MEVLÜT TEZEL / Çocuklarına yasaklarlar bizimkileri zehirlerler!

2023’te YouTube‘un başına geçen ve Time dergisi tarafından 2025’in “Yılın CEO’su” seçilen Neal Mohan, çocuklarının dijital platformlara erişiminin kontrol altında olduğunu söyledi:
“YouTube ve diğer platformlarda geçirdikleri zamanı sınırlandırıyoruz. Hafta içi daha katıyız, hafta sonları biraz daha esneğiz. Eşimle birlikte ‘her şeyde ölçülülük’ ilkesini benimsedik.”

Sayın Mohan keşke aynı ilkeli duruşu, çocuklar ve gençlerde bağımlılık yaran Short videolar için hazırladığınız algoritmalarda da görsek.
Örneğin Google‘ın CEO’su Sundar Pichai, çocuklarına evde teknoloji kullanımında katı sınırlamalar getirmişti. Hatta ortaokula giden çocuğuna cep telefonu almadığını açıklamıştı.
Steve Jobs bile aile üyelerine akşam yemeklerinde masaya tablet ya da telefon konulmasını yasaklamıştı.
Bunlar gibi çocuklarına cep telefonu ve sosyal medya yasağı getiren daha birçok Silikon Vadisi CEO’su var.
Ve çoğu iki yüzlü!

Güya çocukları koruyan göstermelik güvenlik prosedürleri ve kısıtlamalar geliştirirler ama bunların pratikte uygulanmasını istemezler.
Çünkü uygulanırsa videoların izlenme, sitelerin tıklanma oranı düşer ve YouTube daha az kazanır!
Mohan gibiler milyarlarca çocuk ve gencin YouTube, TikTok, Instagram‘da nasıl zehirlendiğini iyi bildikleri için kendi çocuklarını sosyal medyadan uzak tutarlar. Hatta ekran bağımlılığı oluşmaması için teknolojik aletlerin az olduğu okullara çocuklarını yollarlar! Diğer çocuklar onlar için sadece müşteridir.
***
UMUT VEREN BİR EYLEM PLANI
Sonunda TBMM, akran zorbalığını önlemek için bir eylem planı raporu hazırladı.
Ve bu rapora ilk Sabah gazetesinden Önder Yılmaz ulaştı.
Rapora göre, çocuklar için KADES benzeri bir sistem geliştirilecek.
Çocuklar, telefon veya tabletlerinden tek tuşla yakınları veya yetkililere konum bilgisi göndererek acil destek talep edebilecek.
KADES kadına yönelik şiddete karşı çok etkili olmuştu. Bazen çocuklar bu uygulamayı suiistimal edebilir ama gerekli yer ve zamanlarda kullanıldığında hayat kurtarıcı olabilir.
Aslında zorbalığa yönelik eylem planını sadece acil çağrı olarak değerlendirmemek lazım.
Haberde de belirtildiği gibi eylem planında tam sekiz bakanlığı devreye sokan zorbalığa karşı topyekün bir mücadeleden bahsediliyor.

Örneğin okullarda zorbalığı önleyici öğrenci konseyleri oluşturulmasının mutlaka faydalarını görebiliriz.
Ayrıca benim de bir yazımda önerdiğim; okullarda “Empati ve Sosyal Beceriler” dersi zorunlu hâle getirilecek.
Çocukların yaptıkları zorbalıklarla yüzleşmeleri, empati kurma becerilerini geliştirmeleri çok önemli.
Eğer etkili bir şekilde uygulanırsa bu dersin müthiş etkili olacağına inanıyorum.
Öğrencilerin aktif rol aldığı akran arabuluculuğu programlarının da çok etkili olacağına düşünüyorum.
Siber zorbalık ve dijital okuryazarlık eğitimlerinin tüm öğrenciler için zorunlu tutulacak olmasının faydaları olacaktır.
Raporda bahsedilen aile içi şiddet veya ihmal yaşayan çocukların ailelerine yönelik sosyal hizmet desteği verilecek olması özellikle suça sürüklenen çocukları kurtarma adına önemli bir rol üstlenebilir.
Mahalle bazında çocukların doğrudan danışabileceği sürekli erişilebilir çocuk dostu danışmanlar ve uzmanlar istihdam edilecek olması da müthiş bir gelişme.
Okullarda risk analizi yapılıp zorbalık gören çocuğa anında yardım eli uzatılması, dijital platformlarda, çocukların 7/24 ulaşabileceği psikolojik destek hizmetleri ve şiddet uygulayan çocuklara öfke kontrol odaklı eğitim programları uygulanması vs. bunların hepsi müthiş projeler.
Eğer bu eylem planı için gerekli kaynak ayrılırsa, kamuoyu da destek verirse sadece akran zorbalığının değil, çocukların suça sürüklenmesinin de önüne geçebiliriz.
Bu plana, abartılı pozitif mi yaklaştım bilmiyorum.
En azından bir komisyon kurulması, çözüm planları oluşturulması bile insana umut veriyor.
***
HIZLI YAŞLANDIRAN MESLEKLER
Compare the Market AU tarafından yapılan yeni bir araştırma, insanları daha hızlı yaşlandıran meslekleri ortaya çıkardı. İlk beş meslek sırasıyla şöyle:
1- İtfaiyeci, 2- Kamyon şoförü, 3- Aşçı, 4- Avukat, 5- Gazeteci.
Büyük ölçüde katıldığım bir sıralama.
İtfaiyecilerin sürekli değişen zorlu çalışma saatleri var. Ölümle dans eden tehlikeli bir iş yapmalarının onları stres altında bıraktığı kesin.
Erkeklerin bazen keşke kamyon şoförü olsam, evdeki dırdırdan uzakta, uzun yollarda tek başıma kalsam dedikleri oluyor ama tatilde 10-12 saatlik bir araba yolculuğu bile bu mesleğin ne kadar zor olduğunu anlamalarına yetiyor.

Zamana karşı yarışacak yemek hazırlamak da hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpratıcı olsa gerek. Aşçılık mesleği de insanı kolay yaşlandırır.
Uzmanlar müvekkillerin baskısı ve mahkeme salonlarının yarattığı gerilim, uzun vadede bir avukatın ruhsal sağlığı üzerinde kalıcı etkiler bırakabildiğini söylüyor.
Gazetecilik bazen savaşta siper altında, bazen doğal bir felaketin ortasında gibi birçok zorlu şartlarda çalışmayı gerektiren bir meslek.
Elbette her meslektaşım savaş ya da istihbarat muhabiri değil ama haber bulma, yayına ve baskıya yetiştirme, onca güzel işe rağmen bazen tek bir hatanızda kariyerinizin yok olması, günlük enformasyon bombardımanını üç-dört saat takip etmek bile stres yaratıyor. Ve bu stres işi bırakana kadar yaşam biçimi haline geliyor!
Gazeteciliğin de yıpranma payı yüksek mesleklerden biri olduğu doğru.
***
Altyazı
“Peki, Zeki Müren de bizi görecek mi?” (Vizontele)




