Ruhun şifası gerçek dostlar

Araştırmalar, güçlü sosyal bağlara sahip bireylerin daha uzun yaşadığını, stresle daha iyi başa çıktığını ve depresyona daha az yakalandığını gösteriyor. Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, arkadaşlık ilişkilerinin psikolojik sağlık üzerindeki önemini anlattı…
PAYLAŞMA DEMEK
‘Doğduğumuz andan itibaren, bağ kurmak, anlaşılmak ve kabul görmek isteriz” diyen Aydın, şunları söyledi: “Arkadaşlık sadece birlikte vakit geçirme değil; duygusal anlamda paylaşımda bulunma, destek alma ve kendini güvende hissetme zemini. Psikolojik olarak arkadaşlık, yalnızlık hissini azaltır, özsaygıyı artırır ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırır. Örneğin, bir sınav öncesi kaygılandığınızda, sizi motive eden bir arkadaş, sadece başarınızı değil ruh sağlığınızı da olumlu etkiler.” Sosyal desteğin, bir nevi ruhun vitamini gibi olduğunu belirten Aydın, “İşten çıkarılan bir kişi yalnızsa, bu süreci daha yıkıcı bir şekilde yaşayabilirken, arkadaşları olan biri dertleşebilir, duygusal yükünü paylaşabilir. Dayanışma burada devreye girer. ‘Yalnız değilim’ hissi, birçok psikolojik sarsıntıyı hafifletir. Ayrıca birlikte gülmek, birlikte üzülmek, hayatı daha anlamlı kılar” dedi.
BANA ARKADAŞINI SÖYLE SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM
ARKADAŞLARIN sadece zaman geçirilen insanlar değil, kişiliğimizi etkileyen güçlü aynalar olduğunu söyleyen Aydın, şöyle dedi: “Arkadaşlarımız, kim olduğumuzun aynasıdır. Onlarla kurduğumuz ilişkiler, hangi değerlere önem verdiğimizi, nelere güldüğümüzü, nelere üzüldüğümüzü gösterir. Özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde arkadaş grupları, kimliğin şekillenmesinde büyük rol oynar. Örneğin, sanata düşkün, bir arkadaş grubunun içinde yer alan bir genç, bu çevrenin etkisiyle kendini ifade etme yolları geliştirerek sanatsal etkinliklere yönelecektir.”
SANALLAR GERÇEK ARKADAŞLIĞIN YERİNİ TUTMUYOR
SANAL arkadaşlıkların, yüz yüze ilişkilerin yerini tam anlamıyla dolduramadığını belirten Aydın, şunlara dikkat çekti: “Dijital ortamda kurulan ilişkilerde beden dili, göz teması, dokunma gibi bağ kurmayı derinleştiren unsurlar eksik kalıyor. Sosyal medyada sıkça mesajlaşılan kişilerle yüz yüze geldiğinizde konuşmalar aynı doğallıkta olmayabilir. Çünkü dijital ortamda iletişim daha kontrollüdür, anlık tepkiler sınırlıdır. Sanal ortamlardaki ilişkilerde kişiler bazen sadece ‘görünmek istedikleri gibi’ davranabilir. Bu da gerçek bağın oluşmasını engeller.”
FARKLI KÜLTÜRLER HOŞGÖRÜYÜ ARTIRIR
FARKLI kültürlerden ya da yaşam tarzlarından gelen arkadaşların, düşünce dünyamızı genişlettiğini belirten Aydın, “Her insan, kendi yaşadığını ‘doğru’ ya da ‘normal’ olarak kabul etme eğilimindedir. Ancak farklılıklarla karşılaştıkça, alternatif yaşam biçimlerini, başka bakış açılarını keşfederiz. Bu da empati yeteneğimizi artırır, hoşgörüyü besler. Hiç seyahat etmeyen biri, başka bir ülkeden gelen arkadaşı sayesinde o kültürün yemeklerini, müziklerini, bayram geleneklerini öğrenebilir. Bu çeşitlilik, kişinin hem dünyaya bakışını hem de kendine olan anlayışını derinleştirir” dedi.