Suriye’de taviz yok

Başkan Erdoğan KKTC‘den dönüş yolunda uçakta gazetecilere konuştu: Bütünleşik bir Suriye’nin kendisi için iyi olmayacağını düşünen İsrail provokasyonlarına devam ediyor. Ancak Suriye Cumhurbaşkanı Şara dik bir duruş sergiledi. Şu ana kadar taviz yok. Kendisine her türlü desteği vereceğimizi söyledik. Bakanlarımız ve MİT başkanımız muhataplarıyla sürekli görüşme halinde..
Başkan Erdoğan KKTC dönüşü uçakta gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi. Erdoğan Suriye’deki gerilime dair Türkiye’nin duruşunu net olarak çizdi. İşte sözleri: Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara dik bir duruş sergiledi. Şu ana kadar herhangi bir tavizi söz konusu değil. İsrail sürekli tüm bölgeyi ateşe atma gibi gayretinde. Suriye bölgeyi 2 bin 500 kadar askeriyle kontrol altına aldı. Böylece Güney‘de bir hakimiyet tesis edildi. Suriye halkı tüm kesimleriyle, geçmişte yaşadıkları acılardan ders çıkartıp, bu oyunlara gelmeyi kesinlikle düşünmüyor. Burada Dürzilerle diğer kesim arasındaki uzlaşıyı sağlamış vaziyetteler. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara burada çok olumlu bir adım attı. Kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde bu duruşunu konuştuk. Kendisinden bizden talebi nedir, ne değildir bunları öğrendik. Kendilerine her türlü desteği vereceğimizi de söyledik. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Birleşik Devletleri’nin Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakanı ile sürekli görüşme halinde. Aynı şekilde MİT Başkanımız İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler de muhataplarıyla görüşüyor. Bölgede son olarak bu 2 bin 500 kişilik hafif silahla donatılmış gücün Süveyda‘ya gitmesine izin verildi. İki gündür Amman‘da toplantılar devam ediyordu. Aşiret reisleri, Ürdünlüler ve ABD Özel Temsilcisi bizimle sürekli temas halinde. Süveyda’nın etrafı çevrilmiş durumda. Birliklerin içeriye girip girmemesine izin vermeyle ilgili bir problem var. Şu anda Dürzilerin malumunuz üç kolundan ikisi son derece uyumlu olduğu halde kollardan biri İsrail ile hareket ediyor. Bunlar bozgunculuktan vazgeçmiyor. Bu nedenle içeride zaman zaman çatışmalar devam edebiliyor. İçeriye polis giremiyor, asker giremiyor, şehrin etrafındalar. İsrail, bildiğiniz gibi bölgede istikrar olmasını istemiyor. Bütünleşik bir Suriye’nin kendisi için iyi olmayacağını düşünüyor ve provokasyonlara devam ediyor.
LGS’YE İFTİRANIN TEK AÇIKLAMASI İMAM HATİP DÜŞMANLIĞI!
İmam hatip okullarının akademik başarıları, özellikle fen ve sosyal bilimler alanında giderek artıyor. Bu durum da bazı kesimleri rahatsız etmiş. Günlerdir yürütülen ahlaksız iftira kampanyasının tek bir açıklaması vardır; o da imam hatip düşmanlığıdır. Hakikaten yenilir yutulur bir şey değil. Bir insan bu kadar pişkince yalan söyleyemez. LGS‘de bu kadar başarı sağlamış olan bu yavrulara niye hakaret ediyorsun? Şu anda Kartal Anadolu İmam Hatip’te, diğer imam hatiplerde bu kadar başarı grafiği yüksek olan bu yavruları, sen nasıl olur da böyle fotoğraf kareleriyle kalkıp hedef gösterirsin? Çok büyük bir terbiyesizlik. LGS’deki başarı grafiğinin herhangi bir yolsuzlukla izah edilmesi mümkün değil. Hepsi yalan, hepsi bühtan. Yavrular, bileklerinin hakkıyla, zihinlerinin hakkıyla neticeyi elde etmiş olan çocuklarımız.. Daha 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor. “Toksik siyaset” derken kastımız tam olarak buydu. Çamur at izi kalsın anlayışı ile siyaset yapılmaz; yapılsa da buna siyaset denmez. Biz sınav güvenliği konusunu son derece hassas bir şekilde ele alıyoruz.
MASUM ÇOCUKLARDAN ÖZÜR DİLEYİN
Türkiye’nin sınav güvenliği konusunda ne kadar başarılı olduğunu cümle alem bilir. Eğer bunların zerre kadar haysiyetleri varsa, tek yapmaları gereken çıkıp sosyal medyadan linç ettirdikleri o masum çocuklardan ve ailelerinden açıkça özür dilemeleridir. Yoksa bunlar müfteri olarak anılmaya devam edecektir.
