Hastanın asker hücreleriyle kanseri yok ediyor

ABD’de dahiliye ve medikal onkoloji uzmanlıkları alan ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde immünoterapi ve CAR-T hücre çalışmalarına katılan Türk doktor Metin Kurtoğlu, Amerika’da başlattığı kanser tedavisi çalışmalarına, mezunu olduğu İstanbul Üniversitesi’ni de dahil etti. Bakın, Dr. Kurtoğlu, çalışmasıyla ilgili neler anlattı…
KÖTÜ HÜCRELERİ ÖLDÜRÜYOR
“Canlı insan hücrelerini genetik mühendislik kullanarak, yeniden nasıl yapılandırıyorsunuz?”sorusuna Dr. Kurtoğlu, şu yanıtı verdi: “Genetik mühendislik ile insan hücrelerine yeni bir gen yerleştirilir ve bu genin ürettiği protein sayesinde hücre yeni bir fonksiyon kazanır. Bu fonksiyon vücutta hastalık yaratan bir hücrenin, örneğin kanser hücresinin, yok edilmesini sağlayabilir. Bu gen, hücre içine DNA veya RNA şeklinde konabilir.”
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR KAPI
Bu çalışmaların kanserin tedavisinde umut olup olmayacağını ise Dr. Kurtoğlu, şöyle anlattı: “Genetik mühendislik ile yapılan ilaçlar içinde ilk piyasaya çıkan ve çok ses getiren DNA kullanılarak yapılan CAR-T teknolojisidir. Bu teknoloji ile kan kanserlerinde standart kemoterapi ve radyoterapiye dirençli hastalarda dahi çok başarılı sonuçlar elde edildi. CAR-T teknolojisi ile çocuklardaki en sık kanser olan ve erişkinlerde de en öldürücü kanserler içinde olan kan kanserlerinde alınan bu başarılı sonuçlar, kanserin tedavi edilebilir hastalık olması yolunda yeni bir kapı açtı.”
KAN KANSERLERİNDE BAŞARILI
Dr. Kurtoğlu, DNA ile yapılan CAR-T teknolojilerinin şu anda kan kanserlerinde başarılı sonuçlar verdiğini belirterek, “Akciğer kanseri, meme kanseri gibi solid tümör dediğimiz kanserlerde de çalışmalar tüm dünyada hızla ilerliyor” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE FAZ 2 ÇALIŞMALARINA KATILDI
İSTANBUL Üniversitesi’nin de çalışmaya dahil edildiğini söyleyen Dr. Kurtoğlu, “İstanbul Üniversitesi dünyada otoimmün hastalıklarda ilk defa denenen RNA tabanlı hücre tedavisinin uluslararası Faz 2 çalışmasında yer alarak, Türkiye’de hücre ve gen tedavilerinin gelişmesinde çok önemli bir adım attı. Bu çalışmanın başarılı klinik sonuçları birçok uluslararası konferansta yayınlanmaya başladı. Bu ürünün bu sene başlayacak olan Faz 3 çalışması da İstanbul Üniversitesi koordinatörlüğünde İstanbul ve Ankara’ da hasta alımına açık olacak. Bu çalışma sonuçları da olumlu çıktığı takdirde ürün, dünyada ilk ruhsatlanmış RNA bazlı genetik mühendislik uygulanmış hücre ürünü olarak bir ilke imza atacak” dedi.
GENETİK MÜHENDİSLİK UYGULANIYOR
“BU yeni tedaviyi klasik kemoterapi ve radyoterapi yöntemlerinden ayıran nedir?” sorusuna ise Dr. Kurtoğlu, şu yanıtı verdi: “Genetik mühendislik ile yapılan tedavilerin genel olarak en önemli ayırıcı unsuru, kullanılan genler sayesinde hastalığı en kökünden tedavi edebilmesidir. Şu anda Faz 2 çalışmaları süren çalışmamızda, kişinin vücudunda kötü hücreleri öldürme ile görevli CD8+ T-hücrelerine eklenen bir gen ile otoimmün hastalığın oluşmasını sağlayan otoantikorların salgılandığı plazma hücrelerini öldürme fonksiyonu kazandırıldı. Bu hücrelere laboratuvarda genetik mühendislik uygulandıktan sonra, hastaya verildiğinde vücutta otoantikor salgılayan hücreleri vücudun neresinde ise bulup öldürebiliyor.”
CAR-T TEKNOLOJİSİ NEDİR?
CAR-T teknolojisi genetik mühendislik ürünleri içerisinde şu ana kadar en çok adını duyuran tedavi. İnsanların vücudunda kanser hücrelerini bulup, öldürmekle görevli CD4+ ve CD8+ Thücreleri içerisine DNA kullanılarak, bir gen yerleştirilir. Bu genin ürettiği protein CD8+ hücrelerine kanseri öldürme fonksiyonunu CD4+ hücrelerine kansere karşı bağışıklık kazanma fonksiyonunu kazandırır. Bu sayede hastalar sadece bir kerelik bir tedavi ile ömür boyu o kanserden kurtulma şansını yakalıyor. Bu teknoloji şu anda kan kanserlerinde başarılı şekilde uygulanıyor. Diğer kanserler içinde ürün geliştirme çabaları devam ediyor.
DAMAR YOLUYLA HASTAYA VERİLİYOR
“HAP MI yoksa aşı şeklinde bir tedavi mi bu” diye sorduğumda ise Dr. Kurtoğlu, “Genetik mühendislik yapılmış canlı insan hücreleri genellikle donmuş bir solüsyon halinde hazırlanıyor ve klinikte çözdürüldükten sonra hastaya damar yolu ile veriliyor” dedi.