NİHAT HATİPOĞLU / Gençler ateizm-deizm sarmalında

Ateist ile deist arasındaki fark nedir? Ateist, Yaratıcıyı tamamıyla inkâr eder. Ona göre çevredeki bütün bu nizam, varlık, güneş, ay, yıldızlar, rüzgâr, yağmur, çocuğun anne rahminde 9 ay boyunca korunması, atomun içindeki nizam hatta kişinin kendisi bile tesadüfen oluşuyor. O sebepleri görür ama sebepleri yaratan, nizam eden müsebbibi bilmez. Mesela yağmuru görür, bulutu inkâr eder, bulutu görür rüzgârı inkâr eder. Rüzgârı görür rüzgârın içinde estiği boşluğu görmez. Boşluğu görür; o boşluğu yaratanı, göreni görmez. Bazen Yaratanı hisseder, bu sefer O’na ortaklar bulmaya çalışır. Velhasıl ateist hayatı boyunca bu anaforun içinde dönüp durur. O, eseri görür. Diyelim ki, muhteşem bir sulu boya tablo var. Her dokunuş ince ve hassas bir kalemden çıkmıştır. İnkârcı kalemi görür, kalemi tutan eli görmez. Eli görür, o eli hareket ettiren iradeyi görmez. Yani eseri görür ama eserin müessirini görmez. Ona göre her şey, bütün evren, varlık, kendi kendine oluştu! Sanatı görür, sanatkârı görmez. Tabloyu görür, üzerindeki resmi çizeni görmez.
Deistin derdi başkadır. O yüce yaratını tanıdığını zanneder ama o yaratanın laf olsun diye yarattığını sanır. Ona göre bir yaratan var ama işe karışmaz, insanla irtibatı sağlamaz, hiçbir gayesi yoktur. Ona göre yaratan kör, sağır, duymaz, bilmez, hareket etmez. Böyle bir ilah tanır. Onlara göre kitap yoktur. Gerek de yok. Çünkü dünyada 7 milyar insan varsa, 7 milyar kitap da olabilir. Herkes zaten kendini Allah kadar yetkin görür. Allah’ın konuşmasına gerek yok. Çünkü o Allah’ın yarattığı evreni Allah’tan daha iyi biliyorum der. İhtiyacımız yok bir peygambere, bir kitaba. Allah iş olsun diye bizi yarattı. Okul var ama öğretmene gerek yok der. Bir bina var ama binayı idare eden, binayı kullanma talimatı veren, giriş çıkışını planlayan, binadaki özel malzemeyi nasıl kullanacağını söyleyen yok. Allah yarattı ve bizi başıboş bıraktı.
Ateist Allah tanımaz, deist ise peygamber ve kitap tanımaz. Bu iki inanç da insanı ilahlaştıran, kutsalları yok sayan, kendilerine göre bir hayat ve felsefe oluşturan birer zihniyetin sonucudur. Onların hâkim olduğu bir evrende kaos vardır.
NEDEN DEİST OLUYORLAR?
Ülkende zaman zaman bazı ters rüzgârlar eser. Meraklı, bir milletiz. Merak ederiz. Ne oluyor deriz? Olan biteni anlamaya çabalarız. Felsefi, fikri hadiseler böyledir. Kendimizi bir anafora terk ederiz. Dost, çevre, arkadaş bizi rahat etkiler. Böyle diyorlar deriz. Yürüyen kalabalığa kendimizi kaptırırız.
Deizme olan bilinçsiz ilgi de böyle bir rüzgâr. Elbette yakında her şey rutin haline dönüşür. Ama neden böyle bir akıma ilgi duyar bazı gençler. Bunu şöyle tahlil edilebiliriz.
“BİZE SADECE KUR’AN YETER”
Özünde doğru ve itiraz edilmez bir sözdür. Kur’an elbette bize yeter. İki cihanın saadeti bu yüce kitaptadır. Ama bu yüce kitabın özlü ve özet geçtiği bir çok mesele var ki Hz. Peygamber onları izah etmektedir. “İnsanlara beyan edilsin diye sana kitabı indirdik.” ayeti bu misyonu açıklıyor. Bütün fiili ibadetlerin izah ve beyanı Hz. Peygambere yükletilmiştir.
Bize sadece Kur’an yeter” sözü; Peygambere gerek yok cümlesinin bir diğer ifadesidir.
KUR’AN-I KERİM’E SALDIRI
Son zamanlarda sosyal medya mahfilinde Yüce Kitaba örgütlü bir karalama var. Ayetler yanlış tercüme ediliyor, kelimeler ayetler yerlerinden oynatılarak, Kur’an’da eksik, çelişki var gibi göstermeye çabalıyorlar. Bu da bilgisiz veya bilgilenme yolunu bilmeyen insanları etkiliyor. Verilen bilgileri test imkanı olmayınca maalesef verilen yanlış bilgilere teslim oluyorlar.
PEYGAMBER DÜŞMANLIĞI
Hem batı aleminde-yüzyıllardan beri-hem de iç alemimizde Hz. Peygamberi karalayan, çirkin bir algı oluşturan kirli, sahtekar, düzenbaz lobiler ilk Hz. Muhammed (SAV)’e saldırıyor. Hz. Peygamberin toleransı, yüce ahlakı, affediciliği bütün hayatının gözler önünde olması insanları İslama yönlendiriyor. Bunun yolunu kapatmak isteyenler Efendimize alçakça saldırıyorlar.
