YAZARLAR

MELİH ALTINOK / Dünya iyiye mi gidiyor kötüye mi?

Herkeste bir karamsarlık hâli var. “Bunlar daha iyi günlerimiz” demeyeni dövüyorlar.
Sadece huysuzluğa yatkın yaşlardan söz etmiyorum. En umutlu olması gereken gençleri bile kendimize benzettik. Üniversiteye başlayanlara hayallerini sorduğunuzda, rahat bir emekliliği mümkün kılacak bir maaştan bahsediyorlar.
“Ev ve araba alan son nesil babalarımızdı” deyip arabeske bağlıyorlar. Bu yüzden mutsuzlar, bu yüzden umutsuzlar.

***

Karamsarlığın bir cazibesi olduğunu inkâr etmiyorum. Hüzünle kafayı bulanları da anlıyorum. Ama dünyanın iyiye gittiğini söylemek Pollyannacılık değil; aksine veriye dayalı bir tespit.
İnsanlık, son iki üç yüzyılda neredeyse her başlıkta tarihi bir sıçrama yaptı. Bugün ortalama insan ömrü iki katından fazla arttı. Bebek ve çocuk ölümleri dramatik biçimde düştü. Bir zamanlar milyonları öldüren hastalıklar artık kontrol altında. Şiddet ve savaş, tüm algıya rağmen, tarihsel ölçekte daha az can alıyor.
Eğitimde tablo daha da çarpıcı. Okuryazarlık neredeyse evrensel hâle geldi. Özellikle kadınlar için bu, tarihte eşi benzeri olmayan bir kırılma. Oy hakkı, üniversite eğitimi ve iş gücüne katılım, birkaç kuşak öncesine kadar hayal bile edilemeyecek düzeyde yaygın.
Yoksulluk cephesinde de benzer bir hikâye var. Aşırı yoksulluk, son otuz yılda küresel ölçekte keskin biçimde geriledi. Açlık tamamen bitmedi ama nüfus artmasına rağmen aç insan sayısının azalması bile başlı başına önemli bir gösterge.
Yaşam kalitesi açısından bakıldığında da tablo karanlık değil. Elektrik, temiz su, internet ve temel hizmetlere erişim artık dünyanın büyük bölümünde sıradan. Hava kirliliği ve zehirli yakıtlar, gelişmiş ülkelerde ciddi ölçüde geriledi; gelişmekte olan ülkelerde bile iyileşme eğilimi var.
Elbette bu ilerleme her yere eşit dağılmadı. Savaş bölgeleri, çöken devletler ve otoriter rejimler hâlâ insanlığın kara delikleri. Ama büyük resme baktığımızda “dünya kötüye gidiyor” demek, verilerle değil ruh hâliyle konuşmak oluyor.

***

Peki madem tablo bu kadar da kötü değil, yakınma neden bu kadar arttı?
Sosyolog Herbert Spencer‘a kulak verelim:
“Şeyler ne kadar iyileşirse, onların kötülüğü hakkında yükselen çığlıklar da o kadar artar. Toplumsal sorunlar azaldıkça şikâyetler çoğalır.”
Belki de mesele dünyanın kötüleşmesi değil; beklentilerimizin tarihte hiç olmadığı kadar yükselmesi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu