ERHAN AFYONCU / 127 yıl önce Balıkesir aynı gün 3 büyük depremle sarsılmıştı

Tarih boyunca Balıkesir depremlerle sarsıldı. 1577 ve 1898’de meydana gelen depremler Balıkesir ve çevresine ciddi zararlar verdi. 1898’de aynı gün içerisinde üç şiddetli deprem meydana gelmiş, en şiddetli depremde insanlar dışarıda olduğu için can kaybı fazla olmamıştı
Birinci derece deprem kuşağında yer alan ve bölgeyi çevreleyen fay hatlarının etki alanında kalan Balıkesir ve çevresi, tarihten günümüze kadar çok sayıda deprem yaşadı. Nesimi Yazıcı, Selahattin Satılmış, Oya Şenyurt, Muharrem Eren ile N.N. Ambraseys ve Caroline Finkel’in Balıkesir’de meydana gelen depremlerle ilgili araştırmaları vardır.
40 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Balıkesir ve çevresini etkileyen depremlerden biri 1577’de yaşandı. Osmanlı döneminde Karesi olarak ifade edilen bölgede meydana gelen depremde çok sayıda ev yıkılırken çoğu yapı kullanılamaz hale geldi. Merkez ve köylerde enkaz altında kalan en az 40 kişi hayatını kaybetti. Depremden zarar gören eserler arasında Fatih’in vezirlerinden Zağanos Paşa’nın Balıkesir’de yaptırdığı külliyesi de vardı.
Zağanos Paşa Camii’nin minberi ve iki kubbesinin haricinde diğer beş kubbesi çatladı. Minarenin şerefesi ve mermer sütunlar depremin etkisiyle koptu. İmaretin ahırı tamamen çökerken türbenin kubbesi ise çatladı. Merkezdeki diğer bir ibadet mahalli olan Yıldırım Han Camii’nin büyük bir kısmı zarar gördü ve minaresi devrildi. Şehirde büyük camilerin yanı sıra mescit ve mektepler de yıkıldı. İnsanlar korkularından camilere giremedikleri için cuma namazlarını açık havada kıldılar.
Depremden sonra inşa olunan barakalar.
Bölgede her zaman şiddetli depremler olmadı. 3 Nisan 1850’de İzmir’de maddi kayıplara yol açan deprem Ayvalık‘ta da hissedildi. 2 Nisan 1862’de Balıkesir’de sabah saatlerinde meydana gelen kısa süreli depremde kayıp yaşanmadı. 20 Eylül 1867’de Ayvalık’ta bir deprem meydana geldi. 12 Mayıs 1884’te yaşanan depremin etki alanı diğerlerine nispeten daha genişti.
Deprem, Bandırma, Edirne, Çanakkale, İstanbul ve Marmara’nın doğu kıyılarında da hissedildi. Depremin artçıları ise 20 Mayıs’a kadar sürdü. Özellikle Bandırma’da birbirini takip eden depremlere eşlik eden ürkütücü seslerden dolayı endişeye kapılan halk kısa sürede evlerini terk etti ve geceyi kayalıklarda geçirdi. Sarsıntıların azalmasından sonra bölgede hayat normale döndü. Aynı yılın haziran ayında Ayvalık’ta hissedilen başka bir deprem daha meydana geldi.
Hastane barakası.
AĞAÇTAN KULÜBE YAPILDI
1886’da Balıkesir ve çevresinde meydana gelen 5 depremin dördünde küçük çaplı maddi zararların haricinde herhangi bir kayıp yaşanmadı. Buna karşılık 26 Eylül 1886’da meydana gelen deprem asıl Hüdavendigâr vilayetini etkilese de Balıkesir ve çevresinde de tesirli oldu. Sabah saatlerinde meydana gelen ve 20 saniye süren depremde Balıkesir halkı korkuyla uyanarak sokaklara fırladı. Depremin asıl yıkıcı etkisi ise Dursunbey’de görüldü. Dursunbey’e bağlı 7 köyde toplamda 119 ev tamamen yıkıldı.
Hiçbir evin ayakta kalmadığı 35 haneli İsmailler Köyü’nde yapılan incelemelerde köy civarındaki tepede küçük yarıklar oluştuğu tespit edilirken aynı bölgede kuru bir dere içinden kükürt kokulu su çıktığı ifade edildi. Depremin artçıları ise ilerleyen günlerde devam etti. Devlet, depremin ardından özellikle evlerin tamamının yıkıldığı İsmailler ve Aşağı Musalar köylerindeki depremzedelerin ihtiyaçlarını gidermek için çalıştı. Çadırların yetmediği yerde civardaki ormandan kesilen ağaçlardan kulübeler inşa edilmeye çalışıldı.
