerden kuracağı. Luz Stadyumu’nda iki santrfor, arkası Talisca ile bunu zor yaparsınız. Ev sahibi olmanın avantajıyla yüzde 60 Benfica da desek, o yüzde 10’luk farkı doğru taktik ile futbol sahasında kapatabilmek mümkün. Gerisi atanlar ve tutanlarda…
ÇAKAR: F.Bahçe’nin Kocaelispor’u yenmesi beklenen bir sonuçtu. Oynanan futbolu beğenmedim. Şimdi en önemli sınavlardan biri geldi, çattı; Benfica maçı. F.Bahçe turu geçerse en az 30 milyon Euro’yu kasasına koyacak. Fakat bu iş öyle kolay değil. Futbolda bazen iki kere iki dört etmez. Favori Benfica ama futbol bu. F.Bahçe’nin tur şansını yüzde 30’lar civarında, belki biraz daha altında görüyorum. Vincic, Avrupa’nın en iyi hakeminden. Şampiyonlar Ligi play-off ikinci maçları arasında en zoru Benfica-F.Bahçe. Doğal olarak UEFA bu maça Vincic’i atadı.
TÜZEMEN: F.Bahçe, Kocaelispor’u güle oynaya geçti. Ortaya konan futbolu eleştirenlere katılmıyorum. Eğer Kocaeli takımı savunmaya yönelik oyun sergilemeyip biraz çaba sarf etseydi F.Bahçe sahadan daha farklı bir skorla ayrılırdı. Net söylüyorum; Benfica, F.Bahçe’den iyi bir takım değil. Maçı hatırlayalım; Benfica’nın F.Bahçe kalesinde ayak izi bile yok. F.Bahçe’nin 6 tane tehlikeli atağı var. Eğer Alman hakem Portekiz ekibini korumasaydı, rakip 9 kişi kalırdı. Rövanş maçına Slavko Vincic’in atanmasını Başkan Ali Koç’un başarısı olarak görüyorum. UEFA Başkanı Ceferin ile güçlü ilişkileri olan doğru bir hamle yaparak F.Bahçe’yi ezdirmeyecek, adaletli düdükler çalacak bir hakem istemiş, Ceferin de RAMS Park’a yolladığı Vincic’i bu sefer Lizbon’a yollamış. F.Bahçeli futbolcular, Benfica karşısına hakem açısından kafaca rahat çıkacaklar.
BİLGİÇ: F.Bahçe için tek cümlem var; “Bir cisim yaklaşıyor…” Mourinho ligin ruhunu da anladı, takımın potansiyelini de. Benfica karşısında savunma dirençli ve taktik disiplini daha yüksek oyuncularla oynayacak. Son maçta Talisca sazı eline aldı. Nene ile Alvarez’i henüz görmedik. Lizbon’da ilk 20 dakikayı atlatmaları lazım. Benfica’nın temposunu kırdıkları anda tur şansı yarı yarıya olur. Rakip hoca Kadıköy’de tek santrfor ile oynadı. Bu kez orta sahadan eksilecek. Bu Fenerbahçe’nin dengeyi bozmasını, kontrolü eline almasını sağlayabilir.
SOLSKJAER’İN İYİ BİR OYUN PLANI YOK
ÖZBOSTAN: Beşiktaş’ta başkan Serdal Adalı büyük fedakârlıklar yaparak kadroya önemli takviyeler yaptı. Siyah-beyazlılar bu yarışın içinde olur mu? Alınan isimler yetecek mi?
TÜZEMEN: Solskjaer’in bir oyun planı olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş doğaçlama olarak oynuyor. Yıldızlarının performansına göre hareket ediyor. Başkan Serdal Adalı en zor dönemde taşın altına elini soktu. Beşiktaş’ın öncelikle istikrarlı bir kadroya ve bir sisteme ihtiyacı var.
BİLGİÇ: Yeni transferlerin istenen düzeye gelmesi, takımı tanıması, hocayı anlaması için zaman gerekiyor. En güzel mesaj Rafa Silva’nın sorumluluk alması. Topu öne taşıdıkları zaman pozisyon bulabiliyorlar. Ndidi ve Orkun da merkezde kaliteyi yukarı taşıyacak profiller. Sorun aynı şekilde çok kolay pozisyon vermelerinde. Henüz bir oyun karakteri kazanmadılar. Ne iyi hücum edebiliyorlar diyebiliriz ne de iyi defans yapıyorlar. Geçen sezona göre vücut dilinin çok pozitif olması da önemli.
TİMURLENK: Sergen Yalçın ile kazanılan şampiyonluktan sonra her kasım ayında yarıştan kopan kadroları alırsınız kantarın bir tarafına da bu sezonki kadroyu koyup şu soruyu sorarsınız, ‘Halihazırda eldeki kadro, o erken havlu atan kadrolardan çok daha mı iyi, iyi mi, değ-i şen bir şey yok mu yoksa daha mı kötü?’ Bunun takdir i Beşiktaş taraftarının. Elbette teknik adam mühim, Orkun ve Ndidi nokta transferler ama hangi kadro ağır basar sorusuna verilecek cevabı az çok hepimiz biliyoruz.
ÇAKAR: Serdal Adalı’ya kızamıyorum. Bir enkaz devraldı. Hem kadro kalitesi hem de ekonomik olarak. Elinden geleni yapıyor. Aslında Beşiktaş iki-üç önemli transferle iddialı hale gelebilir. Bekleyip göreceğiz.