GÜNDEMMANŞETLER

Denizin altında savaş hazırlığı! ABD’den “Ölü El”e nükleer yanıt! A Haber’de uzman isim o gemileri anlattı

Rusya’nın nükleer savaş senaryolarını yeniden gündeme taşıyan “Ölü El” (Dead Hand) sistemi hamlesi, küresel güvenlik dengelerini bir kez daha sarsarken, ABD’den dikkat çeken bir karşı adım geldi. Washington yönetimi, caydırıcılığı artırmak amacıyla iki nükleer denizaltısını göreve göndereceğini duyurdu. Bu gelişme, kamuoyunda “ABD ile Rusya arasında bir nükleer gerilim mi başlıyor?” sorularını beraberinde getirdi. Özellikle ABD’nin göndermeyi planladığı OHIO sınıfı denizaltıların teknik özellikleri ve stratejik önemi merak konusu olurken, gazeteci Güngör Yavuzaslan A Haber canlı yayınında kritik değerlendirmelerde bulundu.

ABD’NİN OHIO SINIFI NÜKLEER FÜZE GÜDÜMLÜ DENİZALTISI

ABD’nin deniz gücünün en önemli unsurlarından biri olan OHIO sınıfı nükleer denizaltılar, sahip oldukları stratejik yetenekler ve silah sistemleriyle dikkat çekiyor.

Toplam 560 feet uzunluğunda ve 42 feet genişliğinde olan bu denizaltılar, 20 adet Trident II D5 balistik füzesi, 154 Tomahawk seyir füzesi, MK48 torpidoları ve yaklaşık 155 mürettebat kapasitesiyle donatılmış durumda.

NÜKLEER GÜÇ: HEM TAHRİK HEM TEHDİT

Askeri denizaltı sistemlerinin 2 ana sınıfa ayrıldığını belirten Gazeteci Güngör Yavuzaslan, konuya ilişkin ayrıntıları şu sözlerle paylaştı:

Nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar: Bunlar aylarca yüzeye çıkmadan su altında kalabiliyor. Enerji ihtiyacını reaktörden karşıladıkları için ikmal ya da destek almaksızın uzun süreli görevlerde bulunabiliyorlar. Bu özellik, tespit edilmelerini son derece zorlaştırıyor.

Nükleer başlıklı füze taşıyan denizaltılar: Stratejik caydırıcılık açısından bu denizaltılar büyük önem taşıyor. OHIO sınıfı bu iki özelliği bir arada barındırıyor.

TRUMP’IN GÖNDERDİĞİ DENİZALTILAR

ABD başkanı Donald Trump, Orta Doğu’ya iki nükleer denizaltı göndereceğini açıklamıştı. Bu denizaltılar, 20 adet nükleer başlıklı Trident II füzenin yanı sıra Tomahawk seyir füzeleriyle de donatılmış durumda. Tomahawklar, daha önce de Orta Doğu’daki operasyonlarda etkin biçimde kullanılmış, hem karadaki hedefleri hem de deniz hedeflerini vurma kapasitesiyle ön plana çıkmıştı.

OHIO SINIFININ GİZLİLİĞİ VE GÜCÜ

Bu denizaltılar özellikle stratejik caydırıcılık ve uzun süreli devriyeler için tasarlandı. ABD, bu sınıf denizaltıları tatbikatlarda nadiren gösteriyor; çünkü bu platformlar ulusal güvenlik açısından en kritik araçlar arasında yer alıyor. Diğer denizaltılara kıyasla çok daha fazla gizlilik ve istihbarat kapasitesine sahipler.

İKİLİ MÜRETTEBAT SİSTEMİ VE LOJİSTİK KOLAYLIK

OHIO sınıfı denizaltılarda her biri tam teşekküllü olan iki mürettebat görev yapıyor:

Mavi Mürettebat

Altın Mürettebat

Bu sistem sayesinde 70 ila 90 gün süren caydırıcı devriyeler aralıksız sürdürülebiliyor. Limana dönüşlerde mürettebat değişimi yapılıyor. Ayrıca ikmal süresini kısaltmak amacıyla 3 büyük lojistik kapak geliştirilmiş.

ABD DONANMASI: KÜRESEL GÜCÜN BELKEMİĞİ

ABD’nin küresel askeri gücü büyük ölçüde Deniz Kuvvetleri üzerinden şekilleniyor. Uçak gemileri, denizaltılar ve deniz piyadeleri; Amerikan dış politikasının hem caydırıcı hem de operasyonel ayağını oluşturuyor. Nükleer denizaltılar bu sistemin en kritik unsurları arasında yer alıyor.

SOĞUK SAVAŞ’TAN GÜNÜMÜZE: DENİZALTI YARIŞI

Soğuk Savaş döneminde ABD ile Sovyetler Birliği arasında üç temel alanda yarış yaşanıyordu:

Uzay

Nükleer silahlar

Denizaltılar

ABD, özellikle nükleer denizaltı teknolojisinde Rusya ve Çin’in hâlâ çok ilerisinde. Bu alandaki bazı gelişmeleri hiçbir ülkeyle paylaşmıyor. İngiltere ve İsrail gibi yakın müttefiklerle dahi nükleer enerji teknolojisini paylaşmayan ABD, bu konuda mutlak kontrol sağlamak istiyor.

İSTİHBARAT VE YENİ NESİL SAVAŞ BİÇİMİ

Bu denizaltılar sadece füze gücüyle değil, aynı zamanda istihbarat kabiliyetleriyle de dikkat çekiyor. Elektronik dinleme, veri toplama gibi alanlarda aktif rol alabiliyorlar.

Yeni dönemde mücadeleler artık sadece açık cephelerde değil; görünmeyen deniz altlarında, siber sistemlerde ve stratejik caydırıcılık alanlarında yaşanıyor.

TRUMP’IN AÇIKLAMASI: GÖVDE GÖSTERİSİ Mİ, GERÇEK TEHDİT Mİ?

Trump’ın “iki nükleer denizaltı gönderdik” açıklaması, bazı çevrelerde bir propaganda aracı olarak görülse de, bu tür bir hareketlilik ciddi bir stratejik mesaj da içerebilir. Eğer ABD gerçekten bu denizaltıları konuşlandırdıysa, Rusya’nın bunu tespit etmeye çalışacağı ve buna karşı bir adım atacağı öngörülüyor. Bu da bölgede gerilimin tırmanması anlamına geliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu