ESRA EZMECİ / İlk buluşmaların görünmeyen yüzü

İlk buluşmaların ışıltısı, ikinci buluşmaların tutarlılığı, üçüncü buluşmaların gerçek yüzleri… İlişkinin kaderini belirleyen görünmez işaretler, aslında daha en başından kendini fısıldıyor
İnsanın hayatında bazı anlar vardır; yüreği hızlı hızlı atar, elini kolunu nereye koyacağını bilemez. Daha kapıdan içeri girerken “acaba bu sefer olacak mı?” diye içinden bir ses fısıldar. Bazen de hiç heyecan duymadan, sadece “bir şans vereyim” diyerek çıkarsın bir buluşmaya. Fakat ister heyecanlı ister temkinli ol, her yeni tanışmanın bir gerçeği vardır ki o da şudur kimse ilk üç buluşmada kendinin yüzde 100 halini göstermez. Gösteremez. Gösterse de sen anlayamazsın. Çünkü sen birini tanımaya çalışırken, karşındaki kişi de kendini tanıtmak için bilinçli veya bilinçsiz bir rol oynar. Sen de oynarsın. Bu roller kimseyi kötü yapmaz; insan olmanın doğal bir parçasıdır. Önemli olan, bu rolün ardındaki gerçek kişiyi ne zaman görmeye başlayacağını bilmektir.
İLK BULUŞMADA NELERİ ANLARSIN?
1- Enerji ve ilk izlenim: Bir insanın senin ruhuna değip değmediğini ilk beş dakikada hissedersin. Bu his her zaman doğru değildir ama önemlidir. Enerji tutmuş olabilir, ama bu ‘uyumluyuz’ anlamına gelmez. Enerji tutmamış olabilir, ama bu “asla olmaz” demek değildir. Enerji sadece bir ilk kıvılcımdır. İlişkinin kendisi değildir.
2- Karşındakinin nezaket düzeyi: Bir insan başta kibarlık yapabilir, evet. Ama kibarlık bir refleks gibidir, rol değildir. Şunlara bakarsın: Garsona davranışı, fiyat konuşurken ki üslubu, acele edip etmemesi, sözünü kesip kesmemesi, konuşurken göz teması kurup kurmaması

3- İletişim tarzı: Bazı insanlar konuşur da konuşur; bazıları daha çekingen olur. Fakat ilk buluşmada en çok şunu anlarsın: Karşındaki seninle iletişim kurmaya istekli mi, değil mi? Yani duvar mı örüyor, yoksa sohbet açıyor mu? Sen konuşurken dinliyor mu, yoksa sıranı bekler gibi duruyor mu?
4- Seninle ilgili merakı: Bir insan seni tanımak istiyorsa şunları sorar: Ne iş yapıyorsun, Hayatta sana ne iyi gelir, Nelerden keyif alırsın? İlk buluşmada bir insan senin hayatına meraklı mı, yoksa sadece kendinden mi bahsediyor, çok net görürsün.
5- Seninle ilgili niyetini: “Cinsel niyeti var mı, Daha ciddi bir şey istiyor mu, Flört mü arıyor ilişki mi?” Bunların elbette yüzde 100’ü anlaşılmaz ama en azından bir yönü kendini belli eder. Örneğin: Sürekli fiziksel temas kurmaya çalışan biriyle “ben ciddi bir şey istiyorum” diyen biri arasında fark vardır. Sana saygı duymayan, seni aceleye getiren biri daha ilk buluşmada kendini belli eder.

MASKE YAVAŞ YAVAŞ ORTADAN KALKAR
Üçüncü buluşma, insanın yavaş yavaş maskesinin kaydığı buluşmadır. Duygular işin içine girer çünkü artık tanıdık bir yüz vardır.
– Gerçek niyet: Ciddiyet mi, Flört mü, Vakit geçirmek mi? Niyet artık “gizlenemeyen davranışlara” yansır. Bir insan gerçekten seni istiyorsa; plan yapmaya başlar, zamanı programlar, geleceğe dair küçük de olsa bir cümle kurar, iletişimi bırakmaz.
Sadece eğlence arıyorsa; mesaj aralıkları uzar, sorular azalır, “bakarız, haberleşiriz” cümleleri çoğalır.
– Sınırlarına saygı duymalı: Cinsel, duygusal, fiziksel, sosyal… Bir insan sana sınır tanıyorsa bu üçüncü buluşmada ilk kez açık şekilde görülür. Örneğin: “İstersen başka yere geçmeyelim, rahatsız olma.” “Daha yavaş ilerleyelim, senin hızına uyarım.
Senin için uygunsa böyle yapalım.” Bunlar bir ilişkinin köşe taşlarıdır.
– Değer verme şekli: Herkes değer vermeyi farklı şekillerde gösterir. Bazıları sorarak, bazıları plan yaparak, bazıları dokunarak…
Üçüncü buluşma bunun ipuçlarını net biçimde verir. Sen onun yanında daha doğal oldun mu? 3’üncü buluşmada şunu çok net hissedersin: Bu insana açılabiliyor muyum, Yanında kendimi güvende hissediyor muyum? Bu ‘güvende’ his, romantik güvenlikle karıştırılmamalı. Bazen sadece huzurlu hissedersin. Bu değerli bir histir.

