YAZARLAR

BERCAN TUTAR / İntifada’nın üçüncü zaferi

Ortadoğu, İsrail’in İran ile 12 günlük çatışmasının bitiminden ve Gazze‘ye yönelik 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü soykırım saldırılarından sonra yeni bir döneme giriyor. İsrail ve Amerikan medyasındaki iki ayrı haberde hem Gazze’ye yönelik kirli senaryo sızdırıldı hem de İran’ın nükleer programına dair yeni yol haritasının detayları açıklandı. Her iki deşifre de İsrail ve ABD’nin istedikleri sonuca ulaşmakta zorlandıkları için yelkenleri indirdiğine işaret ediyor.
Çünkü her ne kadar zafer naraları atsa da İsrail ne Gazze’de ne de İran’a karşı giriştiği savaşta ilan ettiği hedeflerine ulaşamadı.
İsrail ve ABD’nin yeni Filistin planı Batı Şeria merkezli iki devletli çözümü içeriyor.
Yayımlanan planda “Gazze’de 2 hafta içerisinde ateşkesin sağlanması, bölge ülkeleriyle normalleşmeyi hedefleyen Abraham Anlaşmalarının Suriye ve Suudi Arabistan‘ı da kapsayacak şekilde genişletilmesi ve Batı Şeria‘da sınırlı İsrail egemenliğine dayalı iki devletli bir çözüme ulaşılması” konusunda uzlaşıldığı ileri sürülüyor.

***

Bir bakıma Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı taarruzu hedefine ulaşmış görünüyor.
Çünkü Aksa Tufanı‘ndan önce İsrail, bırakın Filistin Devleti’ni sınırlı da olsa tanımayı telaffuzunu bile rafa kaldırmıştı. Hedef olarak önüne Gazze ve Batı Şeria’nın tamamen ilhakını koymuştu.
Şimdi açıkladıkları planda siyonist rejimin geri adım attığı anlaşılıyor. İsrail ve ABD’nin kirli planındaki en hassas nokta ise Gazze. Bu konuda Gazze’deki çatışmaların 2 hafta içerisinde sona ermesinin koşulu olarak da bölgenin yönetiminin Mısır ve BAE’nin dâhil olduğu 4 Arap ülkesine devri ile Hamas liderlerinin diğer ülkelere sürgün edilmesi şartı var.
Gazze’ye yönelik etnik temizlik stratejisi ise hâlâ yürürlükte. Yeni planda İsrail ve ABD bu niyetini İnsanlık felaketiyle boğuşan Gazze’deki Filistinlilerin gönüllü göç adı altında dünya genelinde kendilerini kabul eden pek çok ülkeye gönderileceği” ifadesiyle itiraf ediyor. Daha en baştan imkânsızı istiyorlar. Bunun olması çok zor. Zira Hamas ve Gazze halkı isteseydi dünyada istedikleri her yere gidebilirlerdi zaten.
Fakat onlar gitmeyi değil vatanlarında kalıp direnmeyi ve şehit olmayı seçtiler. Gazzeliler yollara düşmek için değil direnmek için ayağa kalktı.

***

Kirli planın üçüncü ayağı ise Abraham Anlaşmalarının genişlemesine dayanıyor.
Bu yolla BAE, Fas, Bahreyn ve Sudan‘dan sonra Suriye, Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerinin de İsrail’i tanıması ve resmi ilişkiler kurması öngörülüyor.
Hâsılı kelam, planda ilk dikkat çeken unsur siyonist rejimin iki devletli çözümü askeri ve siyasi budamalara maruz bıraksa da sonunda kabul etmesidir.
İsrail daha önce de Filistin halkını inkâr ediyordu. 1987 yılındaki İntifada’dan sonra 1993’te Oslo Barışı ile bu inkâr tarihe karıştı. İlk İntifada’dan sonra Oslo’da İsrail inkâr ettiği Filistin halkını ve idaresini tanımak zorunda kaldı. 2000’deki ikinci İntifada’dan sonra ise İsrail 1967’den beri işgal altında tuttuğu Gazze’den çekilmek mecburiyetinde kaldı.
2005’teki çekilmeden bir yıl sonra Gazze’de yapılan seçimleri Hamas kazandı. İlk iki İntifada’da olduğu gibi 2023’te başlayan üçüncü İntifada’dan sonra da İsrail ve destekçileri yine kaybediyor. Bu kez de inkâr ettikleri Filistin Devleti’ni tanımak zorunda kalacaklar. Çünkü ölümü bir muştu gibi karşılayan ve çelikten iradesiyle sömürgecilere asla boyun eğmeyen Filistin direnişi yine tarih yazıyor. Bu bağlamda, bu yeni plan her açıdan üçüncü İntifada’nın üçüncü zaferine işaret ediyor. Dökülen kanların boşa gitmeyeceğini/ gitmediğini gösteriyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu