Beyin, şekeri uyuşturucu gibi algılıyor!

Yeşilay’ın ev sahipliğinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının işbirliğiyle düzenlenen 6. Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi’nde tüm bağımlılıklar mercek altına alındı. Dünyanın birçok ülkesinden bilim insanları, bağımlılıkların insanlığı nasıl esaret altına aldığını anlattı. Mücadelenin yol haritası çizildi. Yüzlerce öğrenci, bilim insanlarını can kulağıyla dinledi. Amerika Princeton Üniversitesi’nden kongreye katılan Doç. Dr. Nicole Avena ile yeme bağımlılığını konuştum. 20 yıldır yeme bağımlılığıyla ilgili çalışmalar yapan Doç. Dr. Nicole Avena, dünyanın yeni salgını obezitenin bir halk sağlığı sorunu olduğunu dile getirerek, yeme bağımlılığının korkunç boyutlarını gözler önüne serdi. Doç. Dr. Avena, “Obezite global bir sorun. Sadece ABD değil, dünya çapında artıyor. İnsanlar, gıdaya bağımlı hale geliyor. Batı tarzı beslenme de bunu etkiliyor” dedi.
OBEZİTEYİ TETİKLİYOR
“Neden giderek daha çok insan fazla kilolu veya obez oluyor?” sorusuna yanıt veren Doç. Dr. Avena, şöyle dedi: “Yemeğe erişim şeklimiz yıllar içinde değişti. Süpermarketlerin hayatımıza girmesiyle birçok ürüne kolaylıkla erişebildik. İnternet kullanım alışkanlıklarımız da değişti. Artık yerimizden kalkmadan yemeğe erişebilir hale geldik. Tüm bunlar gelişti ama insanlığın ilk başladığı yıllardaki avcı-toplayıcı beyin yapısı değişmedi. Beyin yapımız hâlâ avcı toplumunda olduğu gibi. Ama yaşayışımız öyle değil. Bu da obeziteye büyük katkı sağlıyor.”
PORSİYONLAR 3 KAT ARTTI
Doç. Dr. Avena, ayrıca yıllar içinde yemek porsiyonlarının da büyüdüğünü belirterek, “Örneğin 20 yıl önce bir bagel (halka şeklinde bir ekmek çeşidi) 140 kalori değerine sahipken, günümüzde 350 kalori barındırıyor. Yani 3 kat arttı. Obeziteden kurtulmak için oysa ki porsiyonların azaltılması lazım. Hareketsiz yaşam tarzı, genetik yatkınlık, yemekle ilgili sosyal normlar, stres ve endokrin faktörleri, genetik bozukluklar da obeziteyi çok etkiledi” dedi.
ULTRA İŞLENMİŞ GIDALAR BAĞIMLILIK YAPIYOR
Artık marketlerde satın alınan bir paket yıkanmış havucun içinde bile çok fazla katkı maddesi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Avena, “Dünya genelinde ve Türkiye’de ultra işlenmiş gıda/içecekler ile eklenmiş şeker tüketimi artmaktadır. Yapılan bir araştırmada tatlandırıcılar ve şeker içeriği incelenmiştir. 2 bin 676 paketli gıda ürününün analizine göre, yüzde 57,9’unda en az bir eklenmiş şeker kaynağı tespit edilmiştir” dedi.
ABD ŞEKER TÜKETİM REKORU KIRDI
Amerika’da her gün kişi başına 270 kalori şeker tüketildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Avena, “Yani 17 çay kaşığı şeker demek bu. Türkiye’de de farklı değil. Yoğurdun, içeceğin içinde hep katkı maddesi şeker var. Şeker, uyuşturucu gibi beyin sistemlerini etkiliyor. Bağımlılık etkisini artırıyor” dedi.
ŞEKERE BAĞIMLIYIZ
GEÇEN yıl yapılan bir çalışmayı da örnek olarak gösteren Doç. Dr. Avena, “5–17 yaş aralığındaki 20 sağlıklı çocuk incelendi ve toplam günlük enerji alımlarının yüzde 24,5’inin ultra işlenmiş gıda kaynaklı olduğu görüldü. Tüm bunlar, şeker ve yüksek oranda işlenmiş gıdalara bağımlı olduğumuzu göstermektedir. Beynimiz, uyuşturucu madde bağımlılıklarına verdiği tepkiyi şeker için de göstermektedir” dedi.
YOKSUNLUĞU KRİZE SOKUYOR
DOÇ. Dr. Avena ayrıca şeker yoksunluğuyla ilgili araştırmalara da değinerek, “Fareler üzerinde yapılan bir araştırmada şekere aşırı düşkün fareler, 36 saat boyunca tüm yiyeceklerden ve şekerden mahrum bırakıldığında beynin dopamin merkezinin doyurulmadığı için anksiyete belirtileri gösterdikleri gözlemlenmiştir” diye konuştu.