YAZARLAR

FUNDA KARAYEL / Roma’da gurur verici bir gece: Kolezyum’da Sema gösterisi

Gerçekten de kolay bir iş değil, ne böyle bir gösteriyi hazırlamak, ne de onu Roma‘nın kalbinde, dünyanın en sembolik yapılarından biri olan Kolezyum‘un taşları üzerine emanet etmek. Ama Roma’da izlediğim o gurur verici gecede o taşlar yeniden dile geldi, üstelik bu kez savaşların, zaferlerin ya da çöküşlerin değil; barışın, hoşgörünün ve ilahi aşkın diliyle. Konya Büyükşehir Belediyesi Türk Tasavvuf Musikisi ve Sema Topluluğu‘nun icra ettiği Mevlevî Semâ Töreni, sadece izlenilecek bir gösteri değil, izleyenin kalbine inen bir yolculuktu. Rumi’nin asırlardır yankılanan çağrısı “Gel, ne olursan ol yine gel” bu kez Kolezyum’un taşlarına çarptı ve oradan bütün Roma’ya yayıldı. Bu gece; Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın öncülüğünde, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla ve Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülgen gibi önemli isimlerin katılımıyla hayata geçirildi. Ancak işin asıl öznesi ne protokoldü ne program. Asıl olan, dervişlerin dingin dönüşleriyle zamandan sıyrılan, sınırları aşan, kimlikleri bulanıklaştıran o ortak ruh haliydi. Kolezyum, belki de yüzyıllar sonra ilk defa, böylesine sükûnetli bir akışa tanıklık etti.

BİR KÜLTÜR ZAFERİ
İtalyan izleyicilerin gözlerindeki derin merak ve hayranlık, Türk izleyicilerin göğsünü kabartan gururla buluştu. Medeniyetlerin, kültürlerin, inançların ve ruhların buluşması. Bir ülkeyi, onun tarihini ve içsel dünyasını bu kadar rafine, bu kadar zarif bir şekilde temsil etmek; bir kültür diplomasisi zaferidir. Roma’da yaşanan bu gece, sadece bir anı değil; insanlığın ortak hafızasına kazınacak bir işaretti. Kolezyum’un kadim taşları bu kez barışın, hoşgörünün ve ilahi aşkın ritmine sahne oldu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, konuşmasında Mevlânâ’nın barış dilini ve insanlığa sunduğu evrensel mesajı vurguladı. Yazgı, “Mevlânâ dünyaya; ayrıştırmak değil, birleştirmek için geldiğini her sözünde ve davranışında göstermiştir” dedi. Konuşmasında semâ geleneğinin derinliğine dikkat çeken Yazgı, “Mevlânâ; çağının ötesine seslenebilen büyük bir mutasavvıf, güçlü bir şair ve derin bir düşünce insanıdır. Onun mesajı semâ ile şekillenmiş ve insanlığa ulaşan bir barış dili olmuştur” ifadelerine yer verdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise “Konya geçmişin izlerini bugün de taşıyan; taşında, toprağında, havasında Mevlana Celaleddin Rumi’nin ruhunu hissettiren bir medeniyetin mirasçısıdır” dedi. Mevlana’nın aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir anlayışıyla asırlardır gönülleri birleştirdiğini kaydeden Altay, katılımcıları Konya’ya davet etti.

MİSTİSİZM: DOĞU İLE BATININ BULUŞTUĞU KÖPRÜ
Dünyanın en önemli kültür başkentlerinden biri olan Roma, bu kez klasik sanat anlayışının ötesine geçerek, Türk düşünce dünyasının derin izlerini taşıyan olağanüstü bir programa ev sahipliği yaptı. Yunus Emre Enstitüsü’nün düzenlediği “Mistisizm: Doğu ile Batının Buluştuğu Köprü” sempozyumu ile “Sırra Yolculuk: Harflerin Hikmeti” adlı hat sanatı sergisi, sadece Roma’nın değil, Avrupa’nın kültürel takvimine de yeni bir soluk getirdi. Harflerin estetikle birleştiği bu anlamlı yolculuk ve sempozyumun entelektüel içeriği, izleyicilere unutulmaz bir tefekkür deneyimi sundu. Her yönüyle etkileyici ve görkemliydi. Sessiz ama güçlü bir diplomasi örneğiydi. Ve bu başarı, hiç kuşkusuz, Yunus Emre Enstitüsü’nün kültürel derinliği temsil etmedeki maharetinin açık bir göstergesiydi.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy de yaptığı konuşmasında, kültür ve sanatın insanlar üzerindeki etkisini vurguladı. Aliy, “Kültür, diplomasinin en samimi dilidir; çünkü insanı insana yaklaştırır, farklılıkları zenginliğe dönüştürür ve kalıcı dostlukların temelini atar” dedi. Kültürel mirasın yalnızca geçmişin değil, bugünün ve yarının da anlam arayışına yön verdiğini belirten Aliy, bu birlikteliğin Doğu ve Batı arasında kurulan köprüleri yalnızca coğrafi değil, gönül coğrafyaları üzerinden de güçlendirmesini ümit ettiklerini söyledi.
“Sırra Yolculuk: Harflerin Hikmeti” sergisi, sanatseverlere harfler aracılığıyla içsel bir yolculuk sunarken her bir eser Mevlana’nın, Yunus Emre’nin ve Anadolu’nun izlerini taşıyor. Sergide, hattatlar Abdurrahim Kahya ve Seyit Ahmet Depeler’in 22 eseri sergileniyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu