Bakan Fidan’dan Filistin mesajı: Gazze’ye barış için asker de göndeririz

“İSRAİL, SURİYE İLE ANLAŞMA ZEMİNİNE GELDİĞİNDE YPG DE GELECEK”
Fidan, “SDG” ile İsrail arasında bir eşgüdüm olup olmadığına ilişkin soruya, “Tabii, yani İsrail, Suriye ile belli bir anlaşma zeminine geldiği gün YPG’nin de geleceğini göreceksiniz.” şeklinde yanıt verdi. “SDG” ile Suriye hükümeti arasında bir anlaşma sağlanamadığı takdirde olasılıklara ilişkin Fidan, “Umarım bir çatışma olmaz. Dediğim gibi yani çatışma kimsenin faydasına değil. Sivil halk ondan mustarip oluyor. İnşallah olmaz, inşallah YPG/PKK yani kendine düşen sorumluluğu yapar. Şu anda ortada bir plan var, silahlı unsurların tek çatı altında toplanması, ulusal ordu altında toplanmasına yönelik. İnşallah bu noktada mesafe kat edilir. İnşallah tekrar bir savaş görmeyiz.” dedi. Fidan, Suriye sahasında Türkiye ile İsrail arasında bir “yarış” olduğuna yönelik iddialara ilişkin, şunları söyledi: “Bu tabii biz bunu bu şekilde açıkçası düşünmüyoruz, görüşmüyoruz. Suriye sahasında yarış yapılacaksa, bizim kültürümüzde, inancımızda İslam’da bir sünnet var biliyorsunuz, bizim yarışımız hayırda olmalı. Suriye’nin güvenliğine, birliğine, bütünlüğüne kim daha fazla yardımcı olacak, işgale, bölmeye, öldürmeye, bombalamaya değil. Bunda yardımcı olacak. Biz kendimizi İsrail’le bu konuda aynı çabada, aynı ligde, aynı konumda görmüyoruz açıkçası. Yani bir emperyal yayılmacılık peşinde olanla bir işbirliği, destek içerisinde olan, bu önemli.” Fidan, ikinci olarak Suriye halkının kimi istediğinin, İsrail’i mi Türkiye’yi mi sevdiğinin önemli olduğuna ve bunun Suriye halkına sorulması gerektiğine işaret ederek “Suriye halkı Türkiye’yi niye seviyor? Biz ekmeğimizi, aşımızı, ilacımızı paylaştık ve paylaşmaya da devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki, Allah korusun aynı şey bizim başımıza gelirse Suriyeli kardeşlerimiz de bize yapacaklardı aynı desteği.” diye konuştu.
“SUDAN İÇİN ORTAYA KOYULAN BARIŞ ÇABALARINA DESTEK VERİYORUZ”
Sudan’daki çatışmalar ve Türkiye’nin tutumuna ilişkin Fidan, ülkedeki savaştan önce Sudan’la çok iyi ilişkilere sahip olduklarını hatırlatarak “Maalesef savaştan sonra bizim şu anda yaptığımız şey daha fazla insani yardım yapmak ve yürüyen diplomatik çabalara destek vermek. Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Amerika, bütün bunların ortaya koyduğu barış çabalarına biz destek veriyoruz.” ifadelerini kullandı. Fidan, Gazze’de olduğu gibi Türkiye’nin barış için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu vurgulayarak, Sudan’ın Türkiye için gerçekten çok kıymetli bir ülke ve Sudan halkının aziz ve mübarek olduğunu dile getirdi. Bu konuda büyük bir üzüntü içinde olduklarını aktaran Fidan, “Türkiye olarak tek yaptığımız şey sürekli insani yardım malzemeleri ulaştırabilmek ama Sudan coğrafyası o kadar büyük ki, çok ücra yerlere ulaştıramıyorsunuz. İslam dünyası olarak bizim artık böyle resimleri görmememiz gerekiyor, bu sorunları yaşamamamız lazım. Bu medeniyet; sivil halkı öldüren, çocukları öldüren, bombalayan, hastaneleri yok eden bir medeniyet değil.” dedi.
“SUDAN’IN BÖLÜNME İHTİMALİNİN ÖNÜNE GEÇMEK GEREKİYOR”
Fidan, Sudan’ın bölünme olasılığından tabii ki endişe duyduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu büyük bir endişe bizim için, bunun önüne geçmek gerekiyor. Onun için, inşallah, az önce ifade ettiğim ilgili devletlerin, kardeşlerimizin belli bir anlayış içerisinde olması gerekiyor. Biz daha fazla aktif diplomatik çaba içerisine girmeye hazırız ama şu anda kardeşlerimizin yürüttüğü bir süreç var. Biz ona başından beri saygı duyduk, o sürece de paralel bir süreç olsun istemedik ama Türkiye’nin yardımı ne zaman istenirse, biz girmeye hazırız. Açıkçası şu anda taraflarla da konuşuyoruz, Amerikalılarla da konuşuyoruz, Arap kardeşlerimize de konuşuyoruz. Telkinlerimiz, çabalarımız sürekli devam ediyor, bu konuda sürekli çalışma halindeyiz.” Bölgesel sorunların bölgesel sahiplenmeyle çözüleceğine inandığını ifade eden Fidan, bunun Türkiye’nin politikası ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da vizyonu olduğunu söyledi. Fidan, bölge ülkelerinin sorunlarına kendilerinin sahip çıkması, dışarıdan bu sorunları çözecek bir “hegemonu” beklemekten vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi. İslam dünyası ve bölge ülkeleri olarak insan kaynaklarının, ekonomik kaynakların ve gelişmişliğin buna müsait olduğuna işaret eden Fidan, kendi güçlerini keşfedip, medeni bir şekilde bir araya gelip, meseleleri masanın üstüne koyup güven içinde tartışmaları ve işbirliği yapmaları gerektiğini belirtti. Filistin meselesinin ve Gazze Temas Grubunun ortaya koyduğu çabanın bu konuda çok örnek olduğuna değinen Fidan, aynı şekilde Suriye konusunda ortaya koyulanın çabanın da örnek bir çaba olduğunu dile getirdi. Fidan, Suudi Arabistan’ın, Katar‘ın, BAE’nin, Mısır’ın, Türkiye’nin hep beraber bir araya gelip bölge sorunlarını omuzlamasını ve elinden geleni yapmasını tarihi bir adım olarak nitelendirdi.



