MELİH ALTINOK / ‘Dostum’ dedi utandırdı

Murat Bardakçı dün Ekrem İmamoğlu‘nun yolsuzluk soruşturmasında adının geçtiğini yazdı.
Mesele şuymuş: İmamoğlu’nun Beylikdüzü döneminde aralarında Bardakçı’nın da bulunduğu 17 yazarla “hayalî söyleşiler” yapıp belediyenin kasasından o zamanın parasıyla 1 milyon lira çalmışlar.
“Ne söyleşi yaptım ne de para aldım” diyen Bardakçı konunun sorgusunda İmamoğlu’na da sorulduğunu ancak kendisinin “Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnadları şiddetle reddederim” dediğini hatırlatıyor.
Ve yazısını şöyle bitiriyor:
“Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlendiği iddia edilen ama tamamen hayalî olan program için bir milyon liraya yakın paranın ödenmesinin hesabını belediyenin o zamanki başkanına sormak tabii ki hatadır! Cumhuriyet Savcılığı’nın bu konu hakkında asıl sorumluların, yani Hartum, Tokyo, Mumbai, Kinşasa vesaire gibi şehirlerin belediye başkanlarının ifadesine başvurması gerekir!”
Yazar ne yapsın, ancak mizahla anlatılabilecek bir rezalet.
Baksanıza her gün İBB’deki yolsuzluğa dair bir başka delil ortaya çıkarken, İmamoğlu’nun en yakın ekibi, müdürleri hırsızlık ağına dair itirafta bulunurken kimileri hâlâ “ne olmuş ki” diye söyleniyor.
Özgür Özel ise yine ağaca toslayıp ayılacak olan kitlenin gönlünü hoş tutup koltuğunu korumak için CHP’yi bu meselelere bulaştırıyor. Ana muhalefet partisinin kurumsal kimliğini, bir yolsuzluk soruşturmasında kalkan yaptırıyor.
Dün de Sosyalist Enternasyonel‘in İstanbul‘daki toplantısına katılan İspanya Başbakanı Sanchez’in eline İmamoğlu’nun karikatürünü tutuşturmuştu.
Özel’in “Dostum Sanchez” diye bahsettiği İspanyol Başbakan resmi gönülsüz tutuyordu. Konuşmasında da İmamoğlu’nun adını bile anmadı. Muhtemelen içinden de “Ulen nereye düştük” diye söyleniyordu.
***
SABOTAJ!
Netanyahu’nun karşısında en kararlı duran Avrupa ülkesi olan İspanya’nın başı elektrik kesintileriyle dertte. Hâlâ sorunu tam olarak çözemediler.
Geçtiğimiz gün de Başbakanları Sanchez “İsrail’in Eurovizyon’da ne işi var” diye sorunca ülkenin telefon ağı da çöküvermişti.
Raslantı bu ya dün de ne olsa beğenirsiniz? Netanyahu’nun Starmer ve Carney’le birlikte Hamas’ın yanında yer almakla suçladığı Macron’un fişini çekmesinler mi?
Üstelik de Fransa‘nın prestij işlerinden Cannes Film Festivalinde.
Trafik lambalarının bile çalışmadığı caddelerde jet sosyetenin yaşadığı korku film olur.
Evet, evet filmini de yine kendileri yapar.
Sabotaj!
***
TRUMP’TAN NETANYAHU’YA BİR DARBE DAHA
Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonel’de İmamoğlu karikatürünü kaldırıp “bırakınız yapsınlar, bırakınız…” mesajı verirken, Ahmet Şara da ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdığı gecenin sabahı soluğu İstanbul’da aldı.
Normaldir. Arabistan’da bu kararı alırken Cumhurbaşkanı’nı arayan Başkan Trump gazetecilere de “Dostum Erdoğan’ın talebi” demişti.
Okyanus ötesinden bölgemize, Avrupa’dan, Suriye’ye kadar müttefiklerini kaybeden Netanyahu şimdi ne yapsın?
***
PESTİSİT İSTATİSTİKLERİ
Çarşamba gecesi ‘Sebep Sonuç’ta pestisit meselesini konuştuk.
Çok dönüş alıyoruz.
Dün de bu köşede Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “pestisit kullanımının normal seviyelerde” olduğuna dair istatistiklerini paylaştım.
Tartışma sürüyor. Çiftçilerden hâlâ telefonlar geliyor. Verilerin sahadaki gerçeği yansıtmadığı görüşündeler.
Bakanlığın meraları, ormanları da hesaba katıp hektar başına yılda 2,6 kg pestisit kullanıldığı sonucuna vardığını ancak tarımsal üretimin merkezi olan Mersin, Adana, Manisa, Antalya gibi illerde yılda 17 kilodan fazla pestisit kullanıldığını iddia ediyorlar.
Resmi çiftçi örgütlerinin internet sitelerinde bile yasaklı olan tarım ilaçlarının aleni şekilde satıldığına dair pek çok da link göndermişler.
Derdimiz bağcıyı dövmek değil, asgari tarım ilacına maruz kalmış, makul fiyattan üzüm yemek.
Heyecan yapmadan, sündürmeden, şarlatanların ekmeğine zeytinyağı sürecek bir paniğe neden olmadan bu sene pestisit sorunumuzu tarihe gömelim.
Ne kadar zor olabilir ki?