YAZARLAR

ÖZLEM DOĞANER / Nisan yatırım umutlarını yeşertecek

Nisan ayı, enflasyonla mücadele açısından zor bir ay oldu. Bir yandan bayram tatili bir yandan İstanbul‘daki deprem pek çok açıdan tüketimi hızlandırdı. Bir yandan küresel alanda ticaret savaşlarının etkisiyle pariteden emtialara kadar pek çok alanda etkilerin olduğu dalgalanmalar gördük. Bir yandan da nisan ayında bugüne kadar çok az rastlanan 50’nin üzerinde ilimizde tarımda zirai don meydana geldi. Etkisi bu aydan hissedilir mi bilinmez ama fırsatçılara gün doğduğu kesin. Bu dönemin pozitif rakamı belki de petrol fiyatlarındaki 60 dolarlara kadar düşen tabloydu.
Hem içerideki gelişmeler özellikle kurdaki sınırlı da olsa dalgalanmaların etkisi, fırsatçılara fiyatlama davranışlarında bozulmaya imkân tanıyacak gelişmelerin olması ve tabi bu süreçte hem içeride hem dışarıda bu kadar hızlı bir tempo nisan ayı enflasyonunu tahmin etmeyi oldukça güçleştiriyor. Arada Merkez Bankası’nın hem olağandışı yaptığı toplantı ardından nisan toplantısında verdiği faiz kararı da enflasyon beklentileri üzerinde etki oluşturdu.
Şimdi bu tabloya bakınca nisan beklentilerinin %3 ila %5 arasında geniş bir yelpazede olmasını görmek şaşırtıcı değil. Son gelen İstanbul enflasyonu tablonun bazılarının düşündüğü gibi çok da dramatik olmadığını ve tahmin aralığında kalabildiğini gösteriyor. İstanbul’da nisan ayında bir önceki aya göre perakende fiyatlar yüzde 3.21, toptan fiyatlar ise yüzde 1.46 arttı.
Buradan yola çıkarsak, eğer bugün açıklanacak nisan ayı enflasyonu %3’ün altında kalırsa yıl sonu tahminlerinde de çok büyük bir sapma olmayacağı görülüyor.
Merkez Bankası‘nın yılsonu tahminlerinde bir revizyon olur mu? Bunu da 2. Enflasyon Raporu’nun açıklanacağı 22 Mayıs’ta daha net bir şekilde göreceğiz. Ancak genel açıdan baktığımızda beklentileri özellikle Merkez Bankası’nın faizleri yükseltmesi etkiliyor. Çünkü hemen hemen bütün yatırımcılar, sanayiciler, ihracatçılar bu yılı faiz indiriminin yaşanacağı ve yıl sonuna kadar da %30’lara varacak bir faiz tablosu ile bitirmeyi bekliyordu. Ve yılın ikinci yarısında da yatırım planlıyorlardı. Şimdi bu planların biraz ötelendiğini görüyoruz. Dolayısıyla enflasyonun tahmin aralığında kalması ve Merkez Bankası’nın tekrar faiz indirimlerine başlaması umutları da yeniden yeşertecek ve yatırımların da hızlanmasına sebep olacak. Bu açıdan nisan ayı enflasyonu oldukça kritik bir enflasyon olarak bugün karşımızda duruyor.

***

ENFLASYONLA MÜCADELEYE ENERJİ DOPİNGİ
Enflasyonla mücadelenin en önemli destekçilerinden birisi bu yıl enerji kalemi olacak gibi görünüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde, Turkuvaz Medya ev sahipliğinde gerçekleşen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi Türkiye‘nin enerji bağımsızlığına dolayısıyla ekonomide daha da güçlü hale gelmeye ne kadar yakın olduğunu gösterdi.
Arz çeşitliliği Türkiye’nin bugüne kadar en çok açık verdiği alanda ne kadar önemli bir noktaya geldiğimizi işaret ediyor. Örneğin Gabar‘dan çıkan petrol sayesinde yıllık 2 milyar dolarlık ithalat önleniyor. Yine Karadeniz’de keşfedilen ve kullanılan doğal gaz şimdilik yıllık 1.5 milyar dolarlık tasarruf demek. Güneşten rüzgârdan yani yenilenebilir enerjiden elde edilen kaynak bugün bütün konutlarımıza yetebilecek enerji anlamına geliyor. Bir yandan da çok yakında devreye girecek olan nükleer santral var. Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede ilan etti: “Cumhuriyet tarihimizin en büyük enerji projesi olan Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin ilk reaktörünün inşası yakın zamanda tamamlandı. Bu yıl sonunda deneme üretimine başlayıp Akkuyu’dan ilk elektriği vereceğiz. Diğer reaktörlerin tamamlanmasıyla birlikte, 2028’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tam kapasite çalışmasını öngörüyoruz. Akkuyu Santrali tüm bileşenleriyle devreye girdiğinde doğalgaz ithalatımız yıllık 7 milyar metreküp azalacak. Bu da 2.5 milyar dolarlık bir tasarruf anlamına gelir.”
Peki bu vatandaşa nasıl yansıyor?
Özellikle pandemi sonrası vatandaşların mağduriyet yaşamaması adına elektrik ve doğal gazda sübvansiyon uygulaması başlatıldı. Halihazırda elektrikte mesken abonelerinin faturalarında düşük kademede %54, yüksek kademede %30 devlet desteği sağlanıyor. Doğal gazda bu oran %76 olarak uygulanıyor. 2022-2024 döneminde yaklaşık 1 trilyon TL’lik tutarı devlet karşılandı. 2025 yılında fiyatlarda ilave bir değişim olmazsa sübvansiyon maliyeti 750 milyon TL’yi bulacak. Daha da önemlisi enerjinin ekonomiye katkısı topyekün refahın artması anlamına geliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu