

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Pullman Hotel’de düzenlenecek Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları…
Aziz İstanbullular, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığımızın değerli yöneticileri, belediye meclis üyelerimiz, hanımefendiler, beyefendiler sizleri hürmetle selamlıyor, sizlerle olmaktan büyük bahtiyarlık duyuyorum.
Aziz İstanbullular, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığımızın değerli yöneticileri, değerli kadın belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, saygıdeğer misafirler, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları tarafından düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesinde sizlerle bir arada olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Zirveye katılan değerli misafirlerimize; Avrupa’dan Asya’ya, dünyanın farklı köşelerinden ülkemizi ve İstanbul’umuzu teşrif eden kıymetli yerel yönetici ve temsilcilere “Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” diyorum.
AK Parti Kadın Kolları Başkanlığımızı, Sayın Başkan ve ekibini; zirvede emeği ve katkısı olan tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Katkı sağlayan tüm hocalarımıza ve misafirlerimize de şimdiden şükranlarımı sunuyorum.
Dün başlayan ve yarın sona erecek zirvemizde “Kadınla Yükselen Şehirler” teması altında önemli meseleler masaya yatırılacaktır.
Bu kapsamda; Türkiye’de şehircilik vizyonu ve konut politikası, Şehircilikte kadın ve aile politikaları, Akıllı şehirler, enerji yönetimi ve dijital dönüşüm, Göç, göçmen politikaları ve sosyal uyum, İklim değişikliği, çevre ve sürdürülebilirlik gibi başlıklarda paneller düzenlenecek ve konular açık yüreklilikle değerlendirilecektir.
İdeal ve adil bir toplumsal hayat ancak kadınların hak sahibi olmalarıyla mümkün. Kadının güçlü olduğu yerde gelişme olur, ilerleme olur, inşa olur.
“KADINLAR BAŞÖRTÜLERİ DOLAYISIYLA SEÇİLME HAKKINDAN MAHRUM BIRAKILDILAR”
Sevgili dostlarım, doğrusu kadınlar bu anayasal haklarını uzun yıllar selahiyetle, liyakatle ve özgürce kullanamadılar. Görünür görünmez birçok engelle karşılaştılar. Mesela başörtüleri dolayısıyla seçilme hakkından mahrum bırakıldılar. Mesela üniversiteyi kazandıklarında karşılarında ikna odalarını buldular. Mesela kimi zaman kılık kıyafetlerinden, kimi zaman mezun oldukları okullardan ötürü ayrımcılığa uğradılar. 28 Şubat’ın baskıcı atmosferinde binlerce kadın eğitim, çalışma, kamuda istihdam haklarından feragat etmek zorunda kaldı. Kadınlar yıllarca inanç değerleriyle okulları, eğitimleri, meslekleri arasında çok travmatik tercihler yapmak mecburiyetinde bırakıldı. Bunların hepsini beraber yaşadık. Biliyorum ki şu an bu salonda bulunan bütün arkadaşlarımın da önemli bir kısmı bu ayrımcılığı iliklerine kadar yaşadı.
Şimdi ben buradan soruyorum, Meclise başörtüsüyle girdi diye adeta linç edilen kadınları hangimiz nasıl unutabilir?
Başörtü yasağını savunan CHP’yi unutmuyoruz. Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete rağmen başardık.
“YÜRÜTÜLEN CADI AVLARINI UNUTAMAYIZ”
Şimdi ben buradan soruyorum, Meclise başörtüsüyle girdi diye adeta linç edilen kadınları hangimiz nasıl unutabilir? Okullarda, üniversitelerde yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz?
Unutmayın, “411 el kaosa kalktı” manşetinin temsilcisi olduğu karanlığı nasıl unutabiliriz?
Başörtüsü yasağının sürmesi için Anayasa Mahkemesinin kapısında nöbet tutan CHP ve özgürlük düşmanı zihniyetini nasıl unutabiliriz?
