

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik A Haber canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu. CHP’li Özel’e tepki gösteren Sözcü Çelik “Siyasi olarak trajik bir ifade. Avrupa faşistlerinin tercümanlığını yapıyor. Dünya liderleri çözümü Erdoğan’da arıyor. Özel’in dış politika konuşacak kapasitesi yok. Erdoğan Süper Lig’de, Özel amatörde bile değil. Gerilim siyaseti Özel’in bir taktiği.Özel her zaman saldırganlıkla gündeme geliyor.” dedi.
Sözcü Çelik: Yani şimdi burada tabii esas problem şu, bunu söyleyen kişi hani bu kavramları nasıl ayırt edebilecek? Bu kavramlar konusunda nasıl bir miktar sahip? Yani henüz kendisi bırakın liderliği işte daha da kırılgan bir ortamda zar zor genel başkanlık yapan birisi. Dolayısıyla hani küresel liderlik nedir, yerel liderlik nedir? Hani bu konuları hangi sabahla konuşabilecek? Bunlardan bahsedebilecek bir kişi bir kere buna problem var. Bu siyasi olarak trajik bir ifade ama Özgür Özel açısından kişisel olarak da tam bir komedi. Yani hiçbir şekilde kendisinin müktesebatı olmayan bir alanda konuşuyor. Fakat ben buna cevap verirken açıklamamda da söyledim. Bizim AK Parti’nin siyasi tarihi için de. Dolayısıyla Türk siyasi tarihi içerisinde Cumhurbaşkanımıza dönük olarak biz diktatör ifadesini, ilk kullanımını bu Avrupa’daki faşistlerden gördük. Özellikle Türk düşmanı. Bu kesimler Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde Türkiye’nin özellikle dış politikasının adım adım müstakilleşmesi, Türkiye’nin kendi geleneği ile barışması karşısında tuttular işte diktatör ifadesini kullandılar tabii. CHP geleneği açısından şöyle bir şey var, CHP siyasi. Kavramlara özgün anlamlarıyla bu kavramları yönetme konusunda çok müktesebatı olan bir parti değil. Bunu mesela açın. Bakın batıda bu söylendikten sonra aynı şeyi Özal’a da söylemişlerdi. Zahmetli Özal’a da söylemişlerdir ki rahmetli Menderes’e de söylemişlerdir. CHP açısından kendilerinin denetim altına alamadığı, kendilerinin yönetemediği her. Siyaset biçimi sandıktan en yüksek meşruiyetle bile çıksa diktatörlüktür çünkü. CHP’nin zihniyeti açısından o artık kodlarına işlemiş genetik bir mesele haline gelmiş, onlar için yönetme hakkını kendisinde görüyor. Otomatik olarak ve herkese not verebileceği düşünüyor ve bunu geçmişte şöyle yaparlardı, herhangi bir sistem meselesi tartıştığımızda bunu bir hemen rejim meselesi haline getirirlerdi yani. CHP’nin deseniz ki siyasi hayatında çok partili. Geçtiğimizden beri en büyük ustalık alanı nedir? Rejim krizi çıkarmaktır. Bizim dönemimizde de bunu yapmaya çalıştılar işte cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine biz siyasi sistem olduğu halde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi buna bir rejim diyorlar. Bir rejim krizi çıkarmayı sürekli deniyorlar. Ondan evvel işte zaten kapatma davası ve diğer konular konuklarınızın da çok iyi bildiği konular. Şimdi eskisi gibi peşine takılacakları bir askeri vesayet ya da jüri tokası da bulamıyorlar. Bu sefer aynı şeyi ters kopyala yapıştır şeklinde bu. Avrupa’daki faşistlerin söylediği bu şeyi bu çirkin ifadeyi buraya tercüme ediyorlar zaten dikkat ederseniz, Özgür Özel gözünün içine bakarak söylüyorum diyor. Aslında kağıda bakarak zor okuyor. Yani çok hakim olduğu cümleler de değil bu şimdi burada esas mesele şu, yani Özgür Özel not vermesi gereken bir makam da değil, not verilmesi gereken bir makam da en az genel başkanlığını ispat etmemiş bir sürü. Şaibe ile anılıyor. Kendi partisi kurultaylar konusunda ve diğer konularda Cumhurbaşkanımızın liderliğinin küresel bir lider olduğunda Türkiye’de hiç kimse söylemese dünyada bir sürü lider her hafta zaten bunu ifade ediyor. İkincisi bu yerel otokrattık falan meselesi. Hani yerelde demokrat olmazsan küreselde ve demokrat olamazsın, lider olamazsın gibi bir cümle söylüyor. Bugüne kadar 2002 yılından itibaren girdiği bütün seçimleri kazanmış Cumhurbaşkanımız dolayısıyla en yüksek demokratik meşruiyetle görev yapmış başbakanlığın da öyle yapıyor, yapmış cumhurbaşkanlığında. Öyle yapmıştı. Bütün bu süreçte. Peki CHP askeri vesayet ya da jüri üzerinden sürekli oran bir kriz çıkar veya kalkmış. Dolayısıyla burada Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkanlık koltuğunda oturan birisinin öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir şeyin demokratik olup olmadığı hakkında söz söyleme hakkı var mıdır? Yok mudur? Bununla ilgili olarak bir kendi kendisine. Bir sorgulama yapması lazım. Biraz aynaya bakması lazım.
Ayrıntılar geliyor…