Böcek ailesinin ölümü: Soruşturma hakkında en son ne biliyoruz?


“OLAYLARDA ŞİRKETİMİN BİR KUSURU OLAMAZ”
İlaçlama şirketinin sahibi, şirketinin sadece haşere ilaçlama yaptığını ileri sürdü.. “Tahtakurusu ilaçlamaları yapmadık. Ayrıca jel ilaçlaması da yaparız. Meydana gelen olaylarda benim şirketimin bir kusuru olamaz.” savunmasını yapan şirket sahibi, “Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Zaten gerekli numunelerde alındı, gerçek ortaya çıkar. Böyle bir olay yaşandığı için her insan gibi bende üzgünüm.” dedi.
Şirket sahibi, ilaçlama sırasında “Alfasc” ve “Cypermetrin” isimli ilaçları kullandığını da ifadesinde dile getirdi.
Tutuklanan midyeci Y.D, lokumcu F.T, kokoreççi E.E. ile kafe işletmecisi F.M.O’nun savcılıktaki ifadelerine ulaşıldı.
Şüphelilerden kokoreççi E.E., savcılıktaki ifadesinde, dükkanda bulunduğu sırada siparişlerin hazırlanmasıyla herhangi bir şekilde ilgilenmediğini, iş yerinde kullanmış oldukları malzemeleri dükkana satan firmaların getirdiğini, kendilerinin sadece ödemesini yaptığını iddia etti.
Şüpheli E.E., ürünlerin hijyenine dikkat ettiklerini ve olaydan 1 hafta önce iş yerinde denetim yapılarak ürünlerin hijyen kurallarına uygun olduğuna dair tutanak tutulduğunu savundu.
“ÇOCUKLAR HERHANGİ BİR ÜRÜN YEMEDİ”
Tutuklu şüpheli lokumcu F.T. ifadesinde, iş yerinde sigortalı olarak çalıştığını ifade ederek “Dükkan içerisinde çocuklar herhangi bir ürün yemediler. Ayrıca anne ve babaya ikram ettiğim nar çayından da içmediler. Müşterinin almış olduğu 200 lira karşılığındaki 1100 grama gelen lokumdan aynı gün içerisinden yaklaşık 200 farklı müşteriye satmışlığımız olmuştur.” dediği öğrenildi.
Lokumcu ayrıca, kendisinin ölüm olayıyla alakası olmadığını da savundu.
Tutuklu şüpheli kafe işletmecisi F.M.O. da çayları anne ve babanın, gazlı içeceği ise çocukların içtiğini, iş yerinde günlük 150-200 kadar adisyon olduğunu, iş yerinde sirkülasyon fazla olduğu için içeceklerin her zaman taze olduğunu, ölümlerle bağlantısının olmadığını öne sürdü.
“MİDYEYİ ADAM İLE KADIN YEDİ”
Bir diğer tutuklu şüpheli midyeci Y.D. ise 5 senedir midye sattığını, bu zamana kadar böyle bir olayla karşılaşmadığını, olay günü bin 50 tane midye aldığını, saat 22.00 sıralarında bütün midyeleri bitirdiğini ileri sürdü.
Şüpheli Y.D, gün içerisinde aynı midyeden yaklaşık 10 tane yediğini ve midye yiyen aileye bir porsiyon satış yaptığını anlatarak “Midyeyi adam ile kadının yediğini gördüm. Ancak çocukların yiyip yiyemediklerini görmedim.” iddiasında bunundu.
“NE ZAMAN İSTANBUL’A GELSEM BAŞIMA VUKUAT GELİYOR”
Böcek ailesini hastaneye götüren Sercan Tanrıverdi’nin de ifadesi ortaya çıktı.
“12 Kasım günü saat 11.20’de aile, Kadırga Limanı Parkı’nın önünde aracımın önüne atladı. Beni durdurup aracıma bindiler. En yakın hastaneye götürmemi istediler. ” diye konuşan Tanrıverdi, aileyi Bezmialem Hastanesi’ne götürdüğünü dile getirdi.
Aileyi telaşlı gördüğünü ifade eden taksici, “Babayla sohbet etmeye çalıştım. Neyiniz var diye sorduğumda yiyecek ve içecek yemiştik galiba bize dokundu diye cevap verdi. ‘Lütfen en yakın hastaneye bizi götür’ dedi. Hastaneye doğru giderken kız çocuğu sürekli kusuyordu.” diye konuştu.
Çocuğun poşete kustuğunu dile getiren Tanrıverdi, “Anne baygındı, kafasını sağ arka cama yaslamıştı. Yolun bir an önce bitmesini bekliyordu.” dedi.
Taksici, şöyle devam etti:
“Babayla sohbet ettiğimde, ‘Ne zaman İstanbul’a gelsem başıma vukuat geliyor, geçen sene geldiğimde de motosiklet kazası geçirdim. Kolumu, bacağımı kırdım. Bu sefer de böyle talihsiz olay yaşadım’ dedi. Ben normal taksi şoförüyüm, görevimi yaptım. Müşterileri aldım, en yakın hastaneye götürdüm. Bu konu hepimizi üzdü, acı bir haber. Ailesine de baş sağlığı diliyorum”.”



