
MHP lideri Devlet Bahçeli (AA)
PAPA 14. LEO’NUN ZİYARETİ
MHP lideri Bahçeli, Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyaretiyle ilgili de konuştu. Bahçeli’nin Papa’nın ziyaretiyle ilgili açıklamaları şu şekilde:
Öncelikle şunu ifade edeyim, Milliyetçi Hareket Partisi adına görüş paylaşan Genel Başkan Yardımcımız Sayın Edip Semih Yalçın’ın açıklaması bizim resmi açıklamamızdır, nitekim desteğim tamdır. Papa 14.Leo, Vatikan Devlet Başkanı ve Katolik dünyasının ruhani lideridir. Ülkemize ziyareti Sayın Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine gerçekleşmiştir. Bizim bu ziyarete diyeceğimiz bir şey yoktur. Yapılan görüşmelerde Türkiye-Vatikan diyaloglarıyla, Filistin başta olmak üzere güncel mahiyetli bölgesel ve küresel gelişmeler ele alınmıştır. Papa’nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, “Türkiye’nin tarihsel ve coğrafi konumunun barışın tesisinde merkezi rol oynadığını” söylemesi oldukça anlamlıdır. Bizim eleştiri noktamız Papa’nın Vatikan Devlet Başkanı olarak yaptığı temaslar değil, Katolik dünyasının ruhani lideri olarak gerçekleştirdiği, hattızatında şova dayalı dini ve tarihi ritüellerle milletimizi rahatsız etmesidir. İznik Neofitos Bazilikası’ndan tutun da, İstanbul Maçka’da kurulu bulunan Wolkswagen Arena’daki ayinlere varıncaya kadar sahnelenen gizil propagandaya ve kapalı devre işlenen mesajların muhtevasına esastan ve usulden itirazımız vardır. 1700 yıl önce toplanan bir konsilin, bu topraklardaki ilk başkentimiz olan İznik’ten tekrar canlandırılma hevesine, İznik yerine Nicaea’yı ikame etme sinsiliğine seyirci ve suskun kalamayız. İslam aleminin arasına nifak tohumları saçanların, Müslümanı Müslümana kırdıranların, Hıristiyanlığı birleştirme ve bu dini özellikle Asya merkezli yayma çabalarına İznik’in alet edilmesi, burayı sıçrama alanı olarak görmeleri inanç ve itikat onurumuzun hiçe sayılmasıdır. Biz büyük bir devlet, muazzez ve muhterem bir milletiz. Basit korkulara takılıp kalmayız. Hadiselere kompleksli bakmayız. Ancak asırlar boyunca yazılan senaryoları, oynanan oyunları da görmezden gelemeyiz. İznik’in kurtuluş yıldönümü olan 28 Kasım 1922’nin 103’üncü yıldönümünde, Haçlı seferlerinin başladığı 27 kasım 1095’in 930’ıncı yıldönümünde, 1700 yıllık bir hesabın kararmış sayfalarını tekrar açmanın, akılları karıştırmanın, bulanık suda balık avlamanın, Allah indinde son din olan İslam’ın üzerinde kara bulutlar dolaştırmanın ne sonu ne de sonucu olacaktır. Herkesin din ve vicdan hürriyetine saygımız vardır. Hiç kimseyi dininden ve inancından dolayı hor ve hakir görmediğimiz açıktır. Fakat Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın da bir alemi yoktur. Ben de olan biteni gördükten sonra ATV’de yayımlanan Kuruluş Orhan dizisinin senarist ve yapımcısı Sayın Mehmet Bozdağ’ı arayarak, gösterimdeki bu dizinin Türk tarihi ve Anadolu coğrafyası açısından öğretici, uyarıcı ve uyandırıcı bir işlevi olduğunu söyledim. Bu ve buna benzer dizilerin çoğalmasını ve milletimiz tarafından da merak ve ilgiyle izlenmesini diledim. Tarihimizi unutursak, geleceğimiz uçurumdadır. Bizi biz yapan, bizi köklerimize, kimliğimize, inancımıza bağlayan hasılı tıpkı bir meşale gibi yanan milli ve manevi değerlerimizin tahribine göz yumarsak bu coğrafyadaki hayat ve varlık haklarımıza kast edilmesi mukadderdir. Hangi ad, amaç ve unvanla olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde farklı egemenlik alanlarının doğuş ve doğruluşuna müsamaha gösteremeyiz. M.S.325 İznik Konsili, Hıristiyanlığın devletleşmesinde kavşak noktadır. 1700 yıl sonra yapılan ikinci konsil ise sembolik dini bir merasimden daha çok nevzuhur bir hakimiyet üretme ve sürdürme fırsatçılığıdır. ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin de 2026 yılında Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılacağını söylemesi yetki aşımı, sorumsuz bir taşkınlık değilse nedir? Mezkur kararı bu sefir mi verecek, yoksa Türkiye Cumhuriyeti mi? Tahakkümcü, mütecaviz ve dayatmacı teşebbüs, teklif ve değerlendirmelerin istiklal ve istikbal şerefimizi dikkate almadığı, pervasız ve küstahlıkta sınır tanımadığı ortadadır. Bizim meselemiz Papa’nın ziyareti veya diplomatik girişimleri değildir. Meselemiz Konsil hafızasının ve karanlıkta kalmış hatıralarının tekrar diriltme faaliyetleridir.”