Vilayet idarecileri tarafından depremzedelerin temel tüketim ihtiyaçları bölgeye sevk edildi. II. Abdülhamid depremzedelerin ihtiyaçları için Hazine-i Hassa’dan bir miktar para gönderdi. Ayrıca halkın talepleri üzerine seraskerlik makamı depremden etkilenen köylerdeki askerlik yükümlülerine muafiyet verip daha sonra askerlik hizmetlerini yapmalarının uygun olacağını bildirdi. 1887’de 7, 1891’de 2, 1893’te 3, 1894’te 2, 1896’da 2, 1897’de 1 deprem meydana geldi, ancak fazla etkili olmadılar.
Depremde yıkılan binalar.
İLK DEPREM UYARICI OLDU
Balıkesir tarihinin en şiddetli depremlerinden biri 29 Ocak 1898’de meydana geldi. Aynı gün içerisinde birbirini takip eden sarsıntılar depremin yıkıcı etkisi iyice artırdı. İlk deprem 29 Ocak 1898 Cumartesi günü 15.30 civarında yaşandı. Bundan dört dakika sonra ilkine kıyasla daha şiddetli bir deprem meydana geldi. Asıl şiddetli deprem ise akşam ezanına yakın bir zamanda yaşandı. Bu sarsıntıda taş taş üstünde kalmadı.
Deprem şehir merkezi ve bilhassa ova köyleri ile birlikte Bigadiç, Kepsut ve Sındırgı’da etkili oldu. Balıkesir merkezde toplamda 2 bin 146 bina tamamen yıkılırken 1999’u kısmen hasar gördü. 51 binada ise hafif hasar meydana geldi. Balıkesir merkezdeki binaların yarısından fazlası tamamen yıkılmıştı. Depremin etkili olduğu 28 köyde, 974 bina tamamen, 483 ev ise kısmen yıkıldı. 476 ev ise tamire muhtaçtı.
İlk sarsıntılar sonrası insanların evlerini terk etmesi fazla can kaybını önlemişti. Mutasarrıf Ömer Ali Bey, Hüdavendigâr Valiliği’ne gönderdiği raporunda bu duruma şöyle işaret eder:
“İlk deprem iki saniye kadar daha devam etse veya üçüncü depremin şiddeti birincide olsaydı maazallah nüfusun üçte ikisi enkaz altında son nefeslerini verecekti. Bereket versin ki birinci deprem bir tembih ve ikazdı. Üçüncü şiddetli depremde halk ayakta ve açık yerlerde bulunarak kurtulmuştur.”
Balıkesir merkezde 38 kişi hayatını kaybederken 138 kişi yaralı kurtulmuştu. Merkeze bağlı köylerde ise 14 kişi ölürken 20 yaralı vardı. Merkeze bağlı köylerde hayvanlar da telef olmuştu. Buna göre depremde 64 çift hayvanı dâhil olmak üzere 310 hayvan telef olmuştu.
YARALAR SARILMAYA BAŞLANDI
II. Abdülhamid’in iradesiyle depremin yaralarını sarmak için özel bir komisyon kuruldu. Durumu yakından takip etmek isteyen sultan, yaveri Ferik Vehbi Paşa’yı komisyonda görevlendirdi. Komisyon depremzedelerin barınma, yiyecek, sağlık ihtiyaçlarından başka bölgenin asayişinden de sorumluydu. İstanbul’da kurulan İane Komisyonu’yla depremzedeler için halktan yardım toplandı. Daha önce yaşanan depremlerde toplanan yardımlar iane komisyonuna aktarıldı. Balıkesir Mutasarrıfı Ömer Ali Bey, gecesini gündüzüne katarak depremzedelere yardım ulaştırmaya çalıştı. Depremzedeler için İstanbul’da sosyal yardım faaliyetleri düzenlendi. Elde edilen gelirler İane Komisyonu’na aktarıldı.
Komisyonun bölgeye intikalinden sonra durum tespiti yapıldı ve öncelikler belirlendi. Deprem kışın en şiddetli zamanında meydana geldiği için çalışmaların ivedilikle başlaması gerekmekteydi. Depremin ilk gecesi meydanlarda ısınmak için büyük ateşler yakıldı. İnsanlar öncelikle kısmen ayakta kalan evlerinden yatak, yorgan, battaniye ve kalın elbiselerini alarak kendilerini soğuktan korumaya çalıştılar. Kullanılabilir durumda olan fırınlarda ekmek çıkarıldı. Yaralı ve hastaların tedavisi için çalışıldı.
