

KUZEY SURİYE’DE ASKERİ VARLIK, TERÖR OLUŞUMUNU SINIRLIYOR
Maariv, Türkiye’nin Trump yönetimiyle güçlenen ilişkileri, Orta Doğu’nun en güçlü ordularından birine ve NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olması ile stratejik konumunu birleştirerek, enerji, güvenlik ve jeopolitiği birbirine bağlayan kritik bir aktör olarak öne çıkmasını sağlıyor.
Türkiye’nin kuzey Suriye üzerindeki kontrolü, sınırı boyunca özerk bir terör oluşumunun ortaya çıkmasını engelleyerek güvenlik tamponu sağlıyor. Aynı zamanda Suriye, Türkiye’ye benzersiz bir ekonomik ve stratejik avantaj sunuyor: geleneksel gaz ihracatçılarına bağımlılığı azaltma ve küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar riskleri ışığında Moskova ve Tahran’ın enerji piyasasındaki etkisini sınırlama imkânı.
ABD ile güçlenen ortaklık ve Rusya’ya bağımlılığın kademeli azalması, Türkiye’yi Washington’un küresel enerji piyasalarındaki tercih edilen stratejik ortağı konumuna getiriyor.
Kuzey Suriye’de artan askeri varlık, bölgesel güç dengesini etkileme açısından bir kaldıraç işlevi görüyor; aynı zamanda Türkiye’yi iç savaş sonrası yeniden inşa sürecinde ve Gazze Şeridi, Lübnan ve Libya gibi çatışma bölgelerinin yeniden inşasına yönelik uluslararası girişimlerde merkezi bir oyuncu konumuna getiriyor.



