
Başkan Erdoğan konuşmasında AK Parti teşkilatlarına seslendi. (AA)
“BİZİM İÇİN TARİH AK PARTİ İLE BAŞLAMADI”
Kıymetli yol arkadaşlarım, bakın biz siyaset sahnesine öylesine çıkmış, tesadüfen çıkmış bir kadro, öyle bir teşkilat asla değiliz. Bizi bir araya getiren, bize yolu birlikte yürüten ortak bir anlayışımız, ortak hedeflerimiz ama her şeyden öte ortak bir davamız var. Biz AK Parti’nin tabelasını asınca siyaset sahnesine çıkmadık. AK Parti’den önce de vardık. Bizim için tarih AK Parti ile başlamadı, bizim için tarih 100 yıl önce, 200 yıl önce başlamadı. Şu salondaki kadro Malazgirt Meydanı’nda Alparslan’ın ordusundaki her bir neferin göğsündeki umuda sahiptir. Şu salondaki kadro İstanbul Surları önünde, Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet ile aynı heyecana, inşallah aynı imana sahip yürekli bir kadrodur. Şu salondaki kadro Çanakkale siperlerinde vatanı uğruna canını vermek için adeta yarışan kahramanlarla aynı cesarete, aynı fedakarlığa sahip adanmış bir kadrodur. İşte bu kadro İstiklal Savaşı’nda bayrağı için, bağımsızlığı için en öne atılan dedelerimizle aynı dava şuuruna sahip bir kadrodur.
Bunun için her fırsatta AK Parti olarak kökü mazide olan atiyiz diyorum. Çünkü biz nereden geldiğini bilen, ne olduğumuzu bilen, nereye gittiğimizi gayet iyi bilen bir kadroyuz. Bizim muhalefetten en önemli farkımız budur, bizim hikayemiz, AK Parti’nin hikayesi işte budur. Her biriniz AK Parti teşkilatının bir üyesi, bir yöneticisi olmanın yanında Türkiye’nin her köşesini can siperane tutan bir uç beyisiniz.
Hem gaza ruhunu taşıyan nefer hem de gönülleri mamur etme aşkıyla yanıp tutuşan birer dervişsiniz. Dervişlik öyle ucuz değil. Dervişlik olaydı tac ile hırka biz dahi alırdık 30’a 40’a. Şunu buradaki her bir arkadaşımın çok iyi bilmesini isterim. Biz hem Türkiye’yi inşa etmek hem de kalpleri inşa etmek için bu yola revan olduk. Bizim davamız büyük, misyonumuz büyük. Bizim derdimiz de büyük. Bakın, bu yol meşakkatli bir yol, bu yol kutlu olduğu kadar zorlu bir yol, bu yol aşk ister, heyecan ister, gayret ister, gece gündüz millet için çabalama ister, yanıp tutuşma ister.
“SİZE BAKANLAR SİZDEN HEYECAN ALACAK”
Kardeşlerim, biz yanacağız ki çevremiz aydınlanacak. Biz bu yola başkaları gibi çıkar için, rant için, rütbe için, makam için, mevki için de çıkmadık. Biz bu yola millet uğruna, vatan uğruna yanmak için çıktık. Şimdi bizim teşkilatımızın her bir mensubu şöyle bir şuurda olacak.
Biz önce büyük bir milletin mensuplarıyız. Sonra büyük bir teşkilatın mensuplarıyız. Her birimizde hem bu şuur olacak hem de bunun getirdiği özgüven olacak. Biz özgüvenli olacağız ki çevremiz de ülkemiz de özgüvenli olsun. Size bakanlar sizden cesaret alacak. Size bakanlar sizden umut devşirecek. Size bakanlar sizden heyecan alacak, sizden hayat alacak.
Dünya yıkılsa, tarumar olsa sizdeki ruh, sizdeki umut, heyecan, cesaret ve fikir dimdik ayakta kalacak. Her birinizden bu şuurla, bu hassasiyetle omuzlarınızda taşıdığınız ağır yükün bilinciyle hareket etmenizi bekliyorum. Sizlerle Türkiye yüzyılı ülküsüne giden zorlu mücadelede yol ve dava arkadaşlığı yapmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.
Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz bize şu hakikati apaçık göstermiştir. Tüm insanlığın göz bebeği olan bu stratejik coğrafyada Türk, Kürt ve Arap birlikte var olmuş, birlikte savaşmış, galibiyeti de mağlubiyeti de hep birlikte yaşamıştır. Coğrafya ve tarih Türk, Kürt ve Arap’ı çözülmez, dağılmaz şekilde birbirine sıkıca bağlamıştır. Bakın, Malazgirt Zaferi’nin 953. yıl dönümünde de ifade ettim. Malazgirt, Türk, Kürt, Arap’ın ortak zaferidir. Çaldıran, Türk, Kürt, Arap’ın ortak zaferidir. Ridaniye, Kudüs’ün fethi, İstanbul’un fethi, daha nicesi ortak zaferimizdir. Biz bu coğrafyada ittifak yapınca büyüdük, güçlendik, cihana hükmettik. Ancak dağılınca hep beraber fetreti yaşadık. Birbirimize düştüğümüzde zayıfladık, geriledik. Çok büyük acılar yaşadık.