BÜLENT TİMURLENK / Akıl tutulması


G.Saray’ın 3 sezon şampiyonluğunda İcardi’nin büyük sakatlığı dışında takım sağlam kalmış, bu da UEFA’nın sağlık istatistiklerine en az sakatlık yaşayan takımlardan biri olarak yansımıştı. Milli araya mağlubiyetle girdikten sonraki ilk maç içeride-dışarıda zordur. Üstelik Osimhen yoksa ve hatta Kaan Ayhan ile Berkan’ın yokluğuyla kadro derinliği yitirilmişse… Bunlarla kalsa iyi. Okan Buruk ilk yarıda önce Lemina’yı sonra da Singo’yu kaybetti. Devre arası hariç bir oyuncu değişiklik slotu kalmıştı ve sahaya sürdüğü Yusuf Demir, futbol topuyla yeni tanışmış biri gibi ya pozisyonları eziyor ya da kaybediyordu. G.Birliği’nin Günay’ın ağzının içinden vurduğu topun bir benzeri ikinci yarıda da gelecekti ama ortada çözülmesi gereken bir mesele vardı. G.Saray soyunma odasına 0-1 geride gitmiş, Sane ve Sara kayıptı. Lemina da olmayınca orta saha rakibin geçiş hücumlarına açıktı. Buruk yapması gerekeni yaptı, gözünün yaşına bakmadı ve Yusuf’u 2. yarıya çıkarmadı. İlkay büyük usta, İcardi bu golü sadece Gençlerbirliği‘ne değil “İcardi, Ocak’ta gitmeli, gitsin” diyenlere de attı. Osimhen’in Afrika Kupası’na gideceği günlerde İcardi’ye “Gitsin” demek akıl tutulmasıdır ama futbol aklı olanlar için geçerli bu tabii. Barış ve İlkay ile 3 puan cepte derken 10 kişi rakipten gol yemek, Sallai’nin derbide olmayacak olması ve Lemina ile Singo’nun durumlarının belirsizliği… Volkan Demirel‘in takımı Aslan’ı 1-0 öndeyken yaralı bıraktı, -fırsat da buldular- aslanı yaralı bırakırsanız peşinize düşer. Öyle ya da böyle o gün son gününüzdür. Maçın adamlarına gelince… Barış Alper Yılmaz ve Kazımcan’dı…