Bugün sesleri eskisi kadar çok çıkmasa da medyada, sosyal medyada, iş dünyasında, siyasette, bürokraside varlığını hâlen devam ettiren kadın hakları cellatlarını nasıl unutabiliriz?
Bunları unutmadık. Unutmuyoruz. Ve hiçbir zaman unutmayacağız.
Değerli misafirler, çok değerli yol arkadaşlarım, her ne kadar kadınlar seçme seçilme hakkını 91 sene önce elde etmiş olsalar da, maalesef bu haklarını hiçbir kısıtlama olmadan kullanmaları uzun, sancılı, zorlu ve bedellerle dolu bir mücadeleyi gerekli kılmıştır.
Burada şu gerçeği büyük bir gururla ifade etmek arzusundayım: Türkiye, kadın hakları konusunda kelimenin tam manasıyla altın yıllarını bizim dönemimizde yaşıyor. Yıllarca bu meselenin edebiyatını yapanlar hiçbir adım atmazken biz, hanım kardeşlerimizin sosyal hayatta, kamuda, ticarette ve en önemlisi siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içindeyiz.
“KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI EYLÜL İTİBARIYLA YÜZDE 35,7 OLDU”
Bunu son 23 yılın rakamlarına göz attığınızda zaten görüyorsunuz. Göreve geldiğimizde kadınların iş gücüne katılım oranı %27,9’du. 2025 Eylül ayı itibarıyla bu rakam %35,7’ye yükseldi. Parlamentodaki kadın milletvekillerinin sayısı 24. Kadın temsil oranı ise sadece %4,4’tü. 2023 Mayıs seçimleriyle meclisteki kadın milletvekillerinin sayısı 119’a, temsil oranı ise 5 kat artarak %19,83’e çıktı. Kadın muhtarların sayısı 117’den 2001’e yükseldi. Kadın kamu çalışanlarının oranı 2024 yılı itibarıyla %43,4’e ulaştı. Kadın valilerimizin sayısını 4’e, kadın kaymakamlarımızın sayısını ise 3,7 katına çıkardık. 2002’de kadın büyükelçilerimizin sayısı sadece 14 iken bugün 80 kadın büyükelçimiz var.
Nereden? Nereye? 26.000’i aşkın hâkim ve Cumhuriyet savcımızın 10.372’si kadın yargı mensuplarımızdan oluşuyor.Kadın akademisyenlerin sayısında da ciddi artış oldu. Kadın profesörlerimizin oranı ise değerli kardeşlerim, %24’ten %36’ya; doçentlerimizin oranı %31’den %44’e; öğretim görevlilerimizin oranı %36’dan %53’e yükseldi.
Sadece 23 yıl gibi kısa bir sürede işte bütün bunları başardık. Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık. Bu mücadeleyi sonuna kadar sizlerle birlikte sürdüreceğiz.
AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bu kardeşinizin hak ve adalet mücadelenizde daima sizlerin yanında olacağını, bu mücadeleyi sizlerle kalp kalbe yürüteceğini bilmenizi istiyorum.
Rabbim yol ve mücadele arkadaşlığımızı daim eylesin diyorum.
CHP’Lİ BELEDİYELERE TEPKİ
Değerli misafirlerim, çok değerli kardeşlerim; biz, ufkunu, vizyonunu, ülkeye ve millete hizmet aşkını yerel yönetimlerde ortaya koymuş, orada pişmiş, yetişmiş bir siyasi geleneğin temsilcileriyiz. Şahsım başta olmak üzere milletin gönlünde ve hafızasında yer edilen birçok isim, belediyelerdeki çalışmaları ve başarılarıyla temayüz etti. Parti olarak yerel düzeyde kazanılan birikimi merkezi idareye, merkezde edinilen tecrübe ve vizyonu da mahalli idareye taşımaya önem verdik.
Ankara’da milletvekili veya bakan olarak tüm Türkiye’ye hizmet etmiş arkadaşlarımızdan bazıları, belediye başkanı olarak kendi illerine de hizmet ettiler; gözümüzü kabartan işlere imza attılar ve atıyorlar. Kadın belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimiz, yerel düzeyde AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetinin temsilciliğini başarıyla yerine getiriyor.