YANINDA KENDİN OLABİLİYOR MUSUN?
İkinci buluşma psikolojide ‘tekrar testi’ olarak geçer. İnsan ilk buluşmada gösterdiği şeyleri tekrarlayabiliyorsa bu iyidir.
Tutarlılığı: İkinci buluşmada en iyi anlayacağın şey: Bu kişi tutarlı mı, Söylediği saatte geldi mi, İlk buluşmada anlattıklarıyla çelişiyor mu, İletişimi sürdürüyor mu, Söz verdiği bir şeyi unuttu mu, Sen yokken seni nasıl yaşıyor, İlk buluşmadan sonra mesajları nasıldı?
İlgisi devam ediyor mu, Arıyor mu, Seni görmek için çabalıyor mu? Bekleyen, merak eden, plan yapan bir kişi, senin varlığını ciddiye alıyordur.
Sohbet derinliği: İlk buluşma yüzeyseldir. İkinci buluşmada insanlar biraz daha rahatlar. Daha doğal bir akış vardır. Bu buluşmada şunları anlarsın: Düşünce tarzı, problem çözme biçimi, şakalara bakışı, duygulara yaklaşımı. Sen onun yanında kendin olabiliyor musun? Bazen bir insan çok iyi biridir ama yanında sıkılırsın. Kendini kasarsın. Aşırı kontrol edersin. İçten içe “bir şey eksik” dersin. İşte bu his 2. buluşmada belirginleşir.

İLK GÖRÜŞMEDE NEYİ ANLAYAMAZSIN?
– Kişiliğini: Kimse kişiliğini ilk buluşmada tam göstermez.
Sen şöyle sanırsın: “Çok kibar, çok ilgili, çok güler yüzlü” Hayır. İnsanların gerçek karakteri zaman, güven ve tekrar eden davranışlarda ortaya çıkar.
– Bağlanma stilini: Kaçınmacı mı, Kaygılı mı, Güvenli mi? Bunu ilk buluşmada anlamak neredeyse imkansızdır. Kaçınmacı bir insan bile ilk buluşmada “çok ilgili” gibi görünebilir.
– Uygunluğunu: Bir ‘an’ meselesi değildir uygunluk…Bir zaman meselesidir. İnsanlar ilk buluşmada bile uyumlu görünür çünkü… Daha dikkatli konuşur, daha kontrollü hareket eder, daha özenli davranır. Gerçek uyum dördüncü ve onuncu buluşma arasında ortaya çıkar.

GÜVENMEK ZAMAN İSTER
– Güvenilir mi değil mi: Bir insan birkaç buluşmayla güvenilir görünür. Ama gerçekten güvenilir olup olmadığını anlamak zaman ister. Güven davranışın tekrarından doğar. Bunu ikinci buluşmada çözemeyiz.
– Karanlık taraflarını: Herkesin gölge yönleri vardır: Kızgınlık biçimi, kıskançlığı, tahammül seviyesi, kriz anındaki tavrı, çatışma dili… Bunların hiçbiri ikinci buluşmada görünmez.
-Ailesine, paraya, ilişkiye bakışının gerçek boyutu: Sana anlatır ama bu durumu ancak yaşayarak görürsün. Herkes anlatırken iyidir; uygulama zamanla ortaya çıkar.
KARAKTERİNİ HEMEN ANLAMAK ZORDUR
Gerçek karakterini: Karakter bir ayda, bir yılda bile zor anlaşılır. İnsan ilişkilerinin en yanıltıcı kısmı da budur.
Kriz anlarını: Öfkelendiğinde, incindiğinde, kıskandığında, güçsüz kaldığında ortaya çıkar. Bunları üç buluşmada anlayamazsın.
Kimyası bana göre: Uygunluk, kimyanın ötesindedir. Değerlerin, yaşam biçimlerin, hedeflerin, ihtiyaçların ve hayat temposunun uyumudur. Bu, aylar içinde şekillenir.



