Astronomer’in CEO’su Andy Byron‘ın, şirketin insan kaynaklarından sorumlu en üst düzey yöneticisiyle (CHRO) yaşadığı yasak aşkın, Coldplay konserinde ifşa olması ve ardından istifa etmesi Dünya Bankası‘nın eski başkanlarından Poul Wlofovitz‘in skandalını aklıma getirdi. Türkiye‘de ‘yırtık çoraplı başkan‘ olarak anılan ve bir dönem çok konuşulan Wolfowitz romantik bir ilişki yürüttüğü Dünya Bankası çalışanını hak etmediği bir pozisyona terfi ettirdiği yönündeki iddiaların ardından 2007’de başkanlıktan istifa etmek zorunda kalmıştı. Küçük bir parantez açıp Wolfowitz’in neden yırtık çoraplı başkan olarak anıldığını hatırlatayım. Nisan 2007’de patlayan aşk skandalının öncesinde şubat ayında resmi bir heyetleTürkiye’ye gelen Wolfowitz, İstanbul’da bir cami ziyaretinde ayakkabılarını çıkarınca olanlar olmuş, yırtık çoraplarıyla tüm dünyada gündeme gelmişti. Uluslararası basında ‘dünya ekonomisi de Wolfowitz’in yırtık çorapları gibi‘ başlıklar atılmış, hatta o dönem çorap üreticileri Türkiye’den paket paket çorap göndermişlerdi. Dünya Bankası kadar olmasa da Astronomer de global olarak bilinen bir şirket. Ancak tabi bu skandal sayesinde bilinirliği daha da arttı. Kim bilir belki şirket durumun tadını bile çıkartıyordur. Ama anında tüm dünyaya yayılan skandalın üzerinden daha bir iş günü bile geçmeden istifa etmek zorunda bırakılan CEO’nun ve tabi CHRO’nun tadlarının kaçtığı kesin
İki skandal arasındaki en büyük fark ise dünyaya yayılma hızları. Sonuçta Dünya Bankası çalışanlarının dayanışma örgütü, o dönem Wolfowitz’in skandalını ortaya çıkarmak için çok büyük bir çaba sarfetti ve ne kadar delil sunarlarsa sunsun ilişkiyi tam olarak kanıtlayamadı. O kadar ki meselenin Dünya Bankası’nın koridorlarında sürüp giden bir dedikodudan daha ileri bir seviyeye taşınabilmesi çalışanlar örgütünün en az 2-3 yılını aldı. Ve sonunda olay, Wolfowitz’in itirafıyla birlikte gelen istifa ile ancak kapandı.
Astronomer olayında durum öyle mi? Kendilerini uygunsuz bir pozisyonda stadyumun kameralarında gören yasak aşk ikilisi daha konser bitmeden sosyal medyada dünyada trend topic’tiler. Daha geleneksel bir ifadeyle saatler içinde dünya aleme rezil oldular. Her ikisinin anında sergiledikleri vücut dili de bir teknoloji devinde çalışıyor olmaktan ötürü sahip oldukları bilinci ortaya koyuyordu. İnternetin olduğu hiçbir yerde artık kimse bir şey gizleyemeyeceğini bilmeli ve eğer gizlemek istiyorsa hiç yapmamalı.
***
İNTERNET KAZALARI KOLTUKTAN EDİYOR
Biz de benzer bir örnek var mıydı diye düşündüm. Böylesi bir aşk skandalı aklıma gelmedi ama Petlas’ın Yönetim Kurulu Üyesi’nin THY uçağında çıkardığı rezaleti anımsadım. “Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Milyar dolarlık adamım ben, Türkiye’yi satın alırım” diye bağırarak taşkınlık çıkaran, hem THY ekibine hem de yolculara küfürler savuran kişinin cep telefonuyla çekilen görüntüleri bir anda bütün Türkiye’ye yayıldı. Tabi şirketle ilişiği de anında kesildi. Eskiden ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun’ diyerek genellikle kamu görevlileri tehdit edilirdi. Olaya muhatap olanlar, durumu başkalarına anlatacak bir kanıt bulamıyorlardı ve ‘Hakkari’ye sürülmemek için belki görevlerini tam yapamıyorlardı. Ama şimdi öyle mi; rüşvet vermedim/almadım diyenlerin yalanları HTS kayıtlarıyla bir bir ortaya dökülüyor. O yüzden kimseye benim kim olduğumu biliyor musun diye sormayın o an karşınızdaki bilmese bile dakikalar içinde bütün dünya öğrenebilir.
Sosyal medya acaba arada sırada işe mi yarıyor, ne?