Balıkesir’e İstanbul ve çevre illerden sağlık personeli gönderildi. Hastane olarak kullanılmak üzere barakalar inşa edildi. Durumu ağır olan hastalar, Bandırma’dan İstanbul’a nakledildi. Heyet-i mahsusa, iane komisyonlarının yardımı ve özellikle Mutasarrıf Ömer Ali Bey’in yoğun gayretleriyle halkın temel ihtiyaçları hızla giderildi. Depremzedelere un ve diğer gıdaların yanı sıra hazır ekmek, kavurma ve nohutlu pilav, sulu et, çorba gibi yemekler dağıtıldı. Barınma ihtiyacı öncelikle çadırlarla giderildi. Ancak şiddetli kış şartlarında çadırlar ihtiyacı tam anlamıyla karşılayamamıştı. Bu yüzden hemen baraka yapımına başlandı.
DEVLET-MİLLET İŞBİRLİĞİ
Komisyonun 1898 yılının Nisan ayı başında İstanbul’a gönderdiği rapora göre evsiz kalan fakirler için 250 baraka mesken yaptırılırken, evlerini kendileri yapmak isteyenlere 500 barakalık malzeme dağıtılmıştı. Aynı şekilde merkeze bağlı köylere de yardımlar ulaştırıldı. Özverili bir planlama ve çalışmayla halkın acil barınma ihtiyacı yapılan barakalarla büyük ölçüde sağlandı. Depremin yaraları devlet-millet bütünleşmesiyle sarılırken kalıcı konutların yapımı ve düzenin yeniden tesisi için çalışmalar sürdürüldü.
Balıkesir’in de simgesi durumunda olan Zağanos Paşa Külliyesi de depremden zarar görmüştü. Mutasarrıf Ömer Ali Bey, depremden yaklaşık sekiz ay sonra külliyenin yeniden inşası için harekete geçti. Ancak yeterli kaynağın olmamasından dolayı külliyenin yapımına daha sonra başlandı.
Depreminin etkisi geçmeden kısa bir süre sonra 4 Ocak 1899’da Avşa Adası’nda 28 evin hasar gördüğü bir deprem daha meydana geldi. Bundan iki gün sonra gerçekleşen başka bir deprem ise fazla bir hasara yol açmadı. Aynı yılın haziran, eylül, ekim ve aralık aylarında Balıkesir ve çevresinde hissedilen başka depremler de yaşandı.
Zağanos Paşa Camii
MUTASARRIF ÖMER BEY: YIKILAN HAMAMDAN 27 KADINI KURTARDIK
29 OCAK 1898 depreminin yaşandığı esnada Karesi mutasarrıfı olan ve depremi bizzat yaşayan Ömer Ali Bey yaşananları şöyle anlatır:
“17 Kânunusani 1313 Cumartesi günü saat onda, hükümet dairesinde çalışırken şiddetli bir deprem oldu. Bütün memurlar hükümetin avlusuna can attı. Deprem, üç-dört dakika sonra şiddetini artırarak bir daha tekrarladı. Bazı sokak duvarlarındaki çöküntüler ve kısmen büyük olan binaların duvarlarındaki yarıklar bu ikinci depremde görülmeye başladı. O sırada Fatma Kadın Hamamı yıkıldı. Dış kubbe altında bir hayli kadın kaldığı söylendi. Derhal oraya gittim. Hamamın külhan tarafından bir delik açtırdım. Açılan bu delikten 27 kadın kurtarıldı.
İnsanlar ailelerinin durumunu öğrenmek üzere evlerine dağıldı. Ben kulunuz da evime vardığım sırada akşamın saat on bir buçuğunda korkunç bir yeraltı patlamasıyla deprem, daha şiddetli olarak tekrarladı. Memleketin en büyük ve sağlam binaları dahi çöktü. Büyük küçük bütün ahali feryat ederek sokaklara döküldü. Cenab-ı Hak, Padişahımız Efendimiz Hazretlerinin bütün memleketlerini, afetin tekrarından muhafaza buyursun. İşte bu sırada memlekette bulunan evcil hayvanlar yerlerinden boşanıp, insanlarla beraber toz duman içerisinde sokaklara döküldü.
Büyük küçük, sakat hasta bütün halk imdat iniltileriyle yıkıntılar arasından açıklara koşuştu. Kiminin yaralı, kiminin yıkıntılar altında belirsiz oluşunun, insanların hisleri üzerinde korkunç etkiler yaptığı görüldü. Birbirini izleyen yer sarsıntıları, ilk şiddetini kaybettikten sonra yaklaşık her saat başında korkunç patlamalarla devam etti. Bir hafta sonra, yani aynı günde tekrarlanan şiddetli sarsıntı, son ayakta kalan binalar ile ova köylerinde pek çok yıkıntıya sebep oldu.”