YAVUZ DONAT / Ne spikermiş ama

Ülkenin gündemi zaten yoğun… Yetmedi, nur topu gibi bir krizimiz daha oldu… Spiker… TV programcısı… Yönetici… Uyuşturucu… İçki… Seks… Rezillik diz boyu.
Ahlak tatile çıkmış.
Ahlaksızlık meydanda cirit atıyor.
Şair Necip Fazıl rahmet istedi:
“İnsanda yok ise edep,
Neylesin medrese mektep,
Okusa âlim olsa,
Yine merkep, yine merkep.”
***
ONLAR DA SPİKERDİ

Hangi birini sayalım? Jülide Gülizar… Zafer Cilasun… Mesut Mertcan… Aytaç Kardüz… Tuna Huş… Ülkü Kuranel… Can Akbel… Ülkü İmset… Ve daha niceleri.

Hepsi de birer… Ekrana saygı… İzleyiciye saygı abidesiydi.

Mezarlarında kemikleri sızlıyordur… Hepsine rahmet diliyoruz.
***
BİR ÇÜRÜK ELMA
Meşhur sözdür… “Bir damla mürekkep, bir damacana suyu mundar eder.”
Benzer bir söz… “Bir çürük elma, sepetteki bütün elmaları çürütür.”
Günümüzde bir değil, birkaç spiker… Programcı… Sanatçı… Yönetici… İş insanı… Damacanadaki suyu kirlettiler, sepetteki elmaları çürüttüler.
Temizlik… Sadece polise, jandarmaya, savcıya, hâkime bırakılmamalı.
Herkese… Hepimize görev düşüyor. Toplumsal seferberlik gerekiyor.
***
KUZULARIN SESSİZLİĞİ
Spikeri, uyuşturucuyu, seks partilerini… Rüşvet olaylarını… İtirafları… İşportaya düşen ifadeleri, iddianameleri bilenlere… Ve bilmezden gelenlere ne demeli?
“Gözleri var görmezler… Kulakları var duymazlar” misali… Üç maymunu oynayanlara… Bir kez daha soralım… Ne demeli?
***
BİR ALTIN SÖZ
Söyleyen… Aleksandr İsayeviç Soljenitsin… Yeri ve zamanı geldi, paylaşmalıyız:
“Yalan söylediklerini biliyoruz.
Yalan söylediklerini biliyorlar.
Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar,
Ama hâlâ yalan söylüyorlar.”
***
HEM CANLI HEM HEYECANLI
Yerli film… Yabancı film… O kadar çok ki.
Örneğin… Utanmaz Adam… 1961 yapımı… Başrollerde Türkan Şoray ile Sadri Alışık.
Bir başka film… Ahlaksız. Yerlisi de vardı, yabancısı da.
Say say bitmiyor… Kötü Kadın… Tele Kızlar… Kötü Adam… Kiralık Kadın…

Ve şimdi… Televizyonlarda her akşam canlı yayın… Şöhretler… Spikerler… Sanatçılar… Uyuşturucu… Gözaltı… İfade… İddianame… Tutuklama.
Hani ne derler?
“Hem canlı hem heyecanlı.”
Eksik olsun böyle canlılık… Böyle heyecan.
***
GÜNÜN FIKRASI
Tavuk hırsızı… Kümeste yakalanmış… Suçüstü.
Mahkemeye çıkarılmış… Ceplerinde yumurta… Elbisesinde tavuk tüyleri.
“Hâkim bey” demiş:
– Avukat istiyorum.
– Her şey ayan beyan ortada… Hırsızlık yaparken yakalanmışsın… Avukat gelip de ne diyecek?
– Ben de onu merak ediyorum hâkim bey… Acaba avukat ne diyecek?
***
90-60-90
Merak ediyoruz… Spikeri işe alan… Onu ekrana çıkaran… Nelere dikkat ediyor?
Bilgisine mi? Eğitimine mi? Yeteneğine mi? Tecrübesine mi?
Son günlerin ana gündem konusu olan olay gösteriyor ki…
İşe alınırken… Ekrana çıkarılırken… Temel ölçü, ayıptır söylemesi, şu olmuş:
“90…60…90.”
***
‘YÖNETİCİMİZ UYUYOR MU?’
Nasıl da sempatik bir mesajdı… 1970‘li yılların unutulmaz ve sempatik İzocam reklamı.
Mevsim kış… Ortalık kar… Hava buz… Apartman bir türlü ısınmıyor.
Teyze… Ya da amca… Kapının önüne çıkmış, bağırıyor:

“Yöneticimiz uyuyor mu?”
Son günlerdeki spiker, programcı, müdür, sanatçı, uyuşturucu, parti, para, seks rezilliğini görünce… İnsanın haykırası geliyor.
Bu kuruluşların yöneticileri uyuyor mu?
***
‘AHMEDO HIŞHIŞLAR’
Ayhan Mergen… Yılların gazetecisi… Siirtli… Küresel Gazeteciler Konseyi Siirt İl Temsilcisi.
Siirt Arapçası atasözlerini… Ve deyimleri kitaplaştırdı.
Bir söz… Bölgede yaygın… Önce Siirt Arapçası’nı okuyalım:
“Nihne Beyt Ahmedo hış hış u le nısbeh u len tış.”
Türkçe karşılığına gelince:
“Ahmedo hışhışlardanız, ne görür ve ne de duyarız.”
Ey mangalda kül bırakmayan kadın kuruluşları! Ey STK‘lar! Ey kadın hakları savunucuları!
Kadın spikerler… Tacize uğramışlar… Ekmeklerinden olmuşlar… Günlerdir anlatılıyorlar.
Neden hiç sesiniz çıkmıyor?
Anlaşılan… Hepiniz “Ahmedo hışhışlardansınız.”
***
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
Ekranlarda… Sabah yayınlarında… Haberlerde… Akşamları izlediğimiz programlarda… Kadın ya da erkek pek çok spiker var… Programcı var.
Saygın… Pırıl pırıl… Başarılı insanlar.
Sanıyoruz… Ortalığa saçılan pislikten en çok rahatsız olanlar… Onlar.
Üzülmesinler. Başları öne eğilmesin.
Yollarına devam etsinler.
***
BATSIN BU DÜNYA
Tacize uğrayan… Genel yayın yönetmeniyle ilişkiye girmediği için ekrana çıkarılmayan… İstifasını veren… Hatta yurtdışına taşınan kadın spikerlerin yaşadıklarını duyunca… İnsanın aklına William Shakespeare‘nin sözü geliyor:
“Ne adaletsiz bir dünya… Kimi günahlarıyla yükseliyor… Kimi iyilikleriyle kayboluyor.”
***
EĞER BOZUKSA MAYA
Kızılderili atasözü: “Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışlık yapan kadar suçludur.”
Ve bir Çek atasözü: “Yalancılık, yankesicilik ve hırsızlık üçüz kardeştir.”
Yaşanan rezillikler gösteriyor ki… Bizde, ikisi de çok.
Yanlışı görüp önlemeyen de. Üçüz kardeş de.
Ve… Son söz: “Eğer bozuksa maya… Ne ar kalır ne hayâ.”
Mayası bozukları biliyorsunuz… Bir süredir sıcak gündemin çakma şöhretleri.



