HÜLYA GÜLER / Barışın girdiği yere girişimci de giriyor

Neredeyse terör örgütü PKK’nın geçmişi kadar yaşı olan biri olarak kaç, ‘silahlara veda’ filmi izledim, kaç kez bu filmlerdeki barış sevincini kendi ülkem için hayal ettim bilmiyorum. Ama artık bu hayallerin gerçek olmaya başladığı günlerdeyiz. Zira PKK’nın fesih haberi bu satırları yazmaya başladığımda geldi. Belki ve umarım sizler okurken, silahlara nasıl ve ne zaman veda edileceği de duyurulmuş olur. Ülkesini seven her vatandaş gibi ben de bu haberleri duymayı ve uygulama aşamasını görmeyi dört gözle bekliyorum.
Dünyada İngiltere dahil birçok ülkede uzun dönemli terör örgütleri ile inişli-çıkışlı- sabotajlı-kesilen-yeniden başlayan-yarım kalan ama sonunda tamamlanan barış süreçleri yaşandı. Ve hepsinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve geldiği günden bu yana hedeflediği, son 20 yılda uygun ortamı her bulduğunda gerekli adımları cesurca attığı Terörsüz Türkiye sürecine benzerlikler gösteren ve farklılaşan yanları var. Konuyu biraz araştırdım, yakın zamana kadar müzakere süreçleri devam eden, kitaplara, filmlere konu olan hikayeleriyle her bir barış sürecinin kendine özgü şartları ve sonuçları olduğu, dolayısıyla bizde yaşananlarla kıyaslamanın pek doğru olmayacağı kanaatine vardım. Ailelerin yaşadığı acı aynı acı ve barışın sonuçları hep aynı güzellikte. Tek ortak noktaları bu diyebilirim.
Belki çok ileri bir yazı olacak ama dayanamadım meselenin ekonomik ve sosyal boyutlarına baktım. Uzun yıllar terörle mücadele eden ülkelerde barış antlaşmasının hemen ardından özellikle terörden etkilenen bölgelerdeki değişim gerçekten çok çarpıcı. Global bilimsel makale portalı Science Direct‘te 2024’te Kolombiya’da 50 yıldır devam eden terörün barış antlaşmasıyla sonlanmasının ekonomik sonuçlarına ilişkin önemli bir makale yayımlandı. 4 bilim insanın gerçekleştirdiği araştırma 2016’da başlayan barış sonrası süreçte özellikle girişimciliğin dinamiklerini incelese de terörsüz sürecin ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkılarını da özetliyor. Sonuçlara geleceğim ama önce tek bir veriyle terörün ekonomiye zararını görelim. IMF’in tahminlerine göre terör örgütleriyle mücadele o ülkenin her yıl milli gelir büyümesini ortalama yüzde 2.2 oranında azaltıyor. Dikkat ediniz, ülkemiz 40 yıldır terörle mücadele ediyor.
Gelelim diğer ayrılıkçı gruplar nedeniyle her ne kadar henüz ‘tam barış’ stratejisi sağlanmasa da FARC ile 2016’da yapılan anlaşmanın ardından Kolombiya’da görülen değişime: Daha müzakere sürecinde barış antlaşmasının olacağına ilişkin güven oluşur oluşmaz özellikle terörden etkilenen bölgelerde özel sektör yatırımları artıyor.
Bu bölgelerde kurulan yeni şirket sayısı ilk yılda yüzde 15 yükseliyor. Belki bunlardan daha da önemlisi ülke genelinde şirketlerin değerlemelerinde yükseliş görülüyor.
Terörden etkilenen bölgede istihdam artışı ise yüzde 20 hatta bazı bölgelerde yüzde 30’lara ulaşıyor.
Araştırmada bir oran verilmese de bölgedeki en belirgin pozitif etki mikro girişimcilikteki görülüyor.
Ama bütün bunlardan belki de daha önemlisi bölgede eğitim seviyesi yükseliyor. Doğurganlık artıyor. Geleceğe güven duyunca neler oluyor görüyor musunuz?
Beni en çok etkileyen sonuç ise, ağaç konusunda. Ülkedeki ormansızlaşma hızı azalmış, yani barıştan sonra bölgede ağaç sayısı artmış, inanılmaz. Hepimizin sahip çıkması gereken Terörsüz Türkiye hedefinde önümüzde daha çok dönemeç var. O yüzden kamunun yıllardır yaptığı gibi özel sektörün de bölgeye yatırımı çok önemli.
Gabar’da çıkardığımız petrolün değeri yıllık 2milyar doların üzerinde. Ama Şırnaklı bir gence petrol mühendisi olma hayali kurdurmak paha biçilmez. Şimdi hayalleri gerçekleştirme zamanı.