Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yıl dönümünde yaptığı konuşmada, “Terörsüz Türkiye” sürecinin ön koşulunu “iç cephenin sağlamlığı” olarak açıkladı. Törenlerdeki tarihî konuşmasında “iç kale” metaforunu kullanan Erdoğan, ülkenin karşılaşabileceği en büyük tehlikenin toplumsal bütünlüğün zayıflaması olduğunu vurguladı.
“DIŞ TEHDİTLER DEĞİL, İÇERİDEKİ ZAAFİYET ENDİŞEMİZ”
Başkan Erdoğan, “Ekonomik sıkıntılar geçici, siyasi gerilimler aşılabilir. Ancak iç kalemizde bir gedik açılırsa, onu tamir etmek çok daha zor olur” ifadelerini kullanarak, terörle mücadelede milli dayanışmanın hayati önemine işaret etti. Konuşmasında, “Dış güçlerin oyunlarına karşı uyanık olmalı, iç cephemizi asla zayıf düşürmemeliyiz” çağrısı yaptı.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE YOLUNDA KRİTİK MESAJ
Erdoğan’ın bu uyarısı, PKK’nın son dönemdeki kongre kararı ve silahlı unsurların tasfiyesi tartışmalarının gündemde olduğu bir döneme denk gelmesiyle özel anlam kazandı. Analistler, bu açıklamayı, “terörle mücadelenin son aşamasında toplumsal direncin korunması” gerekliliğinin altını çizen bir stratejik hatırlatma olarak yorumluyor.
TARİHİ BAĞLANTI: “102 YIL ÖNCE DE İÇ CEPHE ZAFER GETİRMİŞTİ”
Erdoğan, Büyük Zafer’in kazanıldığı 1922 ruhuna atıfta bulunarak, “Milletçe kenetlenirsek, yeni zaferler kaçınılmazdır” mesajını verdi. Konuşma, özellikle “İç cepheyi bölmeye yönelik psikolojik operasyonlara” karşı uyarılar içermesiyle dikkat çekti.
Erdoğan’ın bu çıkışı, terörle mücadelede son dönemeçte atılacak adımların toplumsal konsensüsle desteklenmesi gerektiğini ortaya koyarken, “bölünmez bütünlük” vurgusuyla siyasi bir hat çizdi.
