YAZARLAR

MAHMUT ÖVÜR / 600 milyon dolar soğuk cüzdanla mı kaçırıldı?

Kripto para borsası ICRYPEX‘in sahibi Gökalp İçer‘in, uyuşturucu temin etmek ve genç avukat Göksu Çelebi‘yi “olası kastla öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla tutuklanmasıyla başlayan süreç, yalnızca bir ceza davası olmaktan çıkmış; medyayı, finans piyasalarını ve kamu vicdanını sarsan çok yönlü bir skandala dönüşmüştür. Gökalp İçer‘in, başta Fatih Altaylı olmak üzere bazı tanınmış gazetecilere sponsor olduğu biliniyordu. İlk sorgusunun ardından serbest bırakılmış, ancak Sabah Gazetesi‘nin gündeme taşıdığı bilgilerle yeniden tutuklanmıştı. Bu detay bile medya ile yargı arasındaki ilişkilerdeki çelişkiyi gözler önüne sermektedir.

GİZEMLİ DÖRT GÜN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın derinlemesine yürüttüğü soruşturma neticesinde, 30 Temmuz 2025 tarihinde ICRYPEX kripto varlık şirket hakkında adli işlem başlatıldı. MASAK tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda, İçer‘e ve şirketine ait banka hesapları, elektronik para kuruluşlarındaki varlıklar, taşınmazlar ve ortaklık paylarına el konuldu. Ancak burada çok kritik bir zaman aralığı göze çarpıyor: 27 Temmuz’da Gökalp İçer hakkında tutuklama kararı verildi. 31 Temmuz’da şirketin mal varlıklarına el konuldu. Arada sadece 4 gün vardı. Ve tam da bu 4 gün içinde yaşananlar soru işaretleriyle dolu.

KANADA’YA NE TAŞINDI?
Gökalp İçer‘in ağabeyi Oğuzkaan İçer, kardeşinin tutuklanmasından yalnızca bir gün sonra, 28 Temmuz’da İstanbul’dan Kanada‘ya uçtu. Üstelik bugüne dek geri dönmedi. Peki, kardeşi bu kadar ağır suçlamalarla tutuklanmışken, bir ağabey neden hemen ertesi gün ülkeyi terk eder? Hele ki 3 gün sonra şirketin tüm varlıklarına el konulacağı, mali soruşturmanın derinleştirileceği biliniyorken…
Kripto para piyasasında bilgi sahibi olanlar ciddi bir iddiayı yüksek sesle dile getiriyor: “Oğuzkaan İçer, yanında soğuk cüzdanla birlikte 600 milyon dolarlık dijital varlığı Kanada’ya kaçırdı.”
Bu iddianın doğruluğunu yargı araştıracak. Ancak Kanada’ya gidişin gerçekliği, bizzat güvenlik kaynakları tarafından teyit edildi. Bu durumda kamuoyunun sorması gereken soru çok açık: “Sadece kendisi mi uçtu yoksa başka şeyler de mi taşıdı?”
Bu “soğuk cüzdan” iddiası neden ciddiye alınmadı?

GAZETECİYE DÜŞEN GÖLGE
Bazı muhalif gazeteciler, bu skandaldan rahatsızlık duymamış gibi suskun. Oysa İçer, bu isimlere uzun süre sponsor olmuştu. Şimdi ise bu gazetecilerin “bağımsızlığı” ve “tarafsızlığı” sorgulanmakta. Gazeteci Faruk Bildirici‘nin şu tespiti, bu bağlamda adeta durumu özetliyor: “Bir gazeteci ya da medya kuruluşu, sponsor şirketin faaliyetlerinden doğrudan sorumlu değildir. Ancak ister istemez o şirketin yanlışlarının lekesi gazetecinin üzerine düşer.”
ICRYPEX gibi kripto şirketler, medyada görünürlüklerini bu sponsorluklar sayesinde artırdı. Ancak şimdi kamuoyu, o sponsorluk ilişkilerinin gazetecilik ilkeleriyle ne kadar örtüştüğünü sorguluyor.

BU SKANDAL ÖRTÜLEMEZ
Gökalp İçer’in ve şirketinin içinde olduğu iddialar yalnızca bir adli vaka değildir. Bu olay;
Finansal sistemin kara para ile ne kadar iç içe olduğunu,
Kripto piyasalarının nasıl denetimsiz kaldığını,
Medyanın finansal ilişkilerle nasıl etkilendiğini,
Yargı-medya-finans üçgenindeki kirli bağları ifşa etmiştir.
Birileri bu olayın üstünü örtmeye, “komplo” safsatalarıyla kamuoyunu oyalamaya çalışabilir. Ancak bir genç kadın avukatın hayatını kaybettiği, yüz milyonlarca dolarlık kara paranın dolaşımda olduğu, medya sponsorluğunun manipülasyon aracına dönüştüğü bu büyük skandal asla gölgede kalmamalıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu