Beyaz Toros ve CHP


Siyasette 90’ları özleyen birileri sol gösterip sağ vurmaktan hiç vazgeçmedi. Roller değişse de söylemler aynı. Bu rolü son üstlenen de CHP Genel Başkanı Özgür Özel. İçinde “yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak” dâhil onlarca iddianın yer aldığı Ekrem İmamoğlu soruşturması derinleştikçe, Özel’in nereye savrulacağı da kestirilemez oldu.
Sonunda 90’ları hatırlatmak amacıyla “Beyaz Toros”lara sarıldı. Onu da yalana bulayarak, sanki beyaz Toros fotoğrafı bugün İBB soruşturmasını yürüten bir savcının önündeymiş gibi sundu. Yıllar önceye ait olması ve farklı gerekçelerle bir savcının masasında bulunması, yalanın hızlı yayılmasını engellemeye yetmedi. Bu tam bir Gladyo yöntemiydi. Tesadüfe bakın, aynı günlerde bir meczup da (Ne hikmetse böyle olaylarda hep akli dengesi bozuk tipler seçiliyor!) Meclis’in önünde bir Toros yakıyordu. Hem de Diyarbakır ve Cumartesi Anneleri, Meclis’teki komisyonla konuşmaya geldiği gün… Anlaşılan birileri yine “terörsüz Türkiye”nin gerçekleşmesini istemiyor. CIA veya MOSSAD gibi karanlık güçlerin böyle zamanlarda harekete geçmesi şaşırtıcı değil, şaşırtıcı olan içerideki birilerinin de buna teşne olması…
Doğrusu içinizden, “Bu hiç şaşırtıcı değil” dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız, son yüzyıllık tarihimizin her döneminde özellikle de 90’larda ve son 25 yılda sayısız provokasyona tanık olduk. Çoğu dış kaynaklıydı ama içeride de uzantıları vardı.
İşin garip tarafı, bunca acı tarihe rağmen bugünlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu kirli odaklara alan açması… Sahi bugünün Türkiye’si ile Beyaz Toroslardan söz edilen 90’lar Türkiye’si arasında nasıl bir bağ kurulabilir?
Eğer bir bağ kurulacaksa o adres de Özel’in partisini gösteriyor.
Özel geriye dönüp baksın, “Beyaz Toroslar” 90’larda CHP’nin de SHP adıyla iktidar ortağı olduğu yılların ürünü. O yılları hatırlamıyorsa, sürekli fikir aldığı Hikmet Abi’sine (Çetin) ya da Murat Karayalçın‘a sorabilir. Özellikle Adalet Bakanlığı, SHP’nin iki isminin Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay‘ın kontrolündeydi.
1991’de merkez sağ parti ile merkez sol partinin birleşmesi, Süleyman Demirel ve Erdal İnönü’nün bir araya gelmesi yeni bir dönemin işareti olarak sunulmuştu. Bu büyük misyon yüklenen bir koalisyondu; “Kürt realitesi” tanınacak, “şeffaf karakollar” olacaktı. Ama 6 yıl süren en uzun koalisyon döneminde tam tersi oldu. Çeteler devlete sızdı, adaleti mafya tesis etmeye başladı.
Aydınlara, askerlere yönelik suikastlar da faili meçhuller de en çok o dönemde yaşandı. Devletin terörle mücadelesi de, Gladyovari Beyaz Toroslar da o dönem devreye sokularak kirletildi.
Sivas’taki Madımak vahşeti işlendiğinde Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü öyle çaresizdi ki 8 saat askerin neden gönderilemediğini açıklayamamıştı.
JİTEM, Beyaz Toros ve “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım isimleri devlet katında bilindiği hâlde üzerine gidilememiş ve Türkiye tarihinin en karanlık günlerini yaşamıştı.
Teröre karşı mücadele sanki bilinçli bir biçimde kirletilmiş, köyler boşaltılmış, zulüm ve işkence artmış, PKK’nın önü açılmıştı. Bu açık bir Gladyo projesiydi.
Şimdi o günler ile bugünleri kıyaslamak hangi siyasi aklın ürünüdür? Son 10 yılda Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadele ile 90’lar kıyaslanabilir mi? Hele bugün bir yolsuzluk soruşturmasını gerekçe göstererek “Beyaz Toros” hatırlatması yapmak siyasi cehaletle açıklanamaz. Üstelik Türkiye, son 50 yıllık terör prangasından kurtulmanın eşiğindeyken.
Yoksa CHP “terörsüz Türkiye”nin gerçekleşmesinden mi korkuyor?