YAZARLAR

HAŞMET BABAOĞLU / İznik…

Papa geliyor ya…
Özellikle YouTube‘da ortalık karıştı.
Bazı gizemcilikler var ki, “İfşa ediyorum” havasında en basit gerçekleri bile bulandırıyorlar.
Vatikan‘a karşıyım havasında Vatikan’ın işine yarayacak şeyler söylüyorlar.
Bu tavrın müşterisi de çok…
Şimdi bu tayfayı eleştirdiğim için, eminim bazıları yazımın bu satırlarını okuyup sonrasını bırakacaklar.
Oysa Papa ziyaretinin apaçık problemleri var, önce onlara bakmalıyız…

***

Mitra, kitra, bazilika falan geçelim, asıl “işaretleşme” başka yerde…
Nerede mi?
Yahu Kutalmışoğlu Süleyman Şah, İznik’i fethettikten sonra Haçlı Seferleri başladı desek yanlış olmaz.
Gayet basitçe Google’a yazsanız bile…
Anadolu‘da ilk Türk başkenti diyebileceğimiz İznik’i geri almak için Haçlıların ne barbarlıklar yaptığını göreceksiniz…
Niye?
Çünkü İznik onlar için kutsal…
Çünkü bu şehir onların hâkimiyetinde olmazsa, kiliselerini “sürgün”de sayarlar.
Bu yüzden 1096’da yüz binlerce barbar, İznik’e saldırdığında Türkler bir yıl direnip geri çekilmek zorunda kalmıştı.

***

İznik’e gidenler…
Ve sadece güzel kahvaltı yerlerinde keyif yapmakla kalmayıp biraz da tarihi yerleri merak edenler bilirler; Hıristiyan din adamları etrafta çok dolaşır…
Bir tarihçi dostum dedi ki:
“Ben araştırma için yıllar boyu İznik’e taşındım, hiç bizim akademisyenlere rastlamadım ama yabancı tarihçi ve ilahiyatçıya çok rastladım, oturduk, konuştuk.”
Şunu da ekledi: “Sürekli Hıristiyanlık öncesi ve Hıristiyanlık dönemi bulgularla ilgileniyoruz ama İslam dönem bulgularına el uzatan yok. Dikkat edin: Tarih, arkeolojiye feda ediliyor.”
Bu son cümle önemli.
Anlayan, anlamıştır.

***

Tamam!
“Amerikalı Papa” Leo XIV gelsin, yapsın ayinlerini…
Bu mecburi bir diplomasi, “gelme!” diyemezsin!
Ancak biz de önce kendimize, sonra dünyaya bakalım…
Bilgilerimizi baştan gözden geçirelim…
Heyecanlı ezoterik hikâyelerden çok Vatikan’la işbirliği içindeki “küreselci elit”in ne iş çevirdiğini merak edelim…
Plan ne?
Nasıl bir dünyaya hazırlanılıyor?
Türkiye onlar için neresi, nasıl bir ülke?
Bunları ciddi biçimde ele almak için vakit geçiyor.

***

NOT DEFTERİ
Ruhun ölümünden kastettiğimiz, onun kökten yok oluşu değil, varoluş hikmetinden habersiz oluşu, uzak kalışıdır. (SEZAİ KARAKOÇ / Ruhun Dirilişi)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu