Vatanı kimseye bırakmayız

15 Temmuz direnişindeki birlik beraberlik ölmedi. Türkiye’yi işgal etmek istiyorlardı, canımızla başımızla direndik. Aynı oyunu oynayanlara karşı daha fazla direneceğiz. Türk milleti olarak kimseye pabuç bırakacak insanlar değiliz. Gidecek bir yerimiz yok, başka bir vatanımız da yok. Evladımı kaybettim ama vatanım, bayrağım, ezanım duruyor. Şu anda kimsenin himayesi altında değiliz, evlatsız yaşanıyor ama vatansız yaşanmıyor. Mahir evin babası, kardeşi, abisiydi. Kızım ve oğlum dört sene ilaç kullandı. Kolay bir şey atlatmadık. Şu an kızım Ayasofya Camii’nin sosyal medya sorumlusu, oğlum adliyede kâtip, küçük oğlum Ömer babası ile iş yapıyor.
O gece oğluma aradığımda “Vatan elden gidiyor. Biz gençlerin önde olması lazım. Üzerimize şu an kurşun yağıyor” dedi ve kurşunların hedefi oldu, telefon elinden düştü. Küçücük yaşında koca, yiğit bir delikanlının yüreğine sahipti. Polis kulübesinde bir poşetin içinde elbiselerini verdiler. Meğer ki o benim oğlumun poşetteki elbiseleriymiş. Şehit olduğunu öğrenince kıyamet koptu sanki.
Oğlumun Edirnekapı’daki kabrine sürekli gidiyorum. 9 yıl geçti ama hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Böyle bir evladın annesi olmaktan gurur duyuyorum. Özlemi ve hasreti çok büyük. Tek tesellim öbür dünyada bize şefaatçi olması… Oğlum yiğit bir delikanlıydı.
Türkiye büyük bir tehlikeden kurtuldu. Onların oyununa karşı Rabb’imin oyunu daha büyüktü. İnsanlara öyle bir iman gücü verdi ki hainlere fırsat tanımadı. Artık geçmişten ders çıkarmalı. Bir daha böyle bir şey yaşanmasın, başka anneler ağlamasın. Başka evlere ateş düşmesin. Tek başıma dahi kalsam bu ülkede davamın peşindeyim, evladımın davasının arkasındayım. Onlar uyumuyorlar, biz onlardan daha uyanık olacağız.
Allah’ın izni ile bu vatanı biz kimseye bırakmayacağız. Elhamdülillah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da başımızda, kurumlarımız bu hainleri eledikçe biz daha da güçlendik. Daha da elemiş değiliz. Dışa karşı yönelip içerideki hainleri de unutmayalım. Biz dıştakilere direnebiliyoruz, içten bizi yıkmasınlar.