DÜNYA

Trump’ın ‘ikili’ İsrail stratejisi

Herkes Avrupa ile ABD arasında Ukrayna krizinde gerilen ilişkilerden dolayı beklenen kasırganın Atlantik’te kopacağını tahmin ediyordu. Ancak korkulan jeopolitik tufan Ortadoğu’da koptu. Bunun nedeni de ABD Başkanı Donald Trump‘ın devreye soktuğu birbirine zıt iki başlı İsrail politikası. Batı medyası bugünlerde en çok bu sürprizi konuşuyor ve yazıyor.
Zira Trump’ın ABD’nin iç politikada İsrail’i eleştirenleri “antisemitizm” ile yaftalayıp cezalandıran ideolojik hamleleri ile dışarıda soykırımcı İsrail yönetimini yok sayan tavrının yol açtığı tartışmalar bir bakıma uluslararası siyasetin milli sporu haline geldi.
İçeride kendisini Yahudilerin kurtarıcısı ve koruyucusu gibi gösteren Trump, ülkesinin dış politikasını ipotek altına almaya çalışan İsrail yönetimine karşı ise hayli acımasız davranıyor. Birbirine zıt ama net ikili bir strateji izliyor. İsrail, Amerikan ve dünya kamuoyunu yanına çekmeye çalışan Trump’ın stratejisi Yahudi halkı ile soykırımcı Netanyahu hükümeti arasında kesin bir ayrıma dayanıyor.

***

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu hedef seçen Trump, İsrail halkının desteğini arkasına alabiliyor. Bunda başarılı da oluyor. İsrail halkı, “Bizi Netanyahu’dan kurtar!” sloganları bile atmaya başladı. Nitekim İsrail’deki Netanyahu karşıtı gösterilerde şimdiye kadar daha çok Gazze’deki esirlerin geri getirilmesi çağrısında bulunuyordu halk. Ancak son iki üç haftadır protestocular, Gazze‘deki savaşın durdurulmasını da istemeye başladı.
İsrail kamuoyundaki bu değişimin kaynağı Trump faktörü. Zira Trump, Ortadoğu stratejisinin önündeki en büyük engellerden gördüğü İsrail hükümetini iç müdahalelerle değiştirmeye çalışıyor. Bu bağlamda İsrail kamuoyunu yanına çekerek soykırımcı hükümeti içeriden ve dışarıdan kuşatıyor.
Bu bağlamda İsrail’deki hükümetle ilişki içindeki siyonistleri Amerikan yönetim kademelerinden de birer birer tasfiye diyor. Örneğin, 7 Nisan’daki Netanyahu-Trump görüşmesi öncesi İsrail Başbakanı ile İran’a askeri saldırı seçeneğini görüşen ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz hemen görevden alındı.

***

Düşünsenize, ABD’nin en yetkili kurumlarından birinin başındaki bir isim, kendi Başkan’ına haber vermeden başka bir ülke lideriyle İran‘a saldırı planları yapıyor. Hatta saldırıyı oldubittiye getirerek ABD’yi küresel yansımaları da olan bölgesel bir savaşın içine çekmeye çalışıyor. Hiçbir ülke böyle bir rezalete izin vermez ve böyle kritik görevdeki kişi de bu tür bir düşünceyi aklından bile geçirmez.
Ama söz konusu ülke ABD ve bu ülkedeki siyonist lobi olunca bu akıl almaz skandal gayet normal karşılanabiliyor. ABD’de hep böyle olageldi. Fakat Trump artık buna izin vermiyor. Nitekim Waltz’un arkadan iş çevirme ve başka ülkede olsa vatana ihanetten yargılanmayı gerektirecek suçunu affetmedi.
Kararlı bir tutum sergileyen Trump, İsrail’de kamuoyunu arkasına alıp soykırımcı Netanyahu hükümetini yalnızlaştırmaya yönelik izlediği stratejinin bir benzerini ABD’de de izliyor. Netanyahu hükümetiyle bağlantılı isimleri kritik görevlerden alıp etkisiz hâle getiriyor. Bunu yaparken, Amerikan siyasetini ve kamuoyunu etkileme gücü olan Yahudi lobilerini ise “İsrail’i Amerika’da eleştirenleri cezalandırarak” susturuyor. Böylece iç siyasetteki “En İsrail yanlısı ABD Başkanı” imajını daha da perçinliyor. Hâsılı kelam Trump, içeride fanatik bir “İsrail yanlısı” görüntüsü verirken dışarıda ise Netanyahu yönetimini aşağılayan İsrail karşıtı bir siyaset izliyor. Bunda hayli başarılı olduğunu da görüyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu