
(fotoğraf – ahaber.com.tr – ekran görüntüsü)
TÜRKİYE’NİN DEPREM GERÇEĞİ
Türkiye’nin yüzde 92’nin deprem bölgesi olduğunu söylenmesinin doğru olmadığını belirten Ersoy, haritayı örnek göstererek “Türkiye’nin yüzde yüzü deprem bölgesi” dedi. Ersoy, konuya ilişkin konuşmasına devam ederek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin yüzde yüzü deprem bölgesi. ‘Yüzde 92’si deprem bölgesi’ ifadesi doğru değil. Bir yerleşim yerinin depremden etkilenmesi için altından fay geçmesi gerekmiyor. Zemin kötüyse, çok uzaktaki bir deprem bile yapılarınızda hasara yol açabilir.
Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız; çünkü biz bir deprem kuşağında yaşıyoruz. Zaman zaman bu depremler olacak. Kimi zaman şiddetli, kimi zaman hafif. Dünkü deprem şiddetli değildi, bu nedenle binalara ciddi zarar vermesi beklenmez.
YIKILAN BİNALAR VE İNSAN FAKTÖRÜ
“6.1 büyüklüğündeki bir depremde binaların zarar görmesi beklenmez. Dünkü depremde 10 bina yıkıldı, ancak bunlar metruk binalardı. Asıl sorulması gereken, bu metruk binaların neden hâlâ ayakta olduğu. Yıkılması gereken binalar, zamanında kaldırılmalıydı. Depremi bundan sorumlu tutmak yanlış; asıl sorumluluk insana aittir.
Bir binanın yıkılması kolay değildir. Biraz mühendislik görmüş binalarda, hasar olsa bile içeriden çıkabilirsiniz; üzerinize çökmez. Köy evi bile olsa belirli kriterlere uymalı. Dolayısıyla bu büyüklükteki bir depremde ‘Deprem oldu, ev yıkıldı’ demek doğru değildir. Bunlar insani hatalar. Biz, en az 6.5 büyüklüğündeki depremlere kadar hasar görmeyecek yapılar inşa etmek zorundayız.”