

Uluslararası ilişkilerde artan belirsizlikler ve güç dengelerindeki değişim, küresel ölçekte yeni bir savaş ihtimalini gündeme taşıyor. Soğuk Savaş sonrası kısa süren barış döneminin ardından yeniden hız kazanan silahlanma yarışı, hem büyük güçleri hem de orta ölçekli ülkeleri etkisi altına aldı. A Haber‘de yayınlanan analizde uzman isimler, üçüncü bir dünya savaşı ihtimaline dikkat çekerek, Türkiye‘nin savunma sanayisinde attığı adımların hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
KÜRESEL ÇATIŞMA RİSKİ
21. yüzyılın ilk çeyreğinde uluslararası ilişkilerde sessiz ama derinden ilerleyen bir risk dikkat çekiyor. Büyük savaşların öncüsü olarak görülen “adı konmamış gerilimler”, yıllardır çözüme kavuşmayan ve küçük bir kıvılcımla alevlenmeye hazır “dondurulmuş çatışma bölgeleri” şeklinde tanımlanıyor.
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle başlayan kısa süreli barış dönemi ise uzun ömürlü olmadı. ABD‘nin küresel hegemonyasının zayıflaması, yeni güç merkezlerinin ortaya çıkması ve artan bölgesel rekabetler, dünyada silahlanma yarışını yeniden başlattı. Bugün yalnızca büyük güçler değil, orta ölçekli ülkeler de savunma bütçelerini rekor seviyelere çıkarıyor.