FIRKATEYNLERİMİZE SİPARİŞ YETİŞTİRMİYORUZ
İktidara geldiğimizde savunma sanayii alanında Türkiye’nin kaybettiği zamanı telafi etmek için yoğun bir çaba sarf ettik. Geldiğimiz nokta önemli, ancak bize göre yeterli değil. Gücümüze güç katacak adımlar planlıyor ve süratle atıyoruz. Savunma sanayii şirketlerimizin altyapı hamleleri, nanoteknolojik tesis yatırımları devam ediyor. Hedefimiz, savunma alanında tam anlamıyla kendimize yetmektir. “Tam bağımsız Türkiye” sloganla gerçekleşmez. Böyle vizyoner adımlarla, çalışmayla gerçekleşir. Malum KAAN’ı yaptık. AKINCI, ALTAY, HÜRJET, ATAK, TCG ANADOLU ve daha nicelerini yaptık, yapıyoruz. BAYKAR olarak yaptıklarımız var. BAYKAR’ın dışında yaptıklarımız var. İHA’larda Türkiye adından söz ettiren bir ülke. Zırhlı taşıyıcılarda gayet iyi konumdayız. Talepler ardı ardına geliyor. Fırkateynlerde şu anda siparişleri yetiştiremiyoruz.
NÜFUS ARTIŞINI TEŞVİK İÇİN ADIMLARIMIZ SÜRECEK
Doğurganlık hızımız şu anda 1.5’in biraz altına düşmüş vaziyette. Bu hayra alamet değil. Buraya 3’lü seviyelerden geldik. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’a da bununla ilgili çalışmalarını yoğunlaştırma talimatı verdim. Bütün üniversitelerle irtibat haline girelim. “Ne yaparız ki biz şu anda yeniden bir toparlanmaya gireriz?” onun arayışı içindeyiz. Nüfus meselesi ülkemiz için stratejik bir konudur. Hükümet olarak nüfus artışını teşvik için adımlar atmayı sürdüreceğiz. Doğru teşviklerle doğurganlıkta yeniden artış sağlayabilecek bir toplumsal potansiyele sahibiz.
AB İÇİN KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ TÜRKİYE’DİR
Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin canlandırılması ve ilerletilmesi için bir gün bile beklenmemelidir. Avrupa Birliği’nden temas kurduğumuz bütün muhataplarımıza tam üyelik hedefimizi güçlü bir biçimde muhafaza ettiğimizi söylüyoruz. Türkiye’ye karşı konulan siyasi bariyerler acilen kaldırılmalıdır. Birliğin Türkiye gibi dinamik ve çözüm odaklı bir üyeye olan gereksinimi görülecek. AB için köprüden önce son çıkış Türkiye’dir. Köhnemiş, saplantılı siyasi anlayışların etkisinden sıyrılmak, Avrupa Birliği için yeni dönemi kavrayan ve Birliği geleceğe taşıyan bir hamle olabilir.
ZENGEZURLA BÖLGE REFAH ALANI OLACAK
Zengezur Koridoru sadece Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye’ye değil bölgedeki diğer ülkelere de fayda sağlayacak. Biz bu hattı aynı zamanda jeoekonomik boyutu itibarıyla son derece önemli bir konu olarak görüyoruz. Nitekim, bu hat bölgemizin ötesindeki coğrafyaları da birbirine bağlayacak ve ticareti canlandıracaktır. Bu hattın bir anlaşmazlık kaynağı değil, bir mutabakat simgesi haline gelmesi temel beklentimizdir. Bu sayede bölge iş birliğinin galebe çaldığı bir refah alanı olacaktır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zengezur’a büyük önem veriyor.
GAZZE’Yİ GÜNDEMİMİZDEN HİÇ DÜŞÜRMEYECEĞİZ
GAZZE halkı teslim olmayacak. İsrail gözü dönmüş bir canavar gibi her yana saldırıyor ve inşallah bu hırsının kurbanı olacaktır. Biz Gazze’yi gündemimizden hiç düşürmedik ve düşürmeyeceğiz. Gazze’nin yanında yer almaya devam edeceğiz. Bu konuda ABD’nin adımlarını sürekli olarak takip ediyoruz. Amerikan Dışişleri Bakanı ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Bey sürekli görüşüyor. İsrail’i sürekli destekleyen uluslararası toplum da artık bir şey saklayacak durumda değil. Herkes ne yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Ateşkes görüşmelerinde üç konu var. Birincisi; İsrail askerleri ateşkes sonrası nereye çekilecek? İkincisi; Gıda yardımları nasıl dağıtılacak? Üçüncüsü; 60 günlük ateşkes sağlanırsa, rehineler verildikten sonra ateşkesin devam edeceği konusunda İsrail taahhüt verecek mi? Hamas’ın talebi bu. Bu noktada devam eden ciddi bir süreç var.
ŞARA’YI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ
YPG’nin duruşu her an her türlü değişkenliğe uğrayabilir. Bu yaklaşımın bunların uzantısı olan SDG bakımından nasıl yansıyacağı da önemli. Son gelişmelerde Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın duruşu, bunların olumsuz anlamda bir araya gelişini de bana göre ortadan kaldırmış vaziyette. Biz kararlıyız, Ahmed Şara’yı Suriye’de yalnız bırakmayacağız. Suriye’nin parçalanmasını istemiyoruz, Suriye’nin yeniden toparlanmasını biz ülkemiz için de olumlu görüyoruz. Suriyelilerin ülkelerine gönüllü geri dönüşlerinin hızlanması için her türlü desteği vereceğiz. Suriye hızla normalleşsin, biz de güneyimizi sağlama alalım istiyoruz.
KIBRIS TÜRKÜ İLELEBET VATANINDA YAŞAYACAK
Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz çerçevesinde bundan 51 yıl önce gerçekleştirdiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı, “enosis” hayalini suya düşürmüştür. Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz, Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz ve mücahitlerin desteğiyle 1963’ten itibaren akan kan ve gözyaşına son vererek, adaya barış ve huzur getirmiştir. Nitekim adada yarım asırdır bir damla kan dökülmemiştir. Bu huzur ortamı Türkiye’nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar sürecektir. Kıbrıs Türkü de ilelebet kendi vatanında özgürce yaşayacaktır. İktisadi ve mali iş birliği anlaşmalarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ihtiyaç duyduğu her alanda desteklenmektedir. Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi inşallah adadaki en büyük sağlık yatırımlarından birini teşkil edecek. Ana Vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü’nün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda yanlarında olmayı sürdüreceğiz.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ANAHTARDIR
Kıbrıs’ın güneyine ziyaret düşüncem söz konusu değil. Onlar nasıl KKTC’yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs’ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok. Kıbrıs adasına sadece barış için gitmiş olan Türkiye’nin kahraman evlatlarına “işgalci” diyemez. Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü ve Ada’daki meşru varlığını tartışmaya açmaz bile. Kıbrıs’ta çözümün anahtarı iki devletli çözümdür; bundan da taviz yoktur. Türkiye’nin Kıbrıs politikası nettir, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve güvenliğini garanti altına almayan hiçbir sürecin içinde olmayız.
‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ İÇİN KARARLILIK MESAJI:
SABOTAJLARA KARŞI TEYAKKUZ HALİNDEYİZ
“Terörsüz Türkiye” hedefimize ulaşmak için adımlarımızı atmayı sürdürüyoruz, ilerleme devam ediyor. Sürecin provokasyonlardan etkilenmemesi için de son derece dikkatliyiz. “Terörsüz Türkiye” hedefimizi sekteye uğratacak tüm sabotajlara ve yapılara karşı teyakkuz halindeyiz. Silah bırakma başladı. İlgili arkadaşlarımız gerekli takibi yapıyor ve temasları sağlıyor. Komisyon konusunda da görüşmeler nihai aşamaya geldi. Yakında Meclis zemininde ilerlemenin yaşandığına şahitlik edeceksiniz. Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız. Hedefimize ulaşmak için ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve sonuçta nereye varacağımızı çok net bir biçimde biliyoruz. Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha attığımız bu adımın doğruluğunu ortaya koyuyor. Şu anda İmralı her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok önemli.
İÇ CEPHESİ GÜÇLÜ TÜRKİYE DÜNYAYA ÖRNEK
Biz bölgemiz ve dünya için örnek teşkil edilecek bir model ortaya koyduk. Çevremizde yanan savaş ateşlerine rağmen her şartta huzur ve istikrarı önceliyoruz. Dışarıda böylesine aktif bir politika izlerken içimizdeki meseleleri de biz es geçemeyiz. İç cephesi güçlü Türkiye, hem sosyal hem ekonomik kalkınmasını hızlandıracak. Terör belasının 2 trilyon dolar maliyeti artık katma değerli yatırımlara harcanacak. İşçiye, emekliye, memura, sanayiciye, tüccara çiftçiye gidecek.