8 Eylül 2019 tarihli bir fotoğrafta, Tel Aviv’de Başkan Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yer aldığı Likud partisinin seçim kampanyası panosu görülüyor. (AP)
TEL AVİV’DE PANİK: YALNIZ KALDIK
İsrail’in eski Washington büyükelçisi Michael Oren‘e göre, Tel Aviv’deki hava net: “Bu gidişat rahatsız edici.” Eski Netanyahu danışmanı Shalom Lipner ise daha da ileri gidiyor: “Bu panik halidir.”
Washington Post’a göre Netanyahu’nun yıllardır övündüğü “Amerikan siyasetini yönlendirme” kabiliyeti ciddi bir testten geçiyor.
LİKUD’UN HAYALİ: BEYAZ SARAY’DA BİR İSRAİL PARTİSİ
Netanyahu’nun partisi Likud içinden bazı isimler, Trump’tan bir “İsrail yanlısı başkan” beklentisine kapıldıklarını, ama bunun hiçbir zaman gerçekçi olmadığını itiraf ediyor. Bir parti yetkilisi, “Kamala Harris değil diye herkes Trump’ı bizim adamımız sandı. Oysa Trump kendi çıkarından başka kimseyi gözetmez.” sözleriyle durumu özetliyor.
İSRAİL SAĞININ HAYAL KIRIKLIĞI
Netanyahu’nun Trump’la ilişkilerini 2019’daki seçimlerde bile afişe ettiği, Tel Aviv otobanlarına ikilinin tokalaştığı dev reklamlar astığı hatırlanıyor. Ama artık o yakınlık yerini soğukluğa bırakmış durumda. Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” planı, Netanyahu’nun Batı Şeria’yı ilhak açıklamalarıyla çökerken; 2020’de Netanyahu’nun Biden’ı ilk tebrik eden liderlerden biri olması Trump’ı öfkelendirmişti.
MUHALEFET YÜKLENDİ: DİPLOMATİK FİYASKO
Trump-Hamas görüşmelerine ilişkin haberler, İsrail iç siyasetinde de Netanyahu’ya eleştiri yağmuruna neden oldu. Muhalefet lideri Yair Lapid, “Bu hükümetin başarısızlığıdır. Rehinelerin geri dönüşü artık Amerikan diplomasiyle sağlanıyor.” dedi.
Sol eğilimli lider Yair Golan ise “Amerika, İsrail’i değil bölgesel anlaşmaları önceliyor” diyerek Netanyahu’nun marjinalleştiğini savundu.
GERÇEKÇİLİK ZAMANI MI?
Michael Oren son sözü söylüyor:
“Trump’ın ilk döneminde bile iki devletli çözüm ve ilhak karşıtı olduğu unutuluyor. Artık bazı gerçekleri kabul etmemiz gerekiyor.”
