BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

Netanyahu’nun Yahudilere yaptığını Hitler yapmadı

Gazze, Yemen, Lübnan, İran derken son olarak Suriye’ye saldıran Netanyahu, “Şam’ın güneyinde, sınırımız boyunca uzanan bölgenin silahlardan arındırılmasını sağlayacağız” diyor.
İsraillilerin güvenliği için bu şartmış.
Evet, Gazze kasabının silahsız bölgeden kastının ne olduğunu Golan tepelerinden ve Filistin’den biliyoruz; işgal.
Peki bu son hamleyi başarırsa İsraillilerin güvenliği sağlanmış mı olacak?
Tek kelimeyle hayır.
Sadece son birkaç günde Avrupa‘dan basına yansıyanlar, İsrail karşıtı atmosferin Yahudiler için güvenli ülkelerde bile nasıl yayıldığının kanıtı.
İrlanda publarında gece “İsrail’i vuralım” şarkılarıyla bitiyor. İspanya’da soykırım şarkıları söyleyen İsrailli turistlere güvenlik müdahale edip uçaktan indiriyor. Lokantalarda servis açılmıyor. İsrail’den turist taşıyan gemiler Yunan adalarına sokulmuyor. Komşu’daki futbol maçlarında stadyumlar, “Kahrolsun İsrail, yaşasın bağımız Filistin” sloganlarıyla inliyor…
Evet, Hitler 80 yıl önce Yahudileri tecrit edip gettolara kapattı. Soykırıma tabi tuttu.
Ama Hitler‘in zulmü, dünyada Yahudilere karşı bir sempati yarattı. Pek çok ülke kapılarını bu insanlara açtı.
Netanyahu ise bugün Gazze’de Filistinlilere uyguladığı soykırım nedeniyle İsraillilerin bütün kredisini tüketti, Yahudileri dünyada nefret öznesi hâline getirdi.
Bu arada İsrailliler için en güvenli ülke Türkiye gibi görünüyor; söylemeden geçemeyeceğim.

***

İSRAİL HER ÜLKE İÇİN BİR İÇ GÜVENLİK SORUNUDUR
Aylardır, ABD yerleşik medyasıyla, istihbaratıyla, sermayesiyle vuruşa vuruşa sandıktan çıkmayı başaran Trump’ın “hâliyle” iktidarını İsrail’le paylaşmak istemeyeceğini yazıyorum.
Suikast girişimden tutun da bugün, Mossad aparatı Epstein üzerinden hakkında başlatılan kampanyaya kadar pek çok hamleyi de Trump’ın İsrail’le giriştiği bilek güreşinin bir ürünü olarak görüyorum.
Dünyayı siyah beyaz görenler için bu söylediklerim komplo teorisi.
İsrail Dışişleri Bakanı Saar’ın, eylülde Fransa’nın Filistin’i BM’de resmen tanıyacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Macron’u, “Umarız Paris sokaklarında güvenliği sağlamayı başarır” diye tehdit etmesi falan onlara göre hep film icabı.
Oysa film çoktan bitti.

***

DARBEYLE GELDİ DARBEYLE GİDECEK
Ukrayna’da 2014 yılındaki Avrupa destekli Euromaydan hareketinin örgütlediği “turuncu devrim”le başlayan hikâyenin sonu acı oldu.
Batı’nın dümen suyundaki Zelenski’nin iktidara gelmesiyle sarpa saran süreç sonunda Rusya, Ukrayna’nın doğusunu işgal etti, Kırım’ı sağlama aldı.
Milyonlarca Ukraynalı, mülteci olarak çeşitli ülkelere dağılmış durumda.
Zelenski’yi iktidara taşıyan oligarklar da ülkeyi soyduktan ve harabeye çevirdikten sonra soluğu güvenli Avrupa şehirlerinde aldılar.
Kalanlar ise 11 yıl önce olduğu gibi yine sokakta.
Bu kez Zelenski’nin yolsuzlukla mücadele eden resmi iki kurumun bağımsızlığını kaldıran yasayı imzalamasını ve hükümetin yolsuzluklarını protesto ediyorlar.
Tek konu elbette bu değil.
Seçilmiş hükümeti deviren Ukraynalılar, başa getirdikleri Zelenski’ye anayasaya aykırı şekilde cumhurbaşkanlığı seçimlerini ertelediği için de kızgınlar.
Elbette bu gösterileri, Financial Times ve Spectator gibi yayın organlarında çıkan Zelenski’nin otoriterleştiği, basına sansür uyguladığı ve halkın güvenini kaybetmeye başladığına dair işaret fişeği niteliğindeki makalelerden ayrı düşünemeyiz.
Zelenski’nin yerine eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni’nin ve Ukrayna’nın İngiltere Büyükelçisi’nin adı anılsa da muhalefetin henüz bir aktörü yok.
Ama fark etmez. Öyle ya 6 yılda Ukrayna’nın çanına ot tıkamayı beceren Zelenski’yi de son anda bir televizyon dizisinden bulup çıkarmışlardı.

***

GÖZDEN KAÇMASIN
Çin Yüksek Halk Mahkemesi Başkanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Netanyahu’ya karşı harekete geçmesi ve onu yasanın öngördüğü en ağır cezalarla yargılaması çağrısında bulundu.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu