Dizdeki ağrıya ‘tıkaç’la son

Diz osteoartritinde (kireçlenme), eklem kıkırdağı zamanla bozulur. Bunun sonucunda eklemde ağrı, sertlik ve işlev kaybı meydana gelir. Şikayetler giderek artar. Hastanın hayatını kabusa çevirebilir. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı, Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) Saymanı Doç. Dr. Mustafa Özdemir, diz ağrılarında girişimsel radyolojinin yenilikçi tedavilerini anlattı.
YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIYOR
Doç. Dr. Özdemir, dizdeki kireçlenme tedavisinin semptomları iyileştirmeyi ve yaşam kalitesini artırmayı hedeflediğini belirterek, şöyle dedi: “Bu tedaviler arasında ilaç tedavisi, antiinflamatuar ilaçlar, egzersiz programları, fizik tedavi, kilo kontrolü, destekleyici cihazlar yer almaktadır. Bu tedaviler yetersiz kaldığında cerrahi tedavi devreye girer. Diz protezi sonrası hastaların yüzde 15’inde kronik ağrı devam eder.”
DİZE YENİ YÖNTEM
Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmaların, cerrahi dışı bir yöntem olan ‘Genikulat Arter Embolizasyonu’nun (GAE), kronik diz ağrısını azaltmada etkili ve güvenli bir alternatif tedavi olduğunu gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Özdemir, şöyle dedi: “Bu yöntem, özellikle orta ve ileri düzey diz kireçlenmesi olan ancak cerrahi müdahaleden kaçınan veya ameliyat için uygun olmayan hastalar için önerilmektedir. Bunun dışında farmakolojik tedavilere yanıt vermeyen veya sürekli ağrı kesici kullanmak istemeyen bireyler için de ideal bir seçenektir. Ayrıca diz protezi sonrası kronik ağrısı geçmeyen hastalarda uygun bir tedavi seçeneğidir.”
ANJİYO EŞLİĞİNDE UYGULANIYOR
‘GENIKULAT Arter Embolizasyonu’nun, girişimsel radyoloji uzmanları tarafından anjiyografi tekniği kullanılarak gerçekleştirilen minimal invaziv bir işlem olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, yöntemi şöyle anlattı: “Bu yöntemde; diz eklemindeki kronik inflamasyon ve ağrıdan sorumlu yeni yumuşak dokuları besleyen aşırı ve anormal damarlaşmayı yok etmek amaçlanır. Bunun için kasıktaki atardamardan ince bir iğne ile girilerek, ince kateterler ve teller yardımı ile dizi besleyen atardamarlara ulaşılır. Bu atardamarlar küçük kürecikler veya çeşitli ilaç karışımları yardımı ile kısmen tıkanır. Böylece inflamasyon azalır ve hastaların ağrı seviyesi önemli ölçüde düşer. Ağrılar 2 hafta içinde azalmaya başlar.”
İŞLEM BİR SAAT SÜRÜYOR
DOÇ. Dr. Özdemir, bu yeni tedavinin faydalarını ise şöyle sıraladı: Cerrahi gerektirmez, genel anesteziye ihtiyaç duyulmaz, işlem küçük bir damar girişinden gerçekleştirilir.
İşlem ortalama 30-60 dakika sürer.
Hastalar genellikle aynı gün taburcu edilir ve birkaç gün içinde normal yaşamlarına dönebilirler.
Araştırmalar, GAE’nin ağrıyı azaltmada ve fonksiyonel iyileşme sağlamada etkili olduğunu göstermektedir.
Minimal invaziv bir işlem olduğu için enfeksiyon ve komplikasyon riski son derece düşüktür.