BERCAN TUTAR / Soykırımcıları bekleyen son


Sarsılan küresel statüko ABD’nin en stratejik ortağı İsrail‘e bakışını da dönüştürüyor.
Bugünlerde Amerikan ve İsrail medyasının ana gündemi iki ülke arasında giderek gerilen ilişkiler. İsrail medyası sabah akşam, “Trump bizi değil Türkiye’yi tercih etti” diye serzenişte bulunurken bunun nedenlerini analiz eden bir yaklaşım sunmuyor, sunamıyor.
Nedenler yerine sadece sonuçlar üzerinden hareket ettikleri için saplandıkları trajedi daha da derinleşiyor. Aynı şey siyonist lobinin pençesindeki Amerikan medyası için de geçerli.
Örneğin ABD Başkanı Donald Trump‘ın 13-16 Mayıs arasındaki Ortadoğu turundan dönerken uçakta Suriye’ye yaptırımları “Erdoğan ve Prens Selman istedi, ben de kaldırdım” demesine kartel medyası geniş yer ayırdı.
Bir gazetecinin ‘İsraillilerin buna itiraz ettiğini’ hatırlatması üzerine de siyonist manipülasyonu önemsemeyen şu kesin ve kararlı yanıtı verdi: “Bunu İsrail’e sormadım, yapılacak en doğru şeyin bu olduğunu düşündüm.”
***
İşte içerideki ve dışarıdaki siyonist lobileri en çok düşündüren de Trump’ın bu meydan okuyan kayıtsızlığı. Bu ifadesiyle Trump’ın, ‘Gazze Kasabı’ Netanyahu’ya yönelik öfkesini İsrail’in genel stratejilerine de yöneltmeye başladığını görüyoruz. Çünkü pratiği yanında Trump’ın İsrail’e yönelik ihtiyatlı söylemi de değişiyor.
Sadece Gazze meselesinde değil bu farklılaşma. Zira Trump’ı asıl rahatsız eden faktör, İsrail’in ABD’nin Türkiye başta olmak üzere Suriye, Körfez ve İran politikalarını da baltalamaya çalışması.
Trump’ın İsrail’e karşı takındığı üstenci tutuma karşı kimse açıktan itiraz edemiyor.
İsrail yönetimi ve soykırımcı medya yüzlerine tükürülse bile ‘Ya Rabbi şükür!’ diyecek kadar alçalmış ve sıkışmış durumdalar. Nitekim ABD Başkanı’nın İsrail’i aşağılayan ve görmezden gelen tavır ve sözlerini yorumlayan Şimon Peres‘in eski dış politika danışmanı Nimrod Novik‘a göre Trump’tan gelen tutarlı tek mesaj, “Bölge için planlarım var. Ortak olmanızda bir sakınca yok. Ancak görmezden gelinmeyi tercih ediyorsanız, buyurun” cümlesi.
***
Haliyle nereden bakılırsa bakılsın çetin ceviz çıkan Trump yeni Ortadoğu projelerinde İsrail’den tam itaat istiyor.
Zaten bu nedenle siyonist çevrelerde şimdiden “Trump’a suikast” çağrıları yeniden yükselmeye başladı. Bunu sembollerle ve dolaylı olarak yapıyorlar.
Derin devletle ve küreselci siyonist neo-conlarla ilişkili çevrelerde “Trump’ı ortadan kaldırın” anlamına gelen “8647” şeklindeki paylaşım furyasına Trump’ın 2017’de görevden adlığı eski FBI Başkanı James Comey de katıldı.
Deniz kabuklarıyla çizilmiş “8647” paylaşımı nedeniyle Gizli Servis tarafından sorgulanan Comey, fotoğrafın şiddet çağrısı içermediğini savundu.
Bir argo terim olan “86” sayısı ABD’de ‘reddetmek’ ya da ‘kurtulmak’ anlamında kullanılıyor. “47” sayısı da Trump’ın ABD’nin 47’nci Başkanı olmasına gönderme yapıyor.
Hâsılı kelam, ABD-İsrail cephesinde kılıçlar çekilmiş durumda.
Suikasttan sağ kurtulan Trump’ın meydan okuyan tavrını dünya gördü. Onu ölümle tehdit ederek susturamayacaklarını en iyi düşmanları biliyor.
Bu nedenle Siyonistler için Trump’ın taleplerine boyun eğmekten başka ufukta bir yol görünmüyor.