Barışın adresi yeniden Türkiye! Witkoff ve Zelenski Ankara’ya geliyor: Masada ne konuşulacak?

A Haber – Ekran Görüntüsü
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ BİR DAHA GÖREMEYECEĞİZ”
Gazeteci Ekrem Kızıltaş, Ukrayna’nın barış sürecinin çıkmaza girdiğinin farkında olduğunu ve Türkiye’ye gelerek kaybedilen topraklarını kurtarabilmek için çıkış yolu olarak Başkan Erdoğan’ı gördüğünü ifade etti. Kızıltaş ayrıca gelinen noktada Ukrayna’nın eski toprak bütünlüğüne ulaşmasının oldukça zor olduğunun da altını çizdi:
“Ukrayna daha kuruluşundan itibaren 1991’den itibaren 1994’te yapılan anlaşmalarla dünyanın en büyük ikinci nükleer gücü iken elindeki nükleer silahları İngiltere’nin, Fransa’nın, Amerika’nın, Rusya’nın “Ne demek? Arkandayız, yanındayız. Sana kimse bir şey diyemez.” dedikleri bir vasatta 1996 1994’teki anlaşmayla Rusya’ya teslim ettikten sonra sürekli olarak çalkantılar yaşayan bir ülke. Bana kalırsa geçmişteki o Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü bir daha rüyamızda bile göremeyeceğiz. Zelenski bütün bu süreçleri yaşayan, bütün bu süreçlerde önde gözüken isim olarak Türkiye’ye geldiğinde Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımızın ve kadrosunun objektif tavırlarıyla belki bu biraz acı bir söz ama yangından ne kurtarabilirse ya da zararın neresinden dönülürse kârdır anlayışıyla belki en azından bundan sonrası olabildiği kadar rahat etmenin herhalde yollarını arayacak gibi geliyor. Çünkü ne Trump’ın ne Avrupa ülkelerinin işgal edilen bölgeleri tekrar Ukrayna’ya versinler. Ukrayna’nın eski toprak bütünlüğü olsun falan diye bir dertleri yok. Bu belli ki ta eskilerden “Batı planlarını uzun süreli yapar.” deriz ya. Emperyalistler böyle yapar. Burada Ukrayna demek ki gözden büyük çapta çıkarılmıştı. Umulur ki yarın yapılacak görüşmelerde Türkiye’nin objektif tavırlarıyla en azından kanın durduğu, ateşin durduğu, orada biz nasıl ki Gazze için içimiz yanıyorsa yani Ukrayna’da da insanlar, siviller ölüyor, hayatını kaybediyor. Çok fazla ilgilenmiyoruz ama orada da ciddi bir çatışma durumu var. Dönem dönem alevleniyor falan. Umulur ki barış gelir. Ama ümidin ne derseniz laf aramızda çok da ümidim yok.”