Yerel yönetimlere kadın eli değdiğinde orada sadece estetik, nezaket ve özverinin değil; aynı zamanda başarının, sabrın, vizyonun, şefkatin ve kararlılığın da olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Biz de kendilerine her türlü desteği veriyoruz. Vermeyi de sürdüreceğiz.
Şu gerçeğin hepimiz gayet farkındayız: Türkiye’nin kalkınmasında, gelişmesinde, bilhassa vatandaşa dokunan hizmetlerin icrasında mahalli idarelerimiz hayati roller üstlenmektedir. Belediyeler iyi çalıştığında, halka iyi hizmet ettiğinde merkezi idarenin vizyonunu tamamlayıcı bir işlev görmektedir. Tersi durumda ise vatandaş hak ettiği hizmete kavuşamamakta, iller ve ilçeler arasında halka sunulan hizmetlerin kalitesinde fark oluşmaktadır. 2019 seçimleri sonrasında el değiştiren birçok belediyede bunu bizzat tecrübe ettik. Hizmet ve eser yerine reklamı önceleyen kifayetsiz kişilerin yönetiminde belediyelerimiz hızla irtifa kaybetti. Daha önce pürüzsüz işleyen hizmetlerde aksaklıklar yaşanmaya başladı. Trafik, toplu taşıma, temizlik hizmetleri, çevre düzenlemeleri gibi temel hizmet alanlarında bırakın iyiye gitmeyi, sorunlar derinleşti, kronikleşti, büyüdü, daha da içinden çıkılmaz hâle geldi.
Sorunlar özellikle yolsuzluk, rüşvet, irtikam, kamu malını talan etme; bunun yanında ahlak ve hukuk dışı skandallar, ne yazık ki Türkiye’yi bir tahribatla karşı karşıya bıraktı.
Bütün bunları eklediğimizde ortaya çok daha vahim bir tablo çıkıyor. Biz, 86 milyonun sorumluluğunu taşıdığımız için kötü gidişe engel olmak adına her türlü çabayı gösteriyoruz. Belediyelerin yetişemediği yerlere biz ulaşıyoruz. Kaynakların verimli ve etkin kullanılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Hizmet etme isteğini desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız; yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız.
Bakın, bunu özellikle şunun için ifade ediyorum: Gelinen noktada artık daha farklı bir yaklaşımla belediyeciliğe bakmamız gerekiyor. Şehirlerinin daha yaşanılabilir, daha huzurlu, daha sağlıklı olması bugünden atacağımız adımlara bağlıdır. Bir yandan mevcut sorunları çözerken, diğer yandan da asırlık vizyonlarla şehirlerimizi geleceğe hazırlamak durumundayız.
Örneğin enerji ihtiyacının arttığı gerçeğinden hareketle, enerji planlaması ve yönetimine uygun bir şehircilik politikasını yerleştirmek zorundayız. Sıfır atık çalışmalarını yoğunlaştırarak, yaygınlaştırarak şehirlerimizin en büyük sorunu haline gelen çevre kirliliği ve israfın önüne geçmek mecburiyetindeyiz.
Bir başka mesele göçmen politikaları ve sosyal uyum çalışmalarının yapılmasıdır. Bu konuda mahalli idarelerin hazırlıklı olması, yol haritalarını oluşturması ve suya düşmeden yüzmeyi öğrenmiş olması büyük önem arz ediyor. Bunun yolu ise şehir bilincini geliştirmekten, sosyal uyum ve dayanışmayı önemsemekten, şehrin tarihi ve kültürel dokusunu korumaktan geçiyor.
Kadın Belediye Başkanlarımızın bugünün işlerini hakkıyla yaparken, yarının şehirlerini kurma çalışmalarını da ihmal etmeyeceğine inanıyorum. Her birinize şimdiden muvaffakiyetler diliyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nin başarılı geçmesini temenni ediyor, zirvenin düzenlenmesinde emeği ve katkısı olan herkese, bilhassa kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.