Bu konularda servis edilen yanıltıcı bilgiler olayların arka planını bilemeyenler etkiliyorlar.
KOLAYCILIK KURNAZLIĞI
Sadece Allah var de ekle kurtulacağını zannedenler helal ve haramdan, sınırlardan, sorumluluklardan kurtulmak, kendilerini aldatmak isteyenlerin Deizm sarmalına kapılıyorlar.
HADİS DÜŞMANLIĞI
Deizmin hareketlenmesinde hadis düşmanlarının “önemli” bir rolü var. Zira bu cenah kişiler; en zayıf, itibarsız, kıymetsiz, tenkit edilmesi, rivayetleri gündeme getirerek işte hadisler böyledir varsayımıyla hadis düşmanlığını tetikliyor. Peygamber ve hadis düşmanlığı yapanların eline malzeme veriyorlar. Yani kendilerince bir şeyi düzeltelim derken bin şey yıkıyorlar.
BİLİMİ KUR’AN-IN YERİNE KOYMAK
Bilim insanlığın geleceğinde vazgeçilmez bir ışıktır. Ancak bilimin alanı ile vahyin alanı farklıdır. Bilim metafizik âlem, ahiret âlemi, ahlaki sorunu ve benzeri hususlarda sözü vahye yani mukaddes kitaplara bırakır.
FELSEFECİLERİ KUTSAMAK
Çağdaş bazı akımların en büyük hatası felsefecileri Peygamber yerine koymaktır. Allah ile aracı yok derken binlerce aracıyı kendileri ihdas ediyorlar.
Peygamberler ve kitapları dışlayan bu düşünce tarzı kendi akıl ve vicdanlarını rahatlatmak için toplumdaki menfii unsurlar bahane edilip “işte dindarlar şunu yaptı” gibi genellemelere gidiyorlar. Halbuki her toplumda müsbet unsurlar kadar sahte ve çirkin yapılar olabilir.
Önemli olan, dinin ve dindarların bu olumsuzlukları dışlamasıdır. Bu çirkinliklere sahiplenmemesidir.
İLMİ TEK OTORİTE KABUL ETME
İlim hayatın aydınlatılmasında ilgili konuların gün yüzüne çıkarılmasında önemli bir araçtır. Ancak bilimsel faaliyetlerin yönlendirdiğini, önyargılı bazı sonuçların ilme zorla söyletildiğine şahit oluyoruz.
İlim ve bilimsel faaliyetler çarpıtılıyor. Teoriler ispatlanmış vaka olarak hayatımıza sokuşturuluyor. Bazı belgeler ideolojik saplantılar için kullanılıyor. İnsanlığın oluşumunda ahlaki erdemlerin yayılmasında “124 bin Peygamberin” farklı alemlerin varlığının etkisi gözardı ediliyor. 12 bin yıllık bir mabedden hareketle Hz. Adem ile günümüz için hiçbir bilimsel veriye dayanmayan tarihler dayatılıyor.
Halbuki Hz. Adem ile günümüz arasında on binlerce yıldan bahsetmek mümkündür. Kısacası kafalar yeter ki karışsın, yeter ki dinden uzaklaşılsın da ne olursa olsun gibi akıl almaz bir faaliyetle karşı karşıyayız. Bütün bu gelişmelerin birer operasyon ve algı olduğundan bir gram şüphe etmemek lazım.
HARAM YOLDAN KAZANILAN PARA FAKİRLERE VERİLEBİLİR
Boya fabrikasında çalışıyoruz. İş elbisesiyle namaz kılabilir miyiz?
Kan, idrar, alkol, dışkı ve benzeri necaset olmadıkça elbisenize değmiş veya dökülmüş olan maddeler namaz kılmanıza engel değildir. Badana, boya, madeni yağlar, pas ve kir namaza engel değildir.
Haram yoldan kazanılan para ne yapılmalıdır?
Böyle bir para haramdır. Böyle şeylerle uğraşmak da günahtır. Bununla beraber ortada böyle bir para varsa bu para hayır kurumlarına veya fakirlere, herhangi bir sevap beklemeden verilmelidir.
Kürtaja hangi aya kadar müsaade ediliyor?
Henüz dört aylık olmayan gebeliğe son verileceği görüşünde olan bazı fıkıhçılar olsa da, gebelik oluştuktan sonra dört aylık süre içinde olmuş olsa da -anne için hayati bir tehlike olmadıkça- ceninin veya nutfenin ilaç ve diğer yöntemlerle düşürülmesi álimlerin çoğunca caiz görülmemiştir. Dört aydan sonraki müdahale ise cinayet sayılmıştır.
Cinler niçin yaratıldılar. Gaybı bilirler mi?
Kuran-ı Kerim, insanların ve cinlerin yüce Allah’a kulluk için yaratıldıklarını açıklar. Onlar, insanlara göre bazı üstün güçlere sahip olsalar bile gaybı ve geleceği bilemezler (En’am, 6.100.116; Hicr, 15/27; Sebe, 34/14; Rahman, 55/15)