GÜNDEMMANŞETLER

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten net mesaj: Türkiye’ye kim silah çekerse operasyon yapılır

(Foto: AA)(Foto: AA)

Çelik’in açıklamalarından satır başları…

Vesayet odakları şöyle bir şey kullanırdı ‘Bu mesele siyaset üstü’ veya ‘Bu mesele siyaset dışı meselesidir’ derlerdi. Hükümete de bunun dışında kalmış meseleleri söylerlerdi. Demokrasiyi zehirlemeye çalışan bu konuyu iki konuyu çok duymuştum; biri Kürt meselesi diğeri Kıbrıs meselesi. Hatta buna ek olarak Irak’taki Türkmen politikası. Siyaset üstü ve siyaset dışı şeklinde kodlanan siyasi batılın ortadan kaldırılmasıdır. Bazı meseleler yüksek siyaset bazıları gündelik siyaset olabilir ama herşey siyasetin içindedir. AK Parti bu meseleye mesafeliydi denmesini çürüten bir şey var. Yumuşak unsurların kullanılması konusu zaten AK Parti’nin parçası. Zamanlaması, dili, ritmi ile ilgili tecrübemiz var. Bu meseleyi hangi uluslararası odakların ne zaman ne şekilde müdahale edebileceğini. Karşımızdaki yapının bunu nasıl başka yerlere çekebileceğini görüyoruz. Bu mesele her zaman hassasiyetle durduğumuz, Cumhurbaşkanı ve sayın Bahçeli de ifade ediyor siyasi sabotaja açık bir mesele. Hassas davranmak lazım. Burada birden çok sabotaj alanı var. Bir tanesi dille ilgili.

“BİRTAKIM GÜÇLERİN DEVREYE GİRDİĞİNİ BİLİYORUZ”
Pek çok legal ya da illegal yapılar. Bazı devletler doğrudan ya da vekil güçleri vasıtasıyla bu süreçleri sabote etmek isterler. Bir kişiyi yakaladık. DEAŞ’ın ortaya çıktığı zamanlarda. Bu kişi 3-5 yıl PKK terör örgütünde bulunmuş sonra DEAŞ’a geçmiş. Aynı zamanda bir Avrupa devletinin istihbarat örgütü tarafından yönetiliyor. Bu da Türkiye’nin sadece iç cephesinin güçlendirilmesi açısından değil bölgede ilham olması bakımından oluşturacağı bir ritmdir, performanstır. Bunu istemeyen birtakım güçlerin devreye girdiğini biliyoruz. Ortadoğu‘nun kendine has dinamikleri var. Türkiye ile son yıllarda doğrudan karşı karşıya gelemeyenlerin bu tip unsurları kullandığı biliyoruz.

(Foto: AA)(Foto: AA)

“PKK’NIN TÜM UZANTILARI UYMALI”
Sayın Bahçeli bütün siyasi partilerin elini sıktı. Arkasından sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısı geldi. Bunun rahatça tartışılması için zemin oluşturan bir çağrı. Gerçek milliyetçilik anlamında iç cephenin güçlendirilmesi. Orada sık sık görüşüldüğü için Cumhur İttifakı’nın ortak duruşu var. Bununla ilgili olarak sayın Bahçeli sürecin önünü açan, süreci dengede tutan, çeşitli konularda krize gitmeye başladığı zaman doğru müdahalelerle bu meselenin diri tutulmasını sağladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın grup konuşmasında ortaya koyduğu ifadelerle terörsüz Türkiye devlet politikası olmuştur. Bu devletin başı olarak söylendiği için bütün devlet kurumlarına emir anlamına gelmektedir. Ahlat’ta çağrı, sayın Bahçeli’nin tarihi çağrı, sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi, DEM Parti heyetini kabul etmesi, bütün sürecin arka planında MİT’in yaptığı görüşmelerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde TSK, Emniyet ve Jandarma’nın hazırlıkları yapması. PKK’nın tüm uzantıları uymalı”

“SİLAH BIRAKMA DEĞİL SİLAH TESLİM ETME”
Silah bırakma meselesi, pasif duruma geçme gibi anlaşılabilir. Bunun dünyada başka pratikleri de oldu. Bu silahların teslim edilmesi anlamına gelmektedir. Buradaki mevzu örgütün kendini feshetmesi ve silahları teslim etmesi gerekir. PKK’nın bütün şube ve uzantılarıyla, içeride ve dışarıda, sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi Avrupa da dahil. Türkiye aleyhine faaliyet gösteren bu yapıların sona ermesi Türkiye lehine bir tutum içinde olunması gerektiğini sayın Cumhurbaşkanımız söyledi. Terörün finansmanı gündemde önemli yer tutar. AİHM’de alınan Batasuna ile ilgili karar kapsamlı karardır. Sürecin amacı PKK’nın bütün şube ve uzantılarıyla; yani Avrupa, Irak, Suriye, İran’daki PEJAK. Şimdi Irak’taki durum farklı, Suriye’deki farklı durum. Bağdat, Erbil, Süleymaniye’de konuşacağınız konular var. Suriye’de her birinin yönetime silahlarını teslim etmesi. Silahını bırakır oradaki Suriye ordusunun parçası olur, SDG yapısını kast ediyorum. Ondan sonra da siyaseten Suriye içerisinde siyasi parti kurar, faaliyetine devam eder. Türkiye’ye düşmanlık yapılmadığı şekilde. Oradaki model farklılığını gözetmek lazım.

“SAHADA SİLAHLARIN BIRAKILDIĞI GÖZÜKECEK”
Birileri yapacaktır. Bazı olağan şüpheliler yapacaktır. Bizim bunu kodladığımızı adreslediğimizi ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımız ‘Biz bu konuda temkinliyiz ama iyimseriz’ dedi. Sürecin bütün boyutlarını, bağlantılarını görüyoruz. Kararlılığımızdan vazgeçmiyoruz. Süreci yönetmeliyiz bir de sabotajların olmamasını sağlamalıyız. Zihnimiz berraktır. Silah bırakma meselesinin söz olarak ifade edilmesi değil sahada bunun görülmesi lazım. TSK, MİT ilgili mekanizmaları kuracak, en etkili şekilde çalışacak. Doğrulama mekanizması kurulacak. Bu ayları geçmeyen bir süreç içerisinde gerçekleşmesi lazım. Öbür türlü sabotaja açık hale gelir. Bizim açımızdan sözlerin tutulmasına dönük şeyler gri alanlar oluşturmak olarak değerlendirilir. Somut ve eksiksiz olarak bunun gerçekleşmesi gerekiyor.

(Foto: AA)(Foto: AA)

“TÜRKİYE’YE KİM SİLAH ÇEKERSE OPERASYON YAPILIR”
Türkiye’ye silah çekilmesi halinde operasyon yapılır. Türkiye’ye karşı silah bırakma eğiliminde olana karşı silah çekilmez. Türkiye’ye, milletimize silah çekilirse kim olursa olsun operasyon yapılır. Geçmiş dönemlerde, bizden önceki zamanlarda silah bırakıp gidene asimetrik yaklaşımlar sözkonusu olmuş, çeşitli çatışmalar olmuş. Bugün devlet konsolide. Bu tip konularda geçmişe doğru yargılamak kolay. Mesela maç izlerken futbolcuya bakıyorsunuz, ‘topu şuradan atsaydın’ diyorsunuz. Oradaki adamın şartları ile koltuktan izlenen şartlar çok farklı. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘silahlarını gitsinler’ ifadesine karşı ‘hayır silahlarını gömecekler’ dedi. Bu çok önemli bir cümle.

“LOZAN’I KAZANIM VE TAPU OLARAK GÖRÜYORUZ”
Defalarca ifade ettik, tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak ilkesinde bu meseleye yaklaşılıyor. Meselenin koordinatlarını koymak açısından bütün açıklamaları yaptık biz. ‘PKK’nın bildirisinde şu şu unsurlar var’ deniyor. Burada meşru devletin ve Cumhurbaşkanımızın dediklerine bakmak lazım. Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahlarını devretmesini konuşuyoruz. Her sene Lozan’ın yıldönümünde sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına bakılsın. AK Parti’nin görüşünü bu konularla ilgili olarak ortaya koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Lozan’ın her yıldönümünde yaptığı açıklamalar duruyor. Biz Lozan’ı Türkiye’nin kazanımı ve tapusu olarak görüyoruz.

Soykırımı hiçbir zaman kabul etmeyeceğimiz bir kelime. Kendilerine diaspora diyerek başvuranlar Anayasa’nın ifadesindeki Türk ifadesinin dışlayıcı olduğunu söylediler. Defalarca söyledik devletin ve milletin nitelikleri konusunda bir tartışma yok. Parlamentolar ne için kurulmuştur? Meseleleri kavgayla silahla değil de konuşarak halledelim diye kurulmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız sayın Bahçeli ifade ettiler. Hem siyasi ittifakımız hem devlet politikamız açısından Lozan’la ilgili görüş ifade edildiği halde terör örgütünün bildirisini alıp Meclis’te konuşmasının yerini değiştiriyor.

İSTANBUL’DAKİ RUSYA-UKRAYNA GÖRÜŞMELERİ
Artık şu görülüyor, kimse barışı reddedemiyor? Barış kelimesine kimse karşı çıkamıyor. Diplomasinin bütün taktikleri devreye giriyor. Bütün taraflar ilk aşamada elini en maksimalist yerden açar. Görülen şu; şimdiye kadar Cumhurbaşkanımız dışında iki tarafla konuşan kimse olmadı. Diplomatik alan açalım diyen de olmadı. Cumhurbaşkanımız Avrupa liderleri, Trump, Putin ve Zeleneski ile görüşen dünyada tek lider. Bir sürece girerseniz, günlük akımlara kapılmazsınız, ilkeler çerçevesinde hareket edersiniz. Cumhurbaşkanımızın yaptığı siyaset quantum siyaseti. Dünyanın meseleleriyle uğraşır, il başkanlarıyla konuşur sonra çıkar dünyanın en yakıcı olayıyla ilgilenmeye devam eder. Bu bir quantum siyaseti. Herkesin gözü önünde gerçekleşiyor. Türkiye’de iç cephenin güçlendirilmesi, dış siyaset açısından da bütün dünyanın barış merkezi olarak İstanbul’u görmesi. Yurtta sulh cihanda sulh ilkesinin en net göstergesi. Bu müzakerelerde en üstten el açılır. İlk aşamada liderlerin bir araya gelmemesi de iyidir. Bugünkü görüşme dışarıya yansıyan stresten uzak bir görüşme oldu. Sonuçta konuşuldu, bundan sonrakine hazırlık oldu. Türkiye iki tarafı da dinliyor. Sonuç olarak herkes bir yol bulmaya mecbur olduğunun farkında stresi ne olursa olsun. Bir de ABD’nin tavrı var. ‘Barışa yanaşmazsan silah vermem’ diyor. Bütün alt çalışmalar bittikten sonra Cumhurbaşkanımızın moderatörlüğünün olmazsa olmaz olduğu ortaya çıkıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu