SALİH TUNA / Bir arzunun aşırı acıklı hikâyesi


Fanatik futbol taraftarlarının “Vur kır parçala bu maçı kazan” tezahüratını anıştırır bir moda girmişlerdi.
Zira, uzun yıllar muhalefette kalmanın hıncıyla dolup taşmışlardı.
İmamoğlu da zaten bu “arzuyu” fırsata çevirdi.
Cumhuriyet savcısının iddianamesinde, belge ve itiraflara bakacak olursak, çaldı, çırptı, partiyi ele geçirdi. Öyle vurup kırmakla da değil, adeta karıncanın belinden su alarak.
Beylikdüzü‘nde İmamoğlu İnşaat adına açılan sanat sergisine müteahhitlerin akın ettiğini ve yüksek rayiçle satın aldıkları tabloları İmamoğlu’na hediye ettiklerini, İmamoğlu’nun da bu tabloları söz konusu İmamoğlu İnşaat’ın sanat sergisine geri vererek devridaim sağlandığını öğrenince, İmamoğlu’nun daha Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde “nimet” konusunda kendisini çok iyi yetiştirdiğini anladım.
İBB Başkanı olduğunda neden “İstanbul nimet nimet” dediği de savcılığın binlerce sayfalık iddianamesinde mufassal anlatılıyor.
Anlaşılan o ki, yaklaşık bir yıl önce hakkında soruşturma açılacağını öğrenince, İmamoğlu ekibiyle oturdu ve ağız birliği içinde soruşturmaya “siyasi” yaftası vurmaya karar verildi. Sonraki süreçte de Özgür Özel‘i emanetçisi olarak atadı.
Takdir edersiniz ki Özgür Bey hem yolsuzluklardan arınmayı savunup hem de partinin başında kalamazdı. Dolayısıyla yolsuzlukları örtmek için kendini paraladı. Vefadan değil tabii, koltuk sevdasından.
Gelgelelim, olan da CHP‘ye oldu.
Yıllar yılı muhalefet olmaktan kaynaklanan ahlaki üstünlüğü, İmamoğlu ve Özel el ele verip yerle yeksan etti.
***
Seçmen denize benzer, geç ısınır, geç soğur. Yolsuzluk utancını taşımak istemeyen CHP‘li seçmen de ufaktan ufağa partisinden soğumaya başladı. En azından ekserisi CHP’li olan akrabalarımdaki manzara-i umumiye böyle.
Kılıçdaroğlu, işbu seçmendeki hâl-i pürmelali okumayı bildi.
Malumunuz, önce çok kısa bir videoyla, “CHP yolsuzluklardan arınmalı” dedi. Lince maruz kaldı ama videosu milyonlarca izlendi. Geri vitese atmadı, benzer şeyleri gazetemiz Sabah‘la yaptığı söyleşide de dile getirdi.
Yazık ki yazık, röportajın içeriğini tartışmak yerine, “kime konuştuğu” üzerinden bir ahlak muhasebesi icat edildi. Sanki eski genel başkanlarına konuşacak bir mecra bırakmışlar gibi.
***
Özgür Özel ve saz arkadaşları, yolsuzluk iddialarını ve hesap verme çağrısını buharlaştıramayınca yeni bir aşamaya geçti: Yolsuzluklardan arınmak yerine, “yolsuzluktan arınalım” diyenlerden arınmak!
Sizin anlayacağınız, parti politikalarını kamuoyu önünde sorgulayan isimler tastamam tarassut altında.
Zaten 2023’ten bugüne yaklaşık 400 partili disipline sevk edilmiş durumda. Berhan Şimşek, Gürsel Tekin, Barış Yarkadaş gibi isimler çoktan kapının önüne kondu.
Sevgili Bülent Arınç, mensubu olduğu AK Parti’yi yıllardır kıyasıya eleştirdi ama ne ihraç edildi ne de disipline sevk edildi.
Lakin, algıya bakarsanız AK Parti ve lideri otoriter, CHP parti içi demokrasinin nirvanası.

