YAZARLAR

NEBİ MİŞ / Bu ne yaman çelişki

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin belediyeleri ile ilgili yolsuzluk, irtikap ve rüşvet iddiaları hakkında meselenin özünü konuşmuyor. Bu iddiaları çürütecek, toplumu ikna edecek bir siyaset üretmeyi tercih etmiyor.
Bunun yerine, demokrasi dışı yollara teveccüh edebileceğini söylüyor. En son şöyle bir cümle kurdu: “Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim. Bana bu milleti sokağa davet ettirme. Televizyondan izlersiniz meydanları, Mısır‘daki gibi…
Meydanlarda şu anda prova yapıyoruz. 81 ilde sen fragman izliyorsun, fragman. Korku filmini izleteceğim sana…”
Bir partinin genel başkanı hem Türkiye‘de “iktidar seçimleri yaptırmayacak” minvalinde sözler söyleyip, hem de Mısır’da seçilmişlerin darbe ile indirildiği olayı örnek göstererek şiddet siyasetine başvurmaktan geri durmaması en hafif ifade ile topyekûn bir çelişkidir.
Seçimlerin geçersiz sayıldığı bir darbeyi model alarak siyaset yapmak, CHP’nin son yıllarda “darbelere destek veren parti” yükünden kurtulmak için söylediklerinin altını oyan bir davranıştır da… Ya da “bu sözlerinde samimi olmadıklarına” yönelik iddiaları güçlendirir. “Korku filmini izleteceğim sana” diyerek halkı sokağa çağırmak, geçmişte vesayetin nimetlerinden yararlandığının da acı bir itirafı olarak anlaşılır.
Geçmişte darbeye zemin hazırlayanların, farklı siyasal eğilimler arasında çatışmaları nasıl körüklediklerini bu ülkede yaşayanlar bilir. CHP’nin bu süreçlerdeki konumlanmasını sonradan, genel başkanlar dahil, birçok CHP’li siyasetçi hata olarak kabul ve itiraf etmişlerdir.
Bunları söylerken Türkiye’de bir darbe ihtimalinden bahsetmiyorum. Ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanının, Mısır’da cereyan eden bir darbeyi model almasının ne büyük bir siyasi hata olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
CHP yönetimi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne başlatılan yolsuzluk iddialı soruşturulmaya başlamasından bu yana zaten mitinglerini yapıyor. Kendi tabanını meydanlara davet ediyor. Miting meydanlarında iktidara yönelik ağır ifadeler kullanıyor.
Ortaya çıkan iddialarla ilgili toplum bilgi sahibi oldukça, mitinglere katılımın azaldığı bilinen bir gerçek. Kamuoyu yoklamaları, yolsuzluk iddialarının her geçen gün gerçek olduğuna yönelik kanaatlerin pekiştiğini gösteriyor.
O zaman soru şu: Mitinglerde yeterli desteği ve mobilizasyonu sağlayamadığı için mi, bir parti lideri şiddet çağrısından medet umuyor?
CHP genel başkanının bu sözleri basit bir siyasi polemik olarak anlaşılmaz. “Fragman izliyorsun, korku filmini göstereceğim” sözleri Türkiye’yi açıkça istikrarsızlıkla tehdit etmektir.
CHP’liler bir seçim olsa kazanacaklarını iddia ediyorlar. Madem bu kadar kendinize güveniyorsunuz, demokrasiye inandığınızı söylüyorsunuz, neden seçim dışında başka bir yola göz kırpıyorsunuz? Neden sandığı değil, sokak şiddetini bir adres olarak gösteriyorsunuz?
1950 seçimlerinden bu yana toplumun en hassas olduğu konu ülkenin istikrarıdır. Sandıkla gelen iradeye sokakla, şantajla, kaosla yön verilmesine toplum asla prim vermemiştir. Bunu en iyi bilmesi gereken parti de CHP’dir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu