MELİH ALTINOK / Duvara asılan o silah elinde de patlayabilir


Çiftçi eylemleriyle sarsılan Yunanistan’da sokaklar ekonomik krizle meşgulken hükümet başka bir sayfayı hızla dolduruyor.
Savunma Bakanı Nikos Dendias, “Ege adalarını roketlerle, tanksavarlarla, hava savunma sistemleriyle güçlendireceğiz. Türkiye’den gelebilecek her tehdidi kaynağında imha ederiz” diyerek tansiyonu iyice yükseltiyor. Yeni sistemlerin İsrail’den alınacağı konuşuluyor.
Türkiye ile Yunanistan NATO üyesi iki ülke; savaş ihtimalinin nasıl bir matematiğe oturacağı da, Ankara’nın tehdit skalasında Atina’nın nerede durduğu da hâlâ muamma.
AVRUPA, SİLAHHANEYE DÖNERKEN
Bu yalnızca Ege’ye özgü bir hararet değil.
Berlin’de de uzun zamandır görülmeyen bir tablo var: Almanya, İkinci Dünya Savaşı‘ndan bu yana en büyük savunma bütçesini onayladı: 100 milyar euro. Olası bir Rus saldırısına karşı hazırlanan ve 1200 sayfayı bulan planların maliyeti 166 milyar euro.
Polonya, kişi başı savunma harcamasında ABD’yle yarışacak seviyeye geldi. İngiltere, soğuk savaş dönemindeki seviyelere döndü. Fransa nükleer başlıklarını yeniliyor.
Bir yanda Trump’ın NATO üyelerine yönelik “Harcamaları yüzde 5’e çıkarın” baskısı, diğer yanda Rusya korkusu… Kıta hızla bir silah fuarına dönüşmüş durumda. 2025’te dünya savunma harcamalarının 2.5 trilyon doları aşması bekleniyor.
ÇEHOV’UN UYARISI
Tarih bir kez daha aynı sahneyi hazırlıyor sanki. Herkesin aklına Çehov’un meşhur sözü geliyor: “Duvara asılan silah er ya da geç patlar.”
1914’te mükemmel silahlanmış Avrupa’nın nasıl bir felakete yuvarlandığını biliyoruz.
Bugünün silahları ise çok daha tehlikeli. Bir tek yanlış İHA, bir tek “yanlışlıkla” açılan ateş, domino taşlarını Ege’den Baltık’a, Karadeniz’den Tayvan Boğazı‘na kadar devirebilir.
Ne var ki bazen o silah, asanın elinde de patlar.
SSCB‘NİN ÇÖKÜŞÜ
Putin’in yıllardır “Paranoyaklar bunlar” demesi boşuna değil. Çünkü Sovyetler’in bu yola nasıl sürüklenip nasıl çöktüğünü en iyi bilen kendisi.
1980’lerin ortasında SSCB, milli gelirinin yüzde 25’ini savunmaya harcıyordu. Afganistan’da kan kaybederken, Reagan “Yıldız Savaşları” projesiyle masaya 1 trilyon dolar daha koydu. Sovyetler yarışmaya çalıştı ama nefesi yetmedi.
1989’da Berlin Duvarı yıkıldı. 1991’de 15 parçaya bölündüler.
Silahlanma kazanmıştı ama kazanan taraf bile değildi.



