Başkan Erdoğan: 15 bin öğretmenin atamasını yapıyoruz


Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’nda açıklamalarda bulunuyor.
Başkan Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, öğretmen adaylarını, eğitim camiasının mensuplarını ve katılımcıları selamlayarak, misafirlerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Katılımcılara “Milletin evine ve milletin kütüphanesine hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz.” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün ülke ve millet adına tüm eğitim camiasına hayırlı olmasını temenni etti.
Erdoğan, maarif davasının tüm neferlerine selam ve saygılarını ileterek, “Şurası bir gerçek ki; öğretmenlik kadar hayatımızda yer eden, iz bırakan, karakterimizin şekillenmesine tesir eden pek az meslek bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜZERİMİZDE HAKKI OLAN ÖĞRETMENLERİMİZİ MİNNETLE YAD EDİYORUZ”
Bugün salonda bulunan öğretmenlerin tebessümle hatırladığı, kendisine kattıkları için şükranla yad ettiği ve belki de örnek alarak mesleği seçtiği bir öğretmeni mutlaka bulunduğunu belirten Erdoğan, “Her birimiz üzerimizde hakkı olan öğretmenlerimizi yıllardır olduğu gibi bugün bir kez daha minnetle, özlemle yad ediyoruz. Sizlerin şahsında 81 ilimizdeki tüm öğretmenlere ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bende emeği ve göz nuru bulunan öğretmenlerime şükranlarımı sunuyor, hayatta olan hocalarımın her birinin tek tek ellerinden öpüyorum.” İfadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, vazife başında şehit olan öğretmenler ile afetlerde ve kazalarda hayatını kaybeden eğitimcilere Allah’tan rahmet diledi.
Şehit öğretmenleri her Öğretmenler Günü’nde milletçe hüzün ve minnetle andıklarını vurgulayan Erdoğan, “Bilhassa kendilerini her Öğretmenler Günü’nde milletçe hüzünle, hasretle ve minnetle andığımız şehit öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yalçın’a ve Necmettin Yılmaz’a Cenab-ı Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.” dedi.
Öğrencilerini yetiştirdikten sonra emekli olan öğretmenlere sağlıklı ve hayırlı ömürler dileyen Erdoğan, sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde Türk öğretmenlerin görev yaptığına dikkati çekerek, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ve Türkiye Maarif Vakfı’na bağlı eğitim kurumlarında yurt dışında görev yapan eğitimcilere de teşekkürlerini iletti.
Başkan Erdoğan, şöyle devam etti;
15 BİN ÖĞRETMEN ADAYIMIZIN ATAMA HEYECANINI PAYLAŞACAĞIZ
Bugün aynı zamanda bir başka mutluluğu da hep birlikte yaşıyor ve tanıklık ediyoruz. Birazdan 15 bin öğretmen adayımızın atama heyecanını paylaşacağız. Kura ile görev yerleri belli olacak genç öğretmenlerimiz birikimleriyle, geniş vizyonlarıyla, güçlü karakterleri ve sağlam duruşlarıyla evlatlarımızı geleceğin dünyasına en güzel şekilde hazırlayacaklardır. İnşallah bir ömür boyu aşkla, şevkle, tutkuyla, samimiyetle mesleklerini icra edeceklerine inandığım genç öğretmenlerimizi tebrik ediyorum. Görevlerinin kendilerine, öğrencilerine ve ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.
“ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİSİNİ SABIRLA İŞLEYEN MÜCEVHER USTASIDIR”
Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak istiyorum, ilk atamadan emekliliğe kadar öğretmenlik; her aşamasında tahammül isteyen, sabır isteyen, özveri isteyen, bunlarla birlikte adanmışlık isteyen saygın bir meslektir. Birazdan kurasını çekeceğimiz genç öğretmenlerimiz yeni bir kariyere başlamanın yanında, emekliliğe kadar sürecek zorlu olduğu kadar ulvi bir mesleğe de adım atıyorlar. Öğretmenlik mesleğini diğer kamu görevlerinden ayıran en önemli vasfı, malzemesinin de meyvesinin de insan olmasıdır. Öğretmen, kendisine emanet edilen cevher olan öğrencisini büyük bir sabırla, şefkatle, merhametle işleyen mücevher ustasıdır. Öğretmen öğrencisine sadece bilgi aktarmaz; aynı zamanda onun fikrini değiştirir, ufkunu genişletir. Hayata ve kendisine yönelik bakış açısını tıpkı bir kuyumcu titizliğiyle ilmek ilmek dokur, işler, tekemmül ve inkişaf ettirir.
“ÖĞRETMEN ÖĞRENCİSİNİN GENİŞ AİLESİNİN BİR ÜYESİDİR”
Bu gerçeği merhum Nurettin Topçu, Büyük İskender ve hocası Aristo örneğinden hareketle bakınız nasıl açıklıyor; ‘Babam beni gökten yere indirdi, hocam beni yerden göğe çıkardı.’ Evet, öğretmenin insanın kişilik ve kimlik inşasına etkisi tam olarak budur. Hayatta öyle meslekler vardır ki insan maaşını alır, ücretini alır, karşılığında bir işi görevi yerine getirir ve böylece sorumluluktan kurtulur. Fakat öğretmenlik böyle bir meslek değildir. Öğretmen öğrencisine kimi zaman annelik yapar, kimi zaman babalık, kimi zaman da arkadaşlık eder. Öğretmen bu yönüyle öğrencisinin geniş ailesinin bir üyesidir. Okul nasıl ki millet kültürünün, millet ruhunun bayrağı ise öğretmen de bu ruhun bayraktarıdır. Buradaki ve ülkemizin dört bir yanındaki tüm öğretmenlerimizin görevlerini bu yüksek şuurla, bu yüksek mesuliyet bilinciyle yerine getirdiklerine ve getireceklerine yürekten inanıyorum.
“TEKNOLOJİDEKİ DEĞİŞİM ARTIK BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BOYUTLARA ULAŞTI”
Şunu bilmenizi isterim, öğretmenlerimiz ilim, irfan, hikmet ve ahlak meşalesini ellerinde gururla taşıdıkça Allah’ın izniyle Türkiye’nin yolu da ufku da sonuna kadar açıktır. Siz bu ruha sahip çıkarsanız önümüz inşallah aydınlık olacaktır. Teknolojinin hayatımızı çepeçevre kuşattığı, ülkelere, toplumlara ve bireylere istikamet çizdiği bir çağda yaşıyoruz. Teknoloji ve dijitalleşmenin hayatımıza getirdiği kolaylıkları kimse inkar edemez. Daha önce saatler, günler süren pek çok işi bugün elimizdeki telefona yüklediğimiz bir uygulama sayesinde saniyeler içinde yapabiliyoruz. Dünyanın en ücra köşesindeki hadiseleri anbean takip edebiliyor, fiziken bir araya gelmemizin mümkün olmadığı farklı kültürden insanlarla diyalog kurabiliyor, hatta dostluk, arkadaşlık, iş ortaklığı geliştirebiliyoruz. Son dönemde yapay zeka devrimiyle birlikte teknolojideki değişim artık baş döndürücü boyutlara ulaştı. Sonunu kimsenin öngöremediği bir belirsizliğe doğru insanlık olarak hızla yol alıyoruz.



