Tarihin akışının değiştiği anlara tanık olmak, bambaşka bir duygu. Dün, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş‘u dinlerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli‘nin öncülük ettiği Terörsüz Türkiye hedefinin, aslında “tarih yazma” iradesi olduğunu bir kez daha not ettim.
TBMM’de kurulan Komisyon’un ilk oturumunda siyasi parti temsilcileri dikkatli bir dil kullanmaya özen gösterdiler. Kurtulmuş’un ifadesiyle “Müzakere ve İstişare Organı” olarak çalışması arzulanan Komisyon’da genelde güncel söylemler tekrar edilirken az sayıda isim “gelecek inşasından” söz etti. Örneğin, MHP adına konuşan Feti Yıldız, “Bu fırsatı heba etmeyelim. Yeni bir dil inşa edelim, sükûnetle düşünelim” dedi. Veya Sn. Abdulhamit Gül… Dedi ki… “Terörsüz Türkiye, millet projedir. Devletin kararlılığı ve milletin sahiplenmesi çok önemlidir. Bu ortak hedef, toplumsal mühendislik değil kardeşlik ahdimizi tazeleme beyanıdır!”
Hakkını teslim edelim. Yeni Yol grubu, Erdoğan ve Bahçeli’ye teşekkür etti. İmralı’ya teşekkür edenlere rastlansa da “Türkiye, kendine mahsus bir modeli üretmelidir” vurgusu daha ağır bastı.
DEM Parti, bildiğiniz gibiydi. Anadilde eğitimden, eşit vatandaşlıktan dem vurdu. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını gündeme getirdi. “Umut hakkı, kayyum atamalarına son verilmeli” dedi!
CHP ise şehit ailelerini hatırladı. Onları incitmeyecek bir çalışma yapılması temennisiyle konuşmaya başladı. “İmamoğlu ve tutuklu belediye başkanları…” diye bitirdi.
