NEBİ MİŞ / Terör sonlandırılmadan…


Terörsüz Türkiye hedefi için Meclis’te Komisyon kuruldu. İyi Parti hariç diğer partiler Komisyon’a katkı verecekler.
Komisyon’un kurulma amacı açık. Siyasi partilerin pragmatik ve güncel rekabeti için bu Komisyon kurulmadı. Ortak bir gelecek tahayyülü etrafında “terörsüz bir Türkiye” için toplumsal ve siyasal mutabakat zemini oluşturmak için kuruldu.
Meclis sadece yasa yapan bir organ değildir. Aynı zamanda ülkenin sorunlarına temsil yoluyla çözüm kapasitesi üretir. Komisyonlar; bu çözüm arayışlarının teknik ve siyasi düzlemde yürütüldüğü mekanizmalardır.
Komisyon, adının ne olacağı konusunda sert tartışmalarla çalışmaya başlanırsa, gelecek için güven vermez. Yeni anayasa yapımı gibi görev alanına girmeyen meselelerin sanki varmış gibi gösterilerek tartıştırılması, Komisyon’un yapıcı işlevinin sorgulanmasına neden olur.
Muhalefet partileri Komisyon’un adında “terörsüz Türkiye” ifadesinin olmasını istemediler. Komisyon’un adında “demokrasi” kavramının olmasını neredeyse şart koştular. Partiler, komisyonun adının ne olması gerektiği konusunda öneri geliştirebilirler. Hatta partiler “demokrasi” geçen bir ifadeyi de önerebilirler. Sorun burada değil. Sorun, komisyonun adında muhakkak “demokrasi” kavramının olması gerektiği ısrarıdır. Bunun neredeyse şart koşulmasıdır.
Muhalefetin terörün bitirilmesi ile demokrasiyi eşitleyen yaklaşımı, geçmişten bugüne inşa edilen yanlış bir bakış açısına dayanmaktadır.
Maalesef geçmişten bugüne terör örgütü, örgüte müzahir siyasi parti, bazı siyasetçi ve düşünce insanları terörün bitirilmesini demokrasi şartına bağladılar. Zamanla, terörle mücadele ile demokratikleşme talebinin iç içe geçirilmesi zihinsel bir bulanıklığa neden oldu.
Bu tespiti yaparken, terör örgütünün şiddete dayanan bölücü faaliyetlerinden dolayı demokratik reformların ertelendiğini göz ardı etmiyorum. Hatta şöyle bir iddiada bulunabilirim: Türkiye elli yıla yakın kanlı terör örgütü ile mücadele etmek zorunda kalmasaydı demokratikleşme ile ilgili adımları çok daha erken bir dönemde tamamlardı.
Türkiye demokratik reformlarla ilgili çok önemli mesafe kaydetmiştir. Eğer bugün, “terörün bitmesi için demokratikleşme gerekir” gibi hatalı varsayım yapılırsa, geçmiş reformların hayata geçirilmesini de yanlış bir yöne kanalize etmiş olursunuz.
Terör, demokratikleşme zemininin doğrudan düşmanıdır. Demokrasi, hukuk ve yasal sınırlar içinde ve çoğulcu ve şiddetsiz bir ortamda mücadeleyi esas alır. Terör ise şiddet yoluyla siyasal alanı tanımlamak ister. Demokratik çoğulculuğu ve ilkeleri reddeder. Tüm dünyada, terör örgütleri ve onun destekçileri demokrasiyi araçsal bir söyleme indirgemişlerdir.
Bu zaviyeden bakıldığında, terörün bitirilmesi için terörle mücadele yasası, infaz şartları, sahada silahların bırakılmasının hangi aşamada olduğu ve silah bıraktıktan sonra örgüt üyelerinin durumu gibi meseleler Komisyon’un gündeminde olabilir.
Ama şimdiden ve terör sonlandırılmadan, konuşulmaması gereken konuların tartışmaya açılması yanlıştır. Terörün sonlandırılması ile demokratik reformlarla ilgili meselenin iç içe geçirilerek ele alınması geçmişin yanlış bakış açısının tekrarı olur. Demokratikleşmenin artık terörle bağlantılı kavramsal mirastan arındırılması gerekir.
Terör sonlandırıldıktan sonra tabi ki, hak ve özgürlüklerle ilgili meseleler rahatça tartışılacaktır. Normalleşmiş bir siyasal alanda siyasi partiler, vizyonlarını ve taleplerini kamuoyu ile paylaşacaklardır. Ancak, nasıl ki her partinin vaat ve talebi toplumsal ve siyasal alanda karşılık bulmuyorsa, marjinal ve toplumu rahatsız edecek talepler de onu dile getiren partileri, toplumsal destek anlamında cezalandıracağı için dile bile getirilmeyecektir.
Terör bittikten sonra eğer toplumun hassas olduğu noktaları siyasal alana taşımaya cüret eden parti olursa bunun karşılığını demokratik tepki olarak alır. Siyasal maliyetine de katlanır. Ancak bazı partiler, gelecekte siyasi maliyetinden dolayı konuşamayacağı konuları, terörün bitirilmesi atmosferinde konuşulacak konular olarak masaya getirirse bu da en naif ifade ile iyi niyetli bir yaklaşım olmaz